YPJ’den kadınlara çağrı: Ortak bir tutumla işgal ve soykırıma karşı durmalıyız

Türk devletinin Federe Kurdistan’da savaşmak için götürdüğü IŞİD çetelerine dikkat çeken YPJ çağrı yaparak, “Başurê Kurdistan ve Iraklı kadınlar olmak üzere, tüm dünya kadınlarına ortak bir tutumla işgal ve soykırıma karşı durmaya çağırıyoruz” dedi.

Haber Merkezi- Kadın Koruma Birlikleri (YPJ) Genel Komutanlığı, Türk devletinin gerillaya karşı savaşmak üzere Federe Kurdistan’a gönderdiği IŞİD çetelerine ilişkin basın açıklaması yaptı.

Reqa’daki El Neîm Kavşağı’nda gerçekleştirilen basın açıklamasına YPJ Genel Komutanlık Üyesi Sozdar Dêrik ve YPJ Sözcüsü Ruksen Mihemed ile Reqa Kantonu Savunma Konseyi Eşbaşkanı Semîra Ehmed de katıldı.
Semîra Ehmed’in Arapça, Sozdar Derik’in de Kürtçe okuduğu açıklamada, bölge ve dünya genelinde gelişen imha ve inkar politikalarına vurgu yapılarak, insanlığın ciddi bir krizden geçtiği, halkların özgürlük, demokrasi ve adalet taleplerine karşı soykırım ve şiddet cephesinin açıldığına dikkat çekildi.

Halkların mücadelesine karşı açılan söz konusu cepheye IŞİD çetelerinin de yerleştirildiğinin vurgulandığı açıklamada, “DAİŞ’in Suriye, Irak, Şengal, Kurdistan ve Avrupa’da gerçekleştirdiği katliamlar tüm toplumların, kamuoyunun belleğindedir. Binlerce Êzidî kadını alıkoydular, binlerce insanı canlı bir şekilde toprağa gömdüler. Êzidî, Hristiyan, Kürt, Arap ve diğer uluslara karşı büyük katliamlar gerçekleştirdi” denildi.

“Binlerce yoldaşımız, fedaice şehadete ulaştı. DAİŞ’ı coğrafamızda yenilgiye uğratıp, halkımızın huzurunu sağlayana kadar büyük bir kararlılıkla savaştık ve direndik” ifadelerine yer verilen açıklamada, işgalci Türk devletinin DAİŞ çetelerini, Başur topraklarını işgal etmek amacıyla Metîna ve Zap gibi bölgelerde özgürlük gerillalarına karşı savaştırmak için Zaxo, Dihok ve Amediyê’ye gönderdiği kaydedildi.

Açıklamada “İşgalci Türk devleti nasıl ki DAİŞ çeteleri ve diğer çete gruplarıyla Rojavayê Kurdistan’ı ilhak ettiyse, bugün de aynı şekilde Başûrê Kurdistan'ı ilhak etmeyi amaçlıyor. Yani işgalci Türk devleti ordusu ve DAIŞ çetelerinin yanı sıra ihanetçi Barzanî ailesinin iş birliğiyle, Gulan ve Zêravan gibi çeteler aracılığıyla Başurê Kurdistan’ı işgal ediyor” denildi.

‘Bu savaşa sessiz kalmak soykırımı onaylamaktır’

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

 “Ne yazık ki halklara karşı büyük katliam gerçekleştiren, kadınlara saldıran, tutsak eden, Pazar yerlerinde satan DAİŞ çeteleri bugün, işgal edilen Efrîn, Ezaz, Bab, Girê Spî ve Serêkaniyê bölgelerinde Türk devleti tarafından özel olarak eğitilerek yeniden finanse ediliyor. Çeteler buradan, Kurdistan, Ortadoğu yanı sıra Avrupa, Afrika ve Asya gibi farklı ülkelere gönderiliyor. Bu nedenle DAİŞ çetelerinin Başûrê Kurdistan’a gönderilmesinin nedeni, oradaki toprakları ilhak etmek, insanlarını göç ettirmek ve yeni katliamlar yapmaktır. Bunlar dışında DAİŞ ve Türk devletinin Başurê Kurdistan’da başka bir amacı yoktur. Özgürlük gerillaları Şengal, Kerkûk, Mexmûr ve Hewlêr’de, Başurê Kurdistan ve Irak halkını DAİŞ vahşetine karşı korudu. Bu nasıl bir çelişkidir ki DAİŞ çetelerinin yönü aynı alanlara verilerek, özgürlük gerillalarına karşı savaştırılıyor.  Başur halkı, Barzani’nin kendisinin gerillalara, Hewlêri korumak için çağrıda bulunduğunu biliyor. Barzani bugün hangi yüzle DAİŞ’i Başurê Kurdistan topraklarında gerillaya karşı savaştırıyor.

Onurlu peşmergeler yıllarca Saddam’ın faşist ve diktatörlüğüne karşı topraklarını korumak için savaştı. Peşmerge güçleri bugünkü savaşta aynı amaçla yapılıyor ve DAIŞ’i karşılayan Barzani ile KDP’nin tutumunu hiçbir şekilde kabul etmemelidir. Bu bir onur meselesidir, kadınlar başta olmak üzere, Başurê Kurdistan ve gençleri bu ihaneti ve iş birliği kabul etmemelidir.  Kobanê’de peşmerge ve enternasyonalist devrimciler ile birlikte DAİŞ’e karşı savaştık, bugün de aynı ruhla tüm Kurdistan’ı, Ortadoğu ve dünyayı korumalıyız.
Şüphesiz Başurê Kurdistan ve Irak’taki birçok siyasi parti, aynı zamanda Irak’taki Arap aşiretleri bu duruma karşı büyük tepkilerini gösterdi, ancak bu tutum eylemselliğe dönüştürülerek, omuz omuza DAİŞ vahşetinin yeniden canlandırma girişimine karşı duralım, Türk devleti işgalini sonlandıralım. Bu nedenle Irak merkez hükümeti ve Başurê Kurdistan yönetimin söz konusu suçlara ortak olmaması için DAİŞ ile işgalci Türk devleti askerlerini o kutsal topraklardan çıkarmalıdır.

Tüm dünya şunu bilmeli ki, DAIŞ’in İran, Rusya, Paris, Almanya, Afrika ve Avrupa gibi ülkelerde gerçekleştirdiği saldırılar Ankara merkezinde yönetilmiş, Erdoğan ve MİT’in koordinesiyle yapılmıştır. Ve bu saldırılar devam etmektedir.  Türk devletinin bu işgal ve soykırım politikaları, Erdoğan zihniyetinin aslında DAİŞ zihniyeti olduğunu açıkça gözler önüne sermektedir. Erdoğan DAIŞ’i Ortadoğu ve dünyaya karşı tehlikeli ve stratejik bir cephe olarak kullanıyor.  Bu nedenle tüm dünya, Kurdistan Özgürlük Gerillaları’nın yanında yer almalıdır.  Çünkü gerilla Şengal, Rojava, Kerkûk, Mexmûr ve Hewlêr’de büyük katliamların önünü aldı. Bu savaşa karşı sessiz kalmak, vahşeti ve Ortadoğu ile dünya halklarına karşı soykırımı onaylamak demektir.

Federe Kurdistan bölgesindeki halka çağrı

Başûrê Kurdistan halkı başta olmak üzere tüm Irak halkına, DAİŞ ve faşist Türk devletinin topraklarından çıkarılana kadar birlikte mücadele etme ve tutum sergileme çağrısında bulunuyoruz.
- Tüm onurlu peşmerge güçlerine, DAİŞ katliamı ve Türkiye ilhakına karşı durması ve direnişin en ön saflarında yer alması yine Irak merkezi ve Başurê Kurdistan hükümetine de, bir an önce ‘işgali durdurun’ çağrısında bulunuyoruz.
-Arap, Kürt ve Türkmen halkı başta olmak üzere bölgede birlikte yaşayan tüm halklara, Erdoğan ve Osmanlı politikalarına karşı büyük bir irade ile durmalı.
- Tüm dünya halkları DAİŞ ve Erdoğan faşizmine karşı vicdani ve insani görevlerini üstlenmeli ve tutumlarını radikal bir şekilde ortaya koymalıdır.
-Uluslararası kurum ve kuruluşlara da DAIŞ ve soykırımcı Türk devleti ve faşizmine karşı tutum sergilemeye, insanlığın DAIŞ ve Erdoğan’ın vahşetine mahkum edilmesine karşı sessiz kalmaması çağrısında bulunuyoruz.
-Her türlü işgal ve soykırıma karşı esas cephe kadın cephesidir. Bu nedenle başta Başurê Kurdistan ve Iraklı kadınlar olmak üzere, tüm dünya kadınlarına ortak bir tutumla işgal ve soykırıma karşı durmaya çağırıyoruz.

YPJ olarak DAİŞ çetelerinin bölgede hiçbir şekilde yeniden hareketlenmesini kabul etmeyeceğiz. YPJ olarak Kürtlerle, Araplarla, Süryanilerle, Suriyelilerle, Türkmenlerle, Çerkeslerle, Kildanilerle, dünyanın dört bir yanından Rojava'ya gelen enternasyonalist savaşçılarımızla birlikte DAİŞ'i yendik. Bugünden itibaren DAİŞ saldırılarının olduğu her alanda olduğu gibi Başurê Kürdistan kadınlarını ve halkını da korumak için 19 Temmuz devrimimizin ruhuyla mücadele edecek, direneceğiz. Kadın ve halkımızın yaşamına yönelik bir tehdidin olduğu her yerde meşru savunma doğrultusunda mücadelemizi radikal bir şekilde yükselteceğiz."