Günün Portresi: Nadine Gordimer
Nobel Edebiyat Ödülü başta olmak üzere çalışmaları çok sayıda ödüle layık görülen Güney Afrikalı yazar Nadine Gordimer, 20 Kasım 1923 tarihinde gözlerini dünyaya açtı. 90 yıllık ömründe son nefesini verdiğinde tarih 13 Temmuz 2014’ü gösteriyordu, her ne kadar fiziki ayrılsa da bu dünyadan ardında makale, roman, tiyatro oyunu olmak üzere büyük bir külliyat bıraktı. Sadece kaleme aldıkları ile değil aynı zamanda politik duruşu ile de örnek olan Nadine Gordimer, Apartheid rejimi karşıtı harekete duruşundan HIV-AIDS’e karşı duyarlılık yaratmaya varana kadar kadın ve yazar olarak dünyaya karşı duyduğu sorumlu yaklaşımı ile “muhteşem” olarak işaret edildi.
Eşitsizliğin bilinci ile şekillendi
Güney Afrika’ya bağlı maden kasabası olan Gauteng’e bağlı Springs yakınlarında doğdu Nadine Gordimer. Asimilasyona maruz kalmış Yahudi kökenli bir ailede büyüyen yazarın babası Isidore Gordimer, Litvanyalı annesi ise Londralı göçmenleriydiler. Ailenin ikinci çocuğu olan Nadine Gordimer, laik bir ailede büyürken, aynı zamanda ırksal, ekonomik sorunların eşitsizliğinin de bilinci ile şekillendi.
Rejim karşıtı hareketlere sempati duyuyordu
Henüz küçük yaşlarda siyahi Güney Afrikalı yurttaşların özgürlük istemleri ve rejim karşıtı hareketlerine sempati duyuyordu. Laik bir ailede büyümesine rağmen Katolik bir manastırda eğitim hayatına başlamak zorunda kaldı ve profesyonel olarak bu manastır dışında da bir eğitim ailesinin istememesi nedeniyle alamadı.
İlk roman: Yalan Günleri
İlk öyküleri ise daha 15 yaşında iken yayınladı. İlk öykülerini çocuklar için kaleme alan Nadine Gordimer’in ikinci öyküsü ise 1937'de Children's Sunday Express'te çıkan "Yarın Tekrar Gel” oldu. 16 yaşına geldiğinde ise artık yetişkinlere de hitap eden ürünler vermeye, gazetelerin forum sayfalarına yazmaya da başladı. İlk romanı “Yalan Günleri” 1953 yılında yayınlanırken, bu yıla kadar ise hiç durmadan çeşitli gazete, dergilere farklı konularda makale ve öyküler kaleme aldı.
Nelson Mandela’nın ilk görmek istediği isim
Politik duruşu 1960 yılına kadar kısmen şekillenen Nadine Gordimer, en iyi arkadaşı Bettie du Toit’in tutuklanmasının ve Aparthady rejimi katliamlarının yaşanmasının ardından aktif olarak ırkçılık karşıtı olarak çalışmaya başladı. Nelson Mandela, 1990 yılında hapisten çıktığında ilk görmek istediği insanların başında Nadine Gordimer’in adını anmasına vesile olan onlarca ırkçılık karşıtı faaliyete imza atmıştı.
Güney Afrika’da yaşanan ırkçılığı dünyaya anlattı
Güney Afrika hükümeti tarafından Afrika Ulusal Kongresi yasaklandığında örgüte katıldı Nadine Gordimer. ANC’yi, Güney Afrika’nın siyahi vatandaşlara yönelik yapılan ırkçı uygulamaları tersine çevirmek ve demokrasi adına desteklemeyi uygun ve umut verici buldu. Kendi deyimiyle, “Eleştirmek yerine, ona katılmayı savundum” diyerek, ANC liderlerinin ırkçı hükümet tarafından tutuklanmalarını engellemek, evinde saklamak kadar onlarca şey yaptı. Eserlerinden yazılarına, makalelerine ve dünyanın farklı coğrafyalarında Güney Afrika’da yaşanan ırkçılığı anlattı.
Çok sayıda kampanyaya öncülük etti
Nadine Gordimer’in aktif duruşu sadece ırkçılık karşıtlığı üzerine değil aynı zamanda her türlü sansüre karşı da mücadele etti. Politik duruşundan ötürü Güney Afrika Yayın Kurumu tarafından eserlerinin büyü kısmının basımı, dağıtımına da engel getirilmişti. Güney Afrika’nın Sansür Karşıtı Eylem Grubu’nun yönetim kurulunda da görev aldı ayrıca Güney Afrika Yazarlar Kongresi’nin kurucusu üyesi oldu. Uluslararası PEN’in Başkan Yardımcılığı görevini yapan Nadine Gordimer, tüm bunlarla da yetinmeyerek ülkesindeki sağlık sorunlarına da büyük duyarlılık göstererek çok sayıda kampanyaya öncülük etti.
AIDS’e karşı duyarlılık kampanyası başlattı
Güney Afrika’nın Tedavi Eylem Planı Kampanyası’nın finansmanı için “Masal” isimli kurgu kitabın tüm gelirini bağışladı; kitap yaklaşık 20 yazarın öykülerinden bir araya getirilmişti. Özellikle AIDS konusunda duyarlılık oluşturmaya dönük kampanyalara imza attı. ABD’nin Küba politikasını eleştirmek, ülkeyi istikrarsızlaştırmak için yürüttüğü faaliyetlerini durdurması için Küba devrimi öncülerinden Fidel Castro hastalandığında 6 Nobel Ödüllü kişi ile açık kamuoyuna mektup kaleme aldı.
90 yaşında hayata veda etti
Nadine Gordimer’ın yaşamı üzerine 2006 yılında Ronald Suresh Roberts bir biyografi yayınlarken Nadine, çalışmanın doğruluk payının zayıf olduğu yanları işaret ederek, “Bazı uydurma” olaylar içerdiğini savunarak kabul etmediğini duyurmuştu. 13 Temmuz 2014'te 90 yaşında uykusunda bu dünyadan göçen Nadina Gordimer, Nobel de dahil olmak üzere 32’nin üzerinde başarı ve ödüle sahip oldu. 15 roman, 6 derleme ve rapor, 23 koleksiyon çalışmasına imza attı. 1991 yılında “Muhteşem gerçekçi yazılarıyla insanlığa çok büyük fayda sağlayan” bir yazar olarak nitelendirilerek Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüştü.