TEWAR PÊNCEWÎN

Süleymaniye – Êzidî katliamının 7’nci yıldönümü vesilesiyle anma etkinliğine katılmak üzere 3 Ağustos’ta Şengal’e giden ve 5 Ağustos’ta Şengal’den dönen Kürdistan Özgür Kadın Hareketi (RJAK) üyesi 3 kadın, Hewler’de KDP asayişi tarafından alıkonulmuştu. RJAK üyelerinden ikisi olan Xewle Mihemed ve Seyran Ehmed, 33 gün sonra yani 6 Eylül tarihinde kefaletle serbest bırakılmıştı. Ciwana Ebdulbaqî ise 71 günün ardından yani 14 Ekim’de ancak serbest kalabildi. 1996 yılında dünyaya gelen Ciwana Ebdulbaqi, yaşadıklarını ajansımıza anlattı.

IŞİD’lilerle aynı cezaevine konuldu

Güvenlik noktasında durdurulduklarında asayiş güçlerinin kendilerine birkaç soru soracaklarını ve bu nedenle genel asayiş yerine götürüleceklerinin söylendiğini ifade eden Ciwana Ebdulbaqi, ancak birkaç gün sorgulanmadıklarını belirtti. Daha sonra sorgulanmaya başlandıklarını söyleyen Ciwana Ebdulbaqi, “Eğer size vereceğimiz cezaya karşı çıkarsanız işkence görürsünüz” tehdidinde bulunduklarını anlattı. Daha sonra genel asayişten cezaevine götürüldüklerini kaydeden Ciwana Ebdulbaqi, “İlk başta kaçak kimlik gerekçesiyle yakaladılar bizi. Daha sonra uyuşturucu maddeyi dosyaya eklediler. Götürüldüğümüz cezaevinde IŞİD’li kadınlarda vardı. Bu durum psikolojik bir savaş olarak bize karşı kullanıldı. IŞİD’liler ile benim aramda kavganın çıkması için ellerinden geleni yaptılar. İlk başta IŞİD’li kadınlar bana saldırdı. Bir süre onlarla konuşup ikna ettikten sonra artık bana saldırmayı bıraktılar” dedi.

“Tutuklular tüm haklardan mahrum”

KDP’nin cezaevinde tutukluların hiçbir hakkının olmadığını dile getiren Ciwana Ebdulbaqi, “Soruşturmaya götürüldüğümüz zaman suçları kabul etmemiz isteniyordu. Etmediğim takdirde kendimden geçinceye kadar işkence ediyorlardı. 350 kadın ve 50 çocuk o cezaevinde tutuluyordu ve bunların hepsi yasal haklarından mahrum bırakılıyor. Sağlık ihtiyaçlarının hiçbiri de karşılanmıyordu” diye ifade etti. Ciwana Ebdulbaqi, bu kadınların 14 ile 70 yıl arasında cezalarının olduğu bilgisini verdi.

“İşkenceyle iradeyi kırmak istiyorlardı”

KDP asayişinin tutuklu kadınlara yönelik yaklaşımı hakkında da konuşan Ciwana Ebdulbaqi, “İlk başta işkence yöntemi dayaktı. Daha sonra bu elektrikli işkenceye dönüştü. Daha sonra ise cinsel saldırıda bulundular. İşkence odasına götürüldüklerinde kamerayı kapatıp işkence eden kişinin belli olmamasını sağlıyorlardı. Kadının iradesini kırmak için bunu yapıyorlardı” diye konuştu.

Mücadeleye devam

Öldürme ve uyuşturucu maddeleri olan 298 ile 406’ncı maddeleriyle kendisinin uzun süre tutulmak istediğini aktaran Ciwana Ebdulbaqi, “Bu maddeler benim dosyama eklenmişti. Kabul etmediğim içinde çok işkence gördüm. Soruşturmaya götürüldüğümüzde ajanlık dayatılıyordu. Ne kadar işkence varsa da cezaevindeki kadınlar iradelerini güçlendirsinler” ifadelerin kullandı.

Ciwana Ebdulbaqi, kadın mücadelesine devam edeceğini söyledi.