Vanlılar 1 Eylül mitinginde buluştu
Van Musa Anter Parkı’nda 1 Eylül Dünya Barış Günü mitingine kitlesel katılım gösteren kent sakinlerine HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan hitap etti. Miting sonrasında yapılan yürüyüş sırasında polis müdahalesinde çok sayıda yurttaş gözaltına alındı.

Van – Vanlılar Musa Anter Parkı’nda düzenlenen 1 Eylül Dünya Barış Günü mitinginde bir araya geldi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) öncülüğü ve kentteki siyasi parti ile demokratik kitle örgütlerinin “Savaşa karşı, ölüme karşı yaşamı savunuyoruz” sloganıyla düzenlediği Van 1 Eylül Dünya Barış Günü mitinginde barış mesajları ön plana çıktı. Miting alanına “Tecrit dursun, barış konuşsun”, “Savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı savunuyoruz”, “Savaşa durduracak gücümüz, barışı inşa edecek inancımız var” yazılı Kürtçe ve Türkçe dillerinde pankartlar asıldı. Kadınlar ise pankartları ve sloganları ile miting alanına ayrı kortejlerden giriş yaptı.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan buradan mesajlarını Kürtçe kutlama yaptığı konuşması ile verdi. “Tüm Ortadoğu ve dünya halklarının ve siz değerli halkımızın 1 Eylül Dünya Barış Gününü kutluyorum” diyen Pervin Buldan Vanlıların Ankara’ya mesaj vermek için bir araya geldiğinin altını çizdi.
Miting alanından yaptığı konuşmasına Pervin Buldan şöyle devam etti;
“Bu topraklarda barışın sesini susturmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. HDP var olduğu sürece bu ülkede barış için, adalet için mücadele etmeye elbette devam edecektir. Çünkü biz biliyoruz ki toplumsal yaralar ancak ve ancak gerçek adaletle, gerçek hukukla, adil ve kalıcı, onurlu barışla sarılır. Bunun farkındayız ama bu ülkeyi yönetenler yürüttükleri savaş politikalarıyla her gün canımızdan, soframızdan, cebimizden eksiltmeye devam ediyorlar. Soframızdan çalmaya, cebimizden çalmaya devam ediyorlar. Çünkü iktidarlarını, koltuklarını savaş konsepti üzerine kuran bir düzenle karşı karşıyayız. Ama biz biliyoruz ki Türkiye halklarının tercihi asla savaş değildir. Türkiye halklarının tercihi onurlu barıştır, adalettir, hukuktur, demokrasi ve insan haklarıdır.”
“Barışlar büyük kazandırır”
"Biz barışın refah anlamına geldiğini biliyoruz, biz barışın huzur anlamına geldiğini biliyoruz, biz barışın güvenli bir gelecek anlamına geldiğini biliyoruz. Barışın bu ülkeye de dünya da dünya halklarına da büyük şeyler kazandırdığını biliyoruz. Savaşlar kaybettirir ancak barışlar büyük kazandırır. Biz de barışla büyük kazanacağız. Ve bu ülkenin barışa olan ihtiyacına ilişkin mücadelesini Halkların Demokratik Partisi çizgisinden, duruşundan ve sözlerinden taviz vermeden yürütmektedir.”
