Günün Kitabı: Körlük
Distopya örneği nobel ödüllü kitap Körlük. Fiziki olarak körleşen insan yüreğinin anlatıldığı roman. Adı sanı bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen bir kentinde, arabasının direksiyonunda trafik ışığının yeşile dönmesini büyük sabırsızlıkla bekleyen bir adam ansızın kör olur. Ancak körlükte bildiğimiz kapkaranlık bir dünya değil spot ışıkları altındaymışçasına gözleri yakan bir bembeyaz bir boşluğa gömülür. Trafiğin en yoğun olduğu saatlerde ve gidecek bir işi, randevusu olan adam dumura uğrar ve biri yetişir imdadına, adamın kendi arasıyla evine kadar bırakır fakat körlük deneyimini bembeyaz boşluk ile yaşayan adamın arabası artık yoktur. Hoş belki de ihtiyacı da kalmamıştır. Fakat iyilikten maraz doğmuş ona yardım eden adam arabasını çalmıştır.
Derken bir trafik ışığında başlayan körlük salgının arkasından, körlük salgını bütün kente, hatta bütün ülkeye yayılır ve hatta bütün dünyaya yayılır. Öncelikli olarak körler karantinaya alınırlar. Sonra ilk kör olanlarla temas edenler karantinaya alınırlar. Sonrasında karantinanın bir anlamı olmadığı anlaşılır. Herkes kör olmanın tadına bakacaktır çünkü. Ne yönetim kalır ülkede, ne de düzen; bütün körler karantinaya alınır. Hayal bile edilemeyecek bir kaos, pislik, açlık ve zorbalık hüküm sürmektedir artık. Yaşam durmuştur, insanların tek çabası, ne pahasına olursa olsun hayatta kalmaktır. Roman, kentteki akıl hastanesinde karantinaya alınan, oradan kurtulunca da birbirinden ayrılmayan, biri çocuk yedi kişiye odaklanır. Aralarında, bütün kentte gözleri gören tek kişi olan ve gruptakilere rehberlik eden bir kadın da vardır. Bu yedi kişi, cehenneme dönen bu kentte, hayatta kalabilmek için inanılmaz bir mücadele verir.
Tek bir kadındır tüm dünyayı görebilen. Herkesin kör olduğu bir dünyada görebiliyor olmanın işkencesini yaşayan kadın körlük salgını sona ermeyene kadar da hiç kimseye aslında gözlerinin gördüğünü söyleyemez. 1998 Nobel Edebiyat ödüllü Portekizli yazar Jose Saramago’nun 1995 yılında kaleme aldığı Körlük romanı dış dünyaya gözleri körleşen iç dünyaya doğru sancılı, acılı aydınlanmalarını konu alıyor. |