Dünya Hediye Abdullah ve arkadaşlarına çok şey borçlu!

Türk devletinin Derik'e yönelik saldırısında katledilenler arasında yer alan Hediye Abdullah, ajansımıza verdiği son röportajında soykırım saldırılarına karşı direniş çağrısında bulunmuş varlık- yokluk savaşı verdiklerini anlatmıştı.

Haber Merkezi - Türk devletinin 19 Kasım akşamı Kuzey ve Doğu Suriye ve Federe Kürdistan'a yönelik başlattığı hava saldırıları sırasında Derik'te 9 yurttaş hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerden biri de tüm yaşamını mücadeleye adayan Hediye Abdullah.  Derik'in Teqil Beqil Köyü'ne yapılan ilk saldırıda yaralılara yardım için giden grubun içerisinde yer alan Hediye Abdullah, kendilerine dönük yapılan ikinci hava saldırısında şehadete ulaştı.

Hediye Abdullah, ajansımıza verdiği son röportajında Rojava devriminin kadın devrimi olduğunu, "Bugün artık kölelikten kurtulduk ve özümüze geri döndük. Kendimizi savunuyor ve varlığımıza sahip çıkıyoruz" sözleriyle anlatmıştı.

‘Varlığımıza sahip çıkıyoruz’

Hediye Abdullah'ın ajansımıza verdiği röportajındaki değerlendirmeleri şöyleydi;

"Rojava Kürdistan Devrimi'nde ise iki devrim oldu. Birincisi; silahlı devrim ikincisi ise halk devrimidir. İktidar zihniyetinden kaynaklı, aile içinde erkekler kadınlar büyük zulüm yaptı, yapıyor. Biz de bu zihniyet karşısında kadınlara sahip çıkarak zulüm ve şiddet görmesinler dedik. Biz savunma güçleri olarak, kadınların hak, varlık ve gerçekliğini savunuyoruz. İlk başta kadınların küçük yaşta evlenmesine izin vermiyoruz. Biz en büyük dersi Şengal'den aldık, çünkü orada HPC-JIN olmuş olsaydı 3 bini aşkın Şengalli kadını kaçırılamayacaklardı. Biz de öyle olmamamız için örgütlememizi geliştirdik ve halkımız da bizden büyük bir güç aldı. Kadınların toplum ve toprak savunmasını yapmasını kutsal bir görev olarak görüyoruz. Kongra Star kurulduğunda, birçok boyutu da oluştu ve bunlardan biri de kadınların savunmasıydı. Zaten savunma kadınların özünde var. Binlerce yıl önce insanlık çıkışından bu yana kadınlar toplum, çocuk ve topraklarını savunuyordu. Bugün de biz onların görevini üstleniyoruz ve toplum ile topraklarımızı savunuyoruz. Kadınların tüm bilgi ve birikimi erkek egemenliği tarafından el konuldu. Bugün artık kölelikten kurtulduk ve özümüze geri döndük. Bugün kendi kendimizi savunuyor ve varlığımıza sahip çıkıyoruz."

‘Çizgimiz direniş çizgisidir’

"Toplumdaki tüm kadınlar öz savunma üyesidir. Biz şimdi toplum savunması temeli üzerinde çalışmaları yürütüyoruz. Tabi bu kişiler topluma yönelik geliştirilen tüm saldırılara karşı hazırlıklıdırlar” diyen Hediye Abdullah, esasen arkasında onun izinden gidecek binlerce kadın gücü bıraktı. Hediye Abdullah, daha önce verdiği farklı bir söyleşisinde de soykırım saldırılarına karşı direnişlerinin süreceğini belirtmiş "Ölüm, arkadaşının şehadetine tanık olmaktan daha iyidir. Ölümden korkmuyoruz, çizgimiz direniş çizgisidir" demişti.

‘Türk devleti soykırım siyaseti yürütüyor’

Kuzey ve Doğu Suriye halkının artık saldırılara sessiz kalmayacağını vurgulayan Hediye Abdullah, Türk devletinin Kürt halkına yönelik soykırım siyaseti izlediğini vurgulamış ve "Bu varlık-yokluk savaşıdır, ya var olacağız ya da yok olacağız. Erdoğan dağda kırılınca yönünü buraya döndürüyor. Rojava dosyasını eline almış bize saldırmak için ülke ülke, dünya dünya dolaşıyor. Misak-i Milli sınırlarına bahane edip bize 'terörist' deyip saldırıyor. Bu halk terörist değildir. Bu halkın çocukları, tüm dünyayla savaştı. 12-13 bin şehit verdiler. Dünyanın kirini bu topraklardan biz temizledik. Maalesef bugün dünya bizi izliyor. Hepsi borçludur" şeklinde konuşmuştu.