‘Yeni Suriye’nin inşasında Toplumsal Sözleşme örnek alınmalı’

Ermeni Kadınlar Birliği Koordinasyon Üyesi Enahîd Qesabiyan, yeni Suriye'nin inşasında kadınların rolünün önemli olduğunu, tüm din, inanç ve mezheplerin haklarının korunması gerektiğini belirterek, Rojava Toplumsal Sözleşme'nin örnek alınmasını istedi.

RONÎDA HACÎ

Hesekê- Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim Meclisi, Toplumsal Sözleşmeyi ilk 2014 yılında hazırladı ve sonrasında 3 kez revize etti. Yapılan değişikliklerin ardından nihayet 12 Aralık 2023'te Toplumsal Sözleşme yeniden onaylanarak, bölgedeki tüm halklara ve farklılıklara göre hazırlandı. Toplumsal Sözleşme’de kadınların özel bir statüsü var ve komitelerde yüzde 50 kadın yer alıyor. Aynı zamanda Kadın Toplumsal Sözleşmesi'nin hazırlanmasına yönelik çalışmalar da devam ediyor.

Ermeni Kadınlar Birliği Koordinasyon Üyesi Enahîd Qesebiyan, yeni Suriye'nin inşasında kadınların rolünün halkların ve tüm inançların varlığının korunması konusunda örnek olduğunu söyledi. Enahîd Qesebiyan ayrıca, Rojava Devrimi'nde tüm bileşenlerin iktidar sistemlerine karşı mücadele ettiğini ve direndiğini belirterek, artık kazanımlara sahip çıkma zamanının geldiğini vurguladı.

Rojava Devrimi’yle özgürce yaşama fırsatı verildi

Kuzey ve Doğu Suriye Devrimi’nin kadınların öncülüğünde gerçekleştiğini hatırlatan Enahîd Qesebiyan, "Bu devrim kapsamında tüm grup, din ve mezheplere Özerk Yönetim çatısı altında özgürce yaşama fırsatı verildi. Bir kadının önderlik ettiği devrim mutlaka başarıya ulaşacak ve o devrimi eşit ve özgür bir şekilde yürütülecektir. Bu devrimde Ermeni kadınlar da yer aldı ve birçok başarıya imza attık. Kuzey ve Doğu Suriye'de Toplumsal Sözleşme Özerk Yönetim Genel Meclisi tarafından hayata geçirildi. Anlaşma, kadınların özgürlüğü, eşitliği ve tüm din, mezhep ve tüm grupların haklarının korunması temelinde hayata geçirildi. Tüm devletlerin kendi anayasaları var, ancak bu anayasalar demokratik değildir. Anayasalar ülkeleri yönetenlerin çıkarlarına göre yazılmıştır, dolayısıyla toplumun çıkarlarına göre değildir. Ancak Toplumsal Sözleşme farklıdır ve toplumun çıkarlarını gözetmektedir” ifadelerinde bulundu. 

‘Kadının öncülüğünün olmadığı sistemler yıkılmaya mahkumdur’

Suriye'de kadın haklarının engellendiğine dikkat çeken Enahîd Qesebiyan, Suriye'nin yeni anayasasının demokratik olmasını ve her milletin, dinin ve mezhebin korunması gerektiğini söyledi. Enahîd Qesebiyan, “Yeni Suriye anayasasında kadınların özgürlüğü güvence altına alınmalı. Çünkü toplumun Suriye'nin baskıcı sistemlerden kurtulma seviyesine ulaşmasını sağlayanlar kadındır. Kadın hakları korunmazsa, Suriye yok olur. 5 bin yıldır kadınlar iktidar sistemlerinin baskısı altındadır. Rojava Devrimi ve kadınların aralıksız verdiği tarihsel mücadele sayesinde bugün Kuzey ve Doğu Suriye'de kadınlar kölelikten kurtuldu, ancak Suriye'nin tamamında değil. Suriye'de kadınların hakları ve direnişi engelleniyor. Dolayısıyla kadınların rolünün, haklarının ve öncülüğünün olmadığı sistemler yıkılmaya mahkumdur” ifadelerini kullandı.

‘Soykırımın din üzerinden tekrarlandığını görüyoruz’

Enahîd Qesebiyan, Suriye’de din üzerinden insanları katletme anlayışının devam ettiğine dikkat çekerek, "Devrimin başlamasıyla birlikte işgalci Türk devletinin örgütleyip gönderdiği DAİŞ çeteleri, zalimce ve ahlaksız bir şekilde din ve inançları hedef aldı. Süryani ve Ermeni köylerinin tamamında kilise ve mezarlıklar yıkılıp yakıldı. Bugün Hama'da Esad rejiminin devrilmesinin ardından tarih tekerrür ediyor. Birçok kilise, mezarlık ve Noel ağacı yakıldı ve yıkıldı. Soykırımın din üzerinden tekrarlandığını görüyoruz” şeklinde konuştu.

‘Özerk Yönetimi halkların haklarını koruyan bir şemsiye’

Özerk Yönetim’in insan haklarının korunmasında bir şemsiye görevi gördüğünü söyleyen Enahîd Qesabiyan, “Özerk Yönetim, Toplumsal Sözleşme ile vatandaşların haklarını koruyor. Bugün Kuzey ve Doğu Suriye'de Özerk Yönetim sistemiyle yönetilen bölgelerde saygı, sevgi, karşılıklı kabul ve hakların korunması söz konusudur. Dolayısıyla her bileşen bu sistemi kabul etmektedir. Halk artık baskıyı, köleliği ve katliamları kabul etmediği için Özerk Yönetimi halkların haklarını koruyan bir şemsiye olarak görüyor. Talebimiz, Suriye’nin yeni anayasasının Suriye halkı tarafından yazılmasıdır. Her milletin hakları korunsun, kadın özgürlükleri dikkate alınsın. Tüm kadın örgütlerine çağrım; özgür ve demokratik bir Suriye'yi inşa edelim" dedi.