‘Tunuslu kadınların durumu düzelene kadar dinlenmeyeceğiz’
Tunuslu kadınların şiddetten su krizine birçok zorluk yaşadığını belirten Sorur Al-Kilani, “Kadınların durumu düzelene kadar dinlenmeyeceğiz” diyerek, yetkililerin de kadın hakları için harekete geçmesini istedi.
ZOUHOUR MECHERGUI
Tunus- İklim değişikliği nedeniyle su krizi yaşayan Tunuslu kadınlar, uzak mesafelerdeki kuyulardan ve vadilerden su taşımak zorunda kalıyorlar.
Tunus'un kuzeyindeki Bizerte Valiliği'nde Sjnan Yerel Meclisi Başkanı Sorur Al-Kilani, özel gereksinimleri olan bir birey. Kendi bölgesinde kadınların yaşadığı sorunlara çözüm bulmak amacıyla birçok çalışma yürüten Sorur Al-Kilani, kırsal kesimde kadınların yaşadığı acıların iki kat daha fazla olduğunu belirtti.
‘Kadınların sesini duyurmak için mücadele edeceğiz’
Kadınların içme ve günlük kullanım için uzak mesafelerden su taşımak zorunda olduklarını anlatan Sorur Al-Kilani, “Bizim tarafımızda büyük barajlar var ve buna rağmen kadınlar hala eşeklerle ve sırtlarında su taşıyorlar. Biz bunu kabul etmiyoruz ve onların seslerini duyurmak, durumlarına çözüm bulmak için mücadele edeceğiz. Tarım alanında çalışanların çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Tunusluların geçimini sağlayanlar genellikle kadınlardır, ancak buna rağmen özellikle iç bölgelerde kadınlar birçok baskıya maruz kalıyorlar. Bu anlamıyla kadınların yaşadığı sorunların dinlenmesi gerekiyor” diye belirtti.
‘Adaleti sağlamanın zamanı geldi’
“Gıda ve gıda güvenliğini sağlayan ve bundan sorumlu olan kadın çiftçilerdir” diyen Sorur Al-Kilani, “Buna rağmen kadınlar zor bir gerçekle karşı karşıya ve uygun olmayan koşullar altında, uzun saatler boyunca düşük ücretle ve sağlık güvencesinden yoksun olarak çalışmaktadırlar. Onlara adaleti sağlamanın ve tüm haklarını vermenin zamanı geldi. Kırsaldaki kadınların gerçekliğini iyileştirmek için kimi mevzuatlar var, ancak uygulanmıyor” şeklinde konuştu.
‘Güvencesiz çalışıyorlar’
Kil ve seramik sektöründe çalışan kadınların da destekten yoksun olduklarını kaydeden Sorur Al-Kilani, sözlerine şöyle devam etti: “Çalışan kadınların çoğu sigortasız bir şekilde çalışmaktadırlar ve bundan kaynaklı emekli olma haklarını yitiriyorlar. Kadınlar her mevsim geleneksel yöntemlerle ve genellikle uzak olan dağlık yerlerden kil getirmek için hareket ediyorlar. Belli bir yaştan sonra ise bitkin düşüyorlar ve çalışamadıkları için geçimlerini sağlayamıyorlar. Bazen yaşlı kadınların geçimini sağlamak için çalışmaya başvurduklarını görüyoruz.”
‘Kadınları korumak hepimizin sorumluluğunda’
Kadınların yaşadığı sorunlara çözüm olabilmek için yasaların çıkarılması gerektiğini dile getiren Sorur Al-Kilani, “Bu da yerel konseyin görevlerinden biridir. İç bölgelerdeki kadınlar sessizlik ve korku duvarını kırarak sorunlarını dile getirebilmeli. Bu bölgelerdeki yetkililer, kadınların haklarını anayasal güvenceye almak için birleşmelidir. Tarım alanlarında çalışan kadınların kullanılan kimyasallardan dolayı sağlıkları bozuluyor. Kadınlar tarım alanında her türlü ekonomik sömürüye maruz kalıyor. Alerji ve cilt sorunu yaşayan kadınlar var. Korunmasız, eldivensiz ve maskesiz çalışan kadınlar, kimyasallar sonucu hasta oluyorlar. Kadınların kendilerini koruyabilmeleri için gerekli malzemeleri sağlaması gereken de işverenin görevidir. Devletin de bunu izlemesi ve gözetlemesi gerekiyor. Kırsaldaki kadınları, köylüleri, engelli kadınları ve tüm kadınları dışlama ve ayrımcılık olmaksızın korumak hepimizin sorumluluğundadır” ifadelerinde bulundu.
‘Büyük umudumuz var’
Sorur Al-Kilani, Tunus'un ev işçilerