Serdeşt’e atılan kimyasalın etkisi 35 yıldır devam ediyor
Baas rejimi tarafından Serdeşt kentine atılan kimyasal saldırının yaraları hala iyileşmiş değil. Solunum başta olmak üzere birçok sağlık sorunu yaşayan mağdurlardan Maryam Melekari, stresini çiçekleri ile atmaya çalışıyor.
DÎLAN MEHEMEDÎ
Mahabat - Baas rejimi tarafından 28 Haziran 1987 tarihinde Serdeşt kentine yapılan kimyasal saldırıda yaklaşık 110 kişi yaşamını yitirdi ve 8 bin kişi de yaralandı. Olayın üzerinden yaklaşık 35 yıl geçmesine rağmen bu saldırının sonuçları kesinleşmedi ve mağdurların bir kısmı herhangi bir yardım veya çözüm desteği alamadı. Serdeşt’te kullanılan zehirli gazlardan biri olan hardal gazı, doğada ve insan vücudunda yıllarca etkisini gösterebiliyor. Bu zehirli gazla dünyaya gelen çocukların sağlıklı yaşadığı söylenemez. Ayrıca Sağlık Bakanlığı'nın kararına göre Serdeşt halkının kan bağışı yapmasına izin verilmiyor.
Çoğu solunum sorunu yaşıyor
Kimyasal gazlarla zehirlenen ve hizmetsiz bırakılan Serdeşt halkının çoğu solunum sorunu yaşıyor. Halk solumunum yanı sıra birçok sağlık sorunu yaşarken, bu ihtiyaçlarını giderecek bir hastane bile bulunmuyor. Şehrin dışında olan Serdeşt Hastanesi de halkın sorularına yeterli cevabı vermiyor. Kimyasal gazlardan ötürü sağlık sorunu çeken halk, ilaç eksiliğinden muzdarip ve bu sorunlarının giderilmesini talep ediyor.
“Hastanede sadece 6 solunum cihazı var”
Hemşire Mahsume Ibtehad, Ortadoğu'nun en büyük hastanesinin Serdeşt’e yapılacağını duyurarak, “Şu anki Serdeşt Hastanesi’nde sadece 6 solunum cihazı var ve buda korona virüsü ve kimyasal maddeden zehirlenen hastaların bir arada bulunması açısından iyi değil” dedi.
“Kimyasaldan dolayı çok ağrı çekiyorum”
Kimyasal saldırının kurbanlarından Meryem Melekari, “Kimyasal gazlardan ötürü çok ağrı çekiyorum. Nefes almada sorun yaşıyorum, ayrıca fiziksel problemlerim var. Serdeşt bombalandığında Meleşêx köyünde yaşıyorduk ve kimyasal silahın ne olduğunu bilmiyorduk. Kimyasal bombaya maruz kalan aile fertlerimiz köye geri gelip bizimle kucaklaştı. Kıyafetlerini yıkadığımda ağrı hissettim gözlerim yandı ve o zamandan beridir hastayım. Tek umudum durumu benimkinden daha ciddi olanların sağlık sorunlarının çözülmesiydi. Ablam, eşim ve erkek kardeşimin eşi kimyadan etkilenerek hayatını kaybetti" dedi.
“Çiçeklerle konuşup stresimi atıyorum”
Meryem Melekari, kimyasal bomba etkisinde kalan kardeşine sarıldıktan sonra gözlerinin yanmaya başladığını söyleyerek o anları şöyle anlattı: "Kardeşim çok kötü durumdaydı, kimyasalın ne olduğunu bilmiyordum ve ona her sarıldığımda gözlerimin yandığını hissettim. O günden beri hastayım, solunum sorunu çekiyorum ve her zaman doktora gitmem gerekiyor. Şuan da bana zevk veren tek şey evimde baktığım çiçeklerim. Çiçeklerle konuşup stresimi atıyorum. Umarım tüm yaralarım iyileşir ve düşmanımızın bize yaşattığı acılar tekrarlanmaz. Gerçekten de Serdeşt halkı büyük bir zulme uğradı ve insanların çoğu kimyasal gazlar sonucu hastalandı, ancak kimyasallara tıbbi bir çözüm yok ve hastaların durumları çok kötü."