“Krizlerin sebebinin tecritle bağlantılı olduğunu biliyoruz”
“Bu ülke barış ortamını yaşadı, bu ülke diyalog ve müzakere süreçlerine tanıklık etti. Hepimizin bildiği gibi 2013 yılında devreye konulan barış sürecinde bu ülkenin halkları, kadınları, her bir yurttaşı refah ve huzur içerisinde geleceğine güvenle bakmanın ne anlama geldiğini gördü. 2013 yılında yürürlüğe konulan ancak AKP’nin bir şekilde yok saydığı, inkar ettiği ve elinin tersiyle ittiği süreç bu ülkenin en güvenli yıllarıydı. Barış sürecinde diyalog vardı, müzakere vardı. Barış sürecinde Sayın Öcalan önemli bir aktördü. Bu 3 yıllık süreç içerisinde bir tek annemiz ağlamadı. Hiçbir gencimiz yaşamını yitirmedi. Ama barışı da o yılları da Sayın Öcalan’ın devrede olduğu o süreci de bir şekilde bitirdiler. Bütün yollar tecritle kapatıldı. Bugün tecrit sadece İmralı Cezaevinde değil bu ülkenin her yerinde, her alanında mutlaka uygulanan bir sistem haline geldi. Biz tecridin bir insan hakları ihlali olduğunu ve bir hukuk sorunu olduğunu, bu ülkenin kendi çıkardığı yasalarının tanınmadığı bir sistem olduğunu biliyoruz. Bugün bu kadar yoksulluğun, açlığın, krizlerin sebebinin tecritle bağlantılı olduğunu biliyoruz.”
“Ülkeyi bu krizlerden kurtaracak tek yol tecridin kaldırılmasıdır”
"Eğer tecrit olmasaydı, Sayın Öcalan devrede olsaydı, bir barış süreci olsaydı bugün bu ülke bu kadar krizle karşı karşıya kalmazdı. O yüzden diyoruz ki tecrit bir an önce kaldırılmalıdır. Tecridin bir insan hakları ihlali olduğunun farkına varılmalıdır. Sayın Öcalan ailesi ve avukatlarıyla düzenli görüşmeler yapabilmelidir. Ülkeyi düze çıkaracak ve bu krizlerden kurtaracak olan tek yol tecridin kaldırılmasıdır. Ama bu iktidarın ne yapmaya çalıştığını biliyoruz. Türkiye halklarını bir borç batağına sapladılar. Son günlerde, büyük rüşvet çarklarının döndüğünü ve açığa çıktığını hepimiz gördük. Şaşırdık mı, hayır şaşırmadık. Çünkü AKP’nin iktidara geldiği günden beri rüşvetle, talanla ve inkarla siyaset yaptığını hepimiz biliyoruz.”
“Barışta ve demokratik siyasette ısrar edeceğiz”
"Ama sizin savaş siyasetinize, savaş konseptinize ne Suriye ne Türkiye halkları asla onay vermeyecek, asla izin vermeyecek. Ve biz bütün sorunların diyalog ve müzakere ile çözüleceğine olan inancımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Bu Türkiye için, Güney için, Suriye için de geçerli. Ortadoğu ve dünyanın bütün ülkeleri için geçerli. Biz barışta, barış siyasetinde, demokratik siyasette, adalette, hukukta ve demokraside ısrar edeceğiz. Halkımızın hiçbir kaygısı ve kuşkusu olmasın. Son günlerde kaybettiklerini bildikleri ve gördükleri için, Türkiye halklarının oylarını alabilmek için, Kürtlerin oylarını alabilmek için yeni yeni sözler icat etmeye başladılar."
“Barış, adalet, kadınlar ve gençler için söz olsun”
"Şimdi önemli ittifaklarımız var. Emek ve Özgürlük İttifakı bir tarafta, Kürtlerin ittifakı diğer bir tarafta. Seçimlere iki ittifakla, yani hem Türkiye soluyla hem de Kürtlerin ittifakıyla birlikte omuz omuza, yan yana gireceğiz. AKP’ye artık güle güle demenin zamanı geldi de geçiyor. Sizlere söz veriyoruz: HDP bu ülkedeki halkların sesi olacak. HDP Türkiye halklarının sözü olacak. HDP Türkiye halklarının rengi olacak. HDP ortak yaşamın teminatıdır. Bir kez daha söz olsun, barış için söz olsun, adalet için söz olsun, kadınlar ve gençler için söz olsun.”
Miting sonrasında yürüyüşe saldırı
Yapılan konuşmanın ardından sanatçıların sahne almasıyla miting devam etti. Miting sonrasında ise polis yürüyüş yaparak dağılan gençlere saldırdı. Çok sayıda kişinin gözaltına alındığı öğrenilirken haber takibi yapan gazeteciler de saldırıların hedefi oldu.