Çilem Doğan’ın yargılandığı dava ertelendi
Şiddet ve fuhşa karşı öz savunmasını kullanarak Hasan Karabulut’u öldüren Çilem Doğan’ın Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi’nde görülen duruşması 4 Kasım’a ertelendi.
Ankara – Çilem Doğan, Adana’da kendisine sistematik şiddet uygulayan ve fuhşa zorlayan evli olduğu Hasan Karabulut’u 8 Temmuz 2015’te öz savunmasını kullanarak öldürmüştü. Olayın ardından gözaltına alınarak tutuklanan Çilem Doğan’a önce 15 yıl hapis cezası verilirken, ardından 20 Haziran 2016’da 50 bin TL kefaletle tahliye edildi. Çilem Doğan’ın dosyasının ilk duruşması Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi'nde görüldü. Duruşmayı izlemek isteyen çok sayıda avukat ve gazeteci duruşma salonuna alınmadı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm'ün de takip ettiği duruşmaya tutuksuz yargılanan Çilem Doğan da katılmadı.
Avukatların savunma yapmasına izin verilmedi
Mahkeme heyetinin yetki belgesi ile duruşmaya katılan avukatların savunma yapmasına izin vermemesi üzerine duruşma salonunda tartışma çıktı. Savcı tebliğnamede onama istedi. Ardından avukatlarından İsa Ayanoğlu’na söz verildi. İsa Ayanoğlu meşru savunma kapsamında TCK’nın 27’nci maddesinin uygulanmasını istedi. Hasan Karabulut’un bir suç dosyası olduğunu hatırlatan İsa Ayanoğlu, “Çilem daha önce Karabulut’u Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele’de (KOM) şikayet etmişti. Hasan Karabulut’un KOM’a yapılan şikayeti öğrenmesinin ardından tartışma başladı” dedi.
“Savcı eylemi meşru müdafaa saymıyor”
Ardından söz almak isteyen Avukat Songül Yıldız’ın savunma yapmasına müdahale eden mahkeme heyeti yalnızca bozma sebeplerinin söylenmesini istedi. Songül Yıldız, “Çilem’in cezalandırılmasını isteyen savcıya ve cezalandırılması yönünde oy kullanan iki hakim üyeye sorularımız var. Savcı kadına yönelik şiddetten ayrıntılı olarak bahsetmiş ama ardından her olayın ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini söyleyerek bu olayda Çilem’in eyleminin bir daha meşru müdafaa sayılamayacağını söylüyor” diye belirtti. Songül Yıldız, gerekçeli kararda yer alan Hasan Karabulut’un olay anında Çilem’in hayatına yönelik bir saldırısının olmadığı, olsaydı Çilem’in silahla öldürülmüş olacağı yönündeki tespitini eleştirdi. Yine gerekçeli kararda yer alan Çilem’in şiddet gördüğü sırada Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na başvurmaması ve daha önce emniyete yaptığı şikayetlerini baskı ve tehdit ile geri çekmesi konusunda da itirazlarını dile getirdi. Songül Yıldız, devletin Çilem’in hayatını tehlikeye attığını söyledi.
“Meşru müdafaa hükümleri uygulanmalı”
Daha sonra söz alan Avukat Cemre Topal ise meşru müdafaa yönündeki gerekçeli karara tepki göstererek, “Olayda da meşru müdafaa hükümlerinin uygulanması gerekir. Çilem’in durumu sadece olay günü üzerinden değerlendirilemez. Sistematik olarak uygulanan şiddetin gözetilmesi gerekirdi. Maktül suçlu biridir. Daha öncede Çilem’i ölümle tehdit etti, kafasına silah dayadı” ifadelerini kullandı
Karar 4 Kasım’da açıklanacak
Cemre Topal’ın ardından avukatlardan Ayşe Zilan, Bahar Melek Dizdar, Büşra Özbiçer de savunma yaptı. Avukatların savunmalarını bitirmesinin ardından Yargıtay kararını açıklamak üzere davayı 4 Kasım’a erteledi.