Tutuklu yakını: Israrla kalıcı bir çözüm istiyor ve bekliyoruz

Son 11 ay içerisinde 73 tutuklunun yaşamını yitirdiği cezaevlerinde daha fazla ölüm yaşanmaması için adalet nöbetlerini sürdürdüklerini belirten Herdem Merwanî, hasta tutuklular için kalıcı bir adımın atılmadığına dikkat çekti.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed - Hasta ve infazı yakılan tutuklu yakınlarının adalet nöbeti eylemi bir buçuk yılı aşkın süredir devam ediyor. 1 Aralık’ta 380’inci günlerini tamamlayan tutuklu yakınları eylemi haftanın üç günü Amed’de cezaevi, Adli Tıp Kurumu (ATK) ve Adliye önüne giderek basın açıklaması gerçekleştiriyor. Hasta tutukluların ve infazı yakılan tutukluların tahliyesi için mücadele eden aileler, aradan geçen zamana rağmen hasta tutuklular için bir adım atılmadığına dikkat çekti.

11 ayda 73 tutuklu yaşamını yitirdi

Cezaevlerinde son 11 ayda 73 tutuklu ve hükümlü yaşamını yitirdi. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) Nisan 2022 tarihli raporuna göre ise Türkiye’de 651’i ağır olmak üzere bin 517 hasta tutuklu bulunuyor. Yapılan çağrılara rağmen hasta tutukluların cezaevlerinde yaşadığı hak ihlalleri devam ederken, sağlığa erişim hakları da çoğu zaman kelepçeli muayene, ağız içi arama ve karantina uygulamaları nedeniyle engelleniyor. İzmir Şakran 2 Nolu T-Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan hasta tutuklu 73 yaşındaki Abdulhalim Kırtay da ağır hasta tutuklulardan biri. Hasta tutuklu babası gibi binlerce hasta tutuklu için adalet nöbetinde yer alan Herdem Merwanî, yaşanan süreçte hasta tutuklular için eylemselliklerin artırılması gerektiğini söyledi.

‘Direnişle farkındalık arttı’

Adalet nöbetleri ile birlikte toplumda hasta tutuklulara ve cezaevlerine dönük bir etkinin yaratıldığına dikkat çeken Herdem Merwani, pandemi süreci ve sonrasında tutukluların cezaevlerinde yalnız bırakıldığına yer verdi. 380’i aşkın gündür yaptıkları adalet nöbetine değinen Herdem Merwanî, “Cezaevlerinde yaşanan bütün sorunlara bir çözüm bulunması talebiyle nöbete başladık. Nöbete ilk başladığımızda durum çok daha kötüydü. İnsanlar cezaevlerinde bir yakınının olduğunu bile söyleyemiyordu. Ondan önce de pandemi vardı ve o süreçte tutuklular tek başlarına bırakıldı. Toplum içinde unutuldular. O dönem aralıklarla tutuklular bırakılıyordu. Ama siyasi tutuklular için hiçbir şey yapılmıyordu. Ama bu adaletsizliği ve sorunları kimse kendine dert edinmiyordu. Bu da toplumda bir rahatlık oluşturdu. Toplum tutuklu olan yakınlarının bırakılmayacağının bile farkında değillerdi. Böyle bir durumda biz de nöbete başladık. Bu nöbet hasta tutuklulara sahip çıkma noktasında toplumda önemli bir etki yarattı” dedi. 

“Muhalefet partileri verdikleri sözleri tutmadı”

Başlayan nöbetlere sivil toplum dernekleri ve halkın yoğun destek verdiğini, dayanışma içerisinde olduklarını belirten Herdem Merwanî, muhalefetin destek anlamında sıfırın altında kaldığına yer verdi. Meclise gidip görüşmeler yapmalarına rağmen hasta tutuklular için kalıcı bir çözüm üretilmediğini aktaran Herdem Merwanî, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Nöbete ilk başladığımız zaman kentte bulunan sivil toplum örgütleri ve avukatlardan bizle her daim dayanışma içerisinde oldular. Toplumun nöbetler ve annelerin direnişi ile birlikte farkındalığı arttı. Siyasi partiler de destek verdi ancak şahsi anlamda büyük bir sahiplenme oldu. Bu eylemimiz hala devam ediyor hala hasta tutuklular cezaevinde çok fazla ve durumları gün geçtikçe daha da kötü oluyor. Bürokrasi de daha çok siyasi partiler üzerinden yürüyor ama bu anlamda büyük bir sahiplenme yaşanmadı.  Türkiye siyaseti bu anlamda sıfırın altında kaldı diyebiliriz. Toplumun istediği ve beklediği destek yapılmadı. Hem iktidar hem muhalefet hem de adalet bakanı taraflarında bir şey yapılmadı.”

‘Israrla çözüm istiyor ve bekliyoruz’

Umutsuz olmadıklarını ve çözüm noktasında muhalefet partilerinin bir an önce adım atması gerektiği çağrısında bulunan Herdem Merwanî, “Biz evlerde olduğumuz zamanda adalet nöbetindeyiz. Yine kulağımız, yüreğimiz zindanlarda. Sabahları kalktığımızda yaptığımız ilk şey cezaevlerinde dair çıkan haberlere bakmak oluyor. Orada durum nedir diye bakıyoruz. Bu sorun sadece ailelerin sorunu değil, Kürt halkının sorunu tek değil, bütün halkın sorunu. O yüzden bizler muhalefete güvendik. Ama bunu açık söylemem gerekirse bugüne kadar muhalefet verdiği sözlerini tutmadı. Ama bizler yine de umutsuz olmak istemiyoruz. Bir değil iki değil üç değil bu sorunun çözülmesi gerekiyor. İki defa meclise gelmesiyle bir çözüm yaşanmadı. Bizler ısrarla bu sorunun çözülmesini istiyor ve bekliyoruz” şeklinde konuştu.