Uluslararası Barış Delegasyonu: Dış tehditlere karşı birlikte duralım
Hewlêr’de Barış Heyeti üyelerinin engellenmesi, sınır dışı edilmelerine tepki gösteren Barış ve Özgürlük İçin Uluslararası Delegasyonu, “Bu durum bir tuzaktır; Kürtler arasında, barışı ve tüm Ortadoğu'nun geleceğini tehlikeye atacak, silahlı çatışmaya dönüşme gibi endişe verici potansiyeli olan sorunlar yaratıyor. Tüm Kürtleri bu konuda uyarmak, diyalog kurulmasını ve sürdürülmesini sağlamak acil dileğimizdir. Siyasi bir çözüm bulmak ve dış tehditlere karşı birlikte durmak gerekiyor” dedi.
Haber Merkezi - Barış ve Özgürlük için Uluslararası Delegasyon, Hewlêr’e giden Barış Heyeti üyelerinin havaalanında engellenmesi ve sonrasında gece yarısı sınır dışı edilmesine ilişkin yazılı açıklamada bulunarak, “150 kişi ile farklı Kürt siyasi aktörler arasında diyaloga katkıda bulunmak için tüm partilerin milletvekilleriyle diyalog kurmak ve sivil toplum kuruluşlarını ziyaret etmek istedik. Türk ordusunun işgali, uluslararası hukukun açık bir ihlalidir ve kuşkusuz kabul edilemez. Uluslararası devletler topluluğunun bu konuda sessiz ve hareketsiz kalması, Türkiye'nin uluslararası kanunlara ve insan hakları hukukuna uyması konusunda ısrar etmek için hiçbir adım atmaması üzüntü verici” dedi.
Açıklamanın devamında şunlar belirtildi:
“Kürt yönetiminin heyetin Güney Kürdistan’daki çoğu siyasi aktörlerle diyalog kurmasını engelledi. Ziyaret etmeyi planladığımız kuruluşlar, sindirildiler ve bizimle olan toplantılarından çekildiler. Heyetin büyük bir kısmı Kürdistan'a gelemedi. Şu ana kadar 25 kişi ya sınır dışı edildi ya da edilmek üzere. Ayrıca Almanya'nın Düsseldorf havaalanında en az 27 kişinin Kürdistan'a gidişi engellendi.
Bu engellemeler ve sınır dışı edilmelerin hiçbir hukuki dayanağı yok. Karşı karşıya olduğumuz bu baskının meşru bir nedeni yoktur. Kürt halkıyla ve Kürdistan'ın tüm etnik ve dini gruplarıyla dayanışma içinde olmak için buradayız.
Biz enternasyonalistiz ve herhangi bir Kürt partisini veya belirli bir siyasi hareketi temsil etmiyoruz. Kürdistan'ın dış devletler tarafından sömürgeleştirilmesine karşıyız. Biz burada herhangi bir Kürt partisine karşı durmak için bulunmuyoruz. Bu ziyaret Türk devletinin yerel halka ve Kürt bölgelerine, ekosistemlerine yönelik saldırganlığıyla ilgilidir. Bu durum bir tuzaktır; Kürtler arasında, barışı ve tüm Ortadoğu'nun geleceğini tehlikeye atacak, silahlı çatışmaya dönüşme gibi endişe verici potansiyeli olan sorunlar yaratıyor. Tüm Kürtleri bu konuda uyarmak, diyalog kurulmasını ve sürdürülmesini sağlamak acil dileğimizdir. Siyasi bir çözüm bulmak ve dış tehditlere karşı birlikte durmak gerekiyor.”
Açıklamanın sonunda ise talepler sıralandı:
“* Havalimanlarından birinde reddedilen, tutuklanan veya sınır dışı edilen tüm heyet üyeleri serbest bırakılmalı ve heyetin geri kalanına katılmasına izin verilmeli.
* Tüm Kürt siyasi aktörler birbirleriyle diyaloğa dönmeli
* Tüm uluslararası insani örgütleri ve siyasi kurumları barışçıl bir çözümü desteklemeye çağırıyoruz. Türk devlet ordusu derhal tüm bölgeden çekilmelidir.”