Günün Kitabı: Düğümlerine Üfleyen Kadınlar/Ece Temelkuran

Bir kitapla bizi Ortadoğu’da gezintiye çıkaran Ece Temelkuran’ın Düğümlere Üfleyen Kadınlar, kitabı birbirinden dirayetli dört kadının öyküsü etrafında şekilleniyor. Dünya değişirken ayak uydurmaya çalışan bu kadınların yolculuklarının izini sürüyor satırlarda. Bazen yalpalayan, bazen düşen ve bazen değil hep ayağa kalkan kadınlar...

Ha elbette bir de Ortadoğulu kadınların yaralarına nasıl baktığının da izini sürdürüyor kitap bize. Sahiden Ortadoğu kadını nasıl bakar yarasına, sızısına? Cevabını, allame-i cihan laflar etmeden anlatan bir kadın diyaloğuna kulak verelim kitaptan alıntı yapacağımız kesit ile;

“Maryam elinde uzun süpürge sapıyla kahvaltı ettiğimiz bahçedeki çardaktan dışarı fırladı. Neredeyse bağırıyordu:

‘Ben iyileşmek istemiyorum! Anlatabildim mi? Benim iyileşecek bir şeyim yok! Rahat bırakın beni. Ben sadece gerçeği istiyorum!”

Maryam sabahtan beri oturduğumuz çardaktan çıkıp ayakta, elinde süpürge sapıyla böyle bağırdığında güneş tepeye çıkmıştı.

“Seni kimse iyileştirdi mi?” diye sordu Madam Lilla, buz gibi. En üst perdeden şefkat süsü verilmiş bir ezicilikle:

Kimse sana iyi ol diye bir şey yapmadı mı çocuğum?”

...

“Bizim gibiler hep kendi kendini iyileştirmek zorundadır. Kimse gerçekten yardıma ihtiyacımız olduğuna inanmaz.”