Waşokani Kampı göçmenleri hayatta kalma mücadelesi veriyor

Waşokani Kampı’ndaki göçmenlerin tüm zorluklara karşın direndiklerini söyleyen Waşokani Kampı Meclisi Eş Bakanı Hêvîn Ebdo, insan hakları örgütlerinin göçmenlerin yaşadıklarına sessiz kaldığına dikkat çekti ve sorumluluk çağrısında bulundu.

RONÎDA HACİ

Hesekê-  Türkiye’nin saldırılarının başlamasının ardından yüz binlerce Serêkaniyê ve Girê Spîli yurttaş Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi'nin diğer bölgelerine göç etti. Özerk Yönetim de bu göçmenler için Hesekê’de Waşokani Kampı’nı kurdu. Şu an kampta 4 binden fazla göçmen yaşıyor. Zor durumda olan göçmenlere Özerk Yönetim ve Heyva Sor a Kurd kendi imkanları doğrultusunda onlara yardım etmeye çalışıyor. Uluslararası insani yardım kuruluşları ise göçmenlerin yaşadığı zorluklara sessiz kalıyor. Waşokani Kampı Meclisi Eş Başkanı Hêvîn Ebdo, konuya ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.

“İnsan hakları örgütleri göz yumuyor”

Türkiye’nin bombardımanları nedeniyle göçmenlerin Serêkaniyê'den ayrıldığını ve şu anda kampta yaşadıklarını söyleyen Hêvîn Ebdo, “Serêkaniyê'nin işgalinin üzerinden 3 yıl geçti. 3 yılı aşkın süredir 4 binden fazla Serêkaniyêli yurttaş Waşokani Kampı’nda zor şartlar altında yaşıyor. İnsan hakları örgütlerinin ihmal ettiği göçmenler tüm zorluklara karşı direniyor. Kamp, göçmenleri barındırmak için Özerk Yönetim tarafından hızlı bir şekilde kuruldu. Özerk Yönetim ve Heyva Sor a Kurd, kendi imkanları ölçüsünde yardım sağlıyor. Ancak yetmiyor. Göçmenlerin birçok şeye ihtiyacı var. Özellikle ekonomik krizin ardından göçmenlerin durumu daha da kötüleşti. İnsan hakları örgütleri ise bu duruma göz yumuyor” dedi.

“Göçmenlerin yaşamı tehlikede”

Yaz mevsiminin gelmesiyle göçmenlerin durumunun daha da kötüleştiğine işaret eden Hêvîn Ebdo, şöyle konuştu:

“Son 3 yıldır çadırlar yenilenmedi. Göçmenlerin yaşadığı bu çadırlar artık çürümüşler. İnsani yardım kuruluşlarının yaşamsal ihtiyaç ve yardım sağlamıyor. Bu yardımlar sağlandığı zamanda çok az sağlanıyor. Göçmenler her gün meclise gidip şikayet ediyor. Biz meclis olarak onların seslerini insan hakları örgütlerine ulaşıyoruz ancak yanıt verilmiyor. Bir yere kadar onlara yardım ediyoruz, çünkü acımız bir ama yeterli değil. Yaz aylarında su ve elektriğe ihtiyaçları var ama bu ihtiyaçlarda kampta çok az. Su azlığı, yüksek sıcaklıklar nedeniyle sağlık sorunları yaşanıyor. Özellikle kadın ve çocuklar hastalanıyor. İnsan hakları örgütlerinin bu konuda uyanık olmalı ve göçmenlerin durumunu izlemelidir. Şimdi akrep ve yılanlar ortaya çıkmış. Bu sorunun çözülmesi gerekir ve göçmenlerin yaşamı tehlikede olduğu için ilaçlama yapılmalıdır.”

İşgali kabul etmiyorlar

Göçmenlerin yaşadığı tüm zorluklar karşısında verdiği direnişine dikkati çeken Hêvîn Ebdo, “Göçmenler tüm yaşadıkları zorluklar karşısında direniyor. Waşokani Kampı’nda kalmalarının nedeni Serêkaniyê’ye dönmek içindir. İşgalcilerin yenilgiye uğraması ve insanları yerlerinden eden siyasetleri yenilgiye uğratmak için tüm zorluklara katlanıyorlar. Göçmenler kendilerine karşı bir komplo kurulduğuna inanmaya başladılar ve komploya direnişle karşılık veriyorlar. Her bir göçmen insan hakları örgütlerinden bir şey istemediği, kentlerini ve topraklarını istiyorlar. İşgali kabul etmediklerini belirtiyorlar” ifadelerini kullandı.

İnsan hakları örgütleri görevini yerine getirmiyor

Serêkaniyêli göçmenlerden Emîna Mihemed, evlerini terk etmek zorunda kaldıklarını söyleyerek, “Evlerimizdeydik. Türk devleti bize en ağır ve yasaklı silahlarla saldırdı. Bu yüzden mecbur göç etmek zorunda kaldık. Waşokani Kampı tek yaşanacak yerimiz olduğu için buraya geldik. Ancak insan hakları örgütleri hiçbir yardım sağlamıyor. Durumumuz hiç iyi değil. Çadırlarımızın değişmesi gerekiyor. Artık bu çadırlarda yaşanamıyor. Her geçen gün durumumuz daha da kötüleşiyor” diye belirtti. İnsan hakları örgütlerine seslenen Emîna Mihemed, “Gelin kampın durumunu görün” çağrısı yaptı. Özerk Yönetimin kendi imkanlarıyla kendilerine yardım ettiğini sözlerine ekleyen Emîna Mihemed, “Özerk Yönetime teşekkür ediyoruz. Savaş halindeyiz. Herkes Özerk Yönetime saldırıyor. Ancak biz bunu anlıyoruz ve işgali yenmek için örgütlülüğümüzü güçlendireceğiz. Kampa geldiğimizden beri insan hakları örgütlerine çağrıda bulunuyoruz ama ne yazık ki sadece onlar isim olarak kalıyorlar. İnsan haklarını korumuyorlar. Eğer korusaydılar Türk devletinin sivilleri hedef alan eylemlerini durdururlardı” diyerek konuşmasını sonlandırdı.