MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed – Kocaeli Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan ve “demans” teşhisi konulan Kürt kadın siyasetçi Aysel Tuğluk, hastanenin verdiği "cezaevinde kalamaz" raporuna rağmen ikinci kez götürüldüğü İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda (ATK) "cezaevinde kalabilir" raporu verildi. Kadınlar verilen karara tepki göstererek, Aysel Tuğluk’un sağlık koşulları nedeniyle cezaevinde kalamayacağını ve derhal tahliye edilmesini istiyor.

“Rapor bilimsellikten uzak”

Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Hatice Demir, hazırlanan raporun bilimsellikten uzak ve etik kurallara aykırı olduğunu söyledi. Raporda Aysel Tuğluk’un tek başına cezaevinde kalıp kalmayacağının değerlendirilmediğine dikkat çeken Hatice Demir, raporun Aysel Tuğluk’un yargılandığı Kobanê davasında sağlık sorunlarından kaynaklı savunma yapıp yapamayacağının tespiti amacıyla istendiğini söyledi.

“Tıbbi veriler değerlendirilmeden karar verildi”

Raporun tutukluluk durumuna dair bir şey içermediğine yer veren Hatice Demir, “ATK kendisinden talep edilen hususu değerlendirmek yerine Aysel Tuğluk’a atfedilen fiillerin meydana geldiği döneme ilişkin herhangi bir tıbbi veriyi değerlendirmeden ‘cezai sorumluluğunun tam olduğuna’ dair rapor düzenlemiştir. Yine ATK, Aysel Tuğluk’un asıl sevk nedeni olan mevcut sağlık sorunları nedeniyle savunma yapıp yapamayacağını değerlendirmesi gerekirken, bunu yapmaktan da kaçındığı anlaşılmaktadır” sözlerini kullandı.

“Tıp etik kurallarına aykırı”

Raporda Aysel Tuğluk hakkındaki iddianameye uzun uzun yer verilmesinin raporun bilimselliğine gölge düşürdüğünü belirten Hatice Demir, bunun temelinde yatan durumun Aysel Tuğluk’un politik kimliği olduğuna yer verdi. Raporda sorunlu bulunan kısımların yanı sıra Aysel Tuğluk’un yaşadığı sağlık sorunlarının da tespit edildiğini ifade eden Hatice Demir, “Rapordaki temel sorun ATK’nin kendisinden istenen Tuğluk’un tutuklu yargılandığı davada mevcut sağlık sorunları nedeniyle savunma yapıp yapamayacağının tespitinden kaçınılmasıdır. Raporda Aysel Tuğluk hakkındaki iddianameye uzunca yer verilmesi, mahkemenin talebine cevap verilmemesi ve önceki raporların değerlendirilmemesi bilimsellikten uzak ve tıp etik kurallarına aykırı hazırlandığını göstermektedir. Bu nedenle raporda imzası bulunan hekimlerin cezai ve idari sorumluluğuna gidilebilir” dedi.