"Dayanışma baskıyı görünür hale getirdi"

İzmir’de ardı ardına gelen baskıları değerlendiren avukat Sena Yazıbağlı Selanik, kadınların dayanışmasının sokaktaki baskıyı görünür hale getirdiğini söyledi.

ELİF AKGÜL

İzmir - İzmir’de her hafta trans kadınlara yönelik bir şiddet haberi geliyor. En son 3 Mayıs’ta yüksek ses şikayetiyle trans kadınlar polis şiddetine maruz kaldı. Yaşananları ajansımıza değerlendiren saldırıya uğrayan kadınların avukatı Sena Yazıbağlı Selanik, “3 Mayıs’taki olayda yüksek sesle müzik dinledikleri bahanesiyle sokağa gelen polisler birdenbire biber gazı sıktı, bir trans kadının kafasını demirlere vurdu ve şeker insülin krizine giren bir başkası için gelen ambulansın geçişi engellendi. Hemen suç duyurusunda bulunmadık. Çünkü aynı karakoldu ve arkadaşlarını koruyabilirler. Ama medyadan suç duyurusunda bulunacağımızı öğrendiklerinde hemen gidip onlar suç duyurusunda bulunmuşlar. Gidip ifade verdik” dedi.

“Trans kadınlar haklarını öğrenmeye başladı”

Benzer durumların değişen emniyet müdürleriyle tekrarlandığını ifade eden Sena Yazıbağlı Selanik, 2021 itibariyle bu olayların medyada bu kadar çok yer almasının nedeninin “trans kadınların haklarını öğrenmeye başlamaları” olduğunu söyledi. Sivil toplum kuruluşlarıyla, daha fazla LGBTİ örgütüyle, İzmir Barosu LGBT Hakları Komisyonu ile temasa geçtiklerini kaydeden Sena Yazıbağlı Selanik, “Yapılan toplantı, gösteri ve yürüyüşler biraz daha hakları konusunda bilinçlenmelerini sağladı. Daha fazla hukuk yoluna başvurmaya başladılar. Bu nedenle trans dayanışmasının bu sokaklardaki baskıyı daha görünür hale getirdi” ifadelerinde bulundu.

Saldırıların altındaki sebep: Yayalaştırma projesi!

Sena Yazıbağlı Selanik, saldırıların altındaki bir sebebin de trans kadınların “gettosu” olarak bilinen yaşam alanları olan Bornova Sokağı’nın (diğer bir isimle katledilen bir trans kadına atıfla Azra Has Sokağı) yayalaştırma projesi olduğunu söyledi. İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in “insanların menfaatine” diye ifade ettiği proje için Sena Yazıbağlı Selanik, “Buradaki menfaat, trans kadınların yaşam alanlarının tahrip edilmesinden daha büyük bir menfaat değil” diye cevap verdi.

“Sabaha kadar karakolda bekletiliyorlar”

Sena Yazıbağlı Selanik, transları uzaklaştırmak için polisin Kabahatler Kanunu bahanesiyle bakkala giden, köpeğini gezdirmeye çalışan trans kadınlara işlem yaptığını aktararak, daha sonra polisin işlemi bulunduğu yerde yapması gerekirken kadınları karakola götürüp sabaha kadar gözaltında tuttuğunu, en son olarak da karakola götürmeyip otoparkta işlem yaptığını dile getirdi.

“Translar tecrit ediliyor”

Sena Yazıbağlı Selanik, sözlerine şöyle devam etti: “Kabahatler Kanunu’nda kabahat olarak düzenlenmiş kabahatler için anında olay yerinde bir tutanak düzenleyip ceza kesmesi gerekirken, kişileri hürriyetlerinden yoksun bırakarak, özgürlüklerinden yoksun bırakarak işlem yapmaya başladılar. Şu aralar en moda yöntem yoldan çevirdikleri kişileri GBT yaparak ‘seni ailene rezil ederiz” gibi tehditlerde bulunarak ‘hangi evde kaldın’, ‘hangi evde görüştün” gibi sorular soruyorlar. Bu aldıkları verilerle asla kanuna uygun olmayan bir şekilde Kaymakamlık aracılığıyla evleri kapatıyorlar. Translar tecrit edilmeye çalışıyor aslında.”

“Medya doğru dil kullanmalı”

“Buradaki insanların hepsinin ailesi, arkadaşları toplumsal baskı altında. Burada bir hayat sürdürmeye çalışırken translar bu baskıyla karşılaşıyorlar” diyen Sena Yazıbağlı Selanik, transların dayanışmasının, bu baskıların daha fazla görünür kılmak olduğunu, medyanın bunu yaparken doğru dili kullanması gerektiğini sözlerine ekledi.

Ne olmuştu?

20 Kasım 2021’de Bornova sokağında bir saat arayla aynı fail tarafından 2 farklı bıçaklı saldırı gerçekleştirildi.

25 Kasım 2021’de Basmane gar önünde 2 trans kadın saldırıya uğradı, biri katledildi.

16 Ocak 2022’de Karabağlar’da bir trans kadın daha öldürüldü.

Alsancak’ta yaşadığı sokakta saldırıya uğrayan bir trans kadın polisten yardım istediğinde “sizi korumak benim görevim değil” cevabıyla karşılaştı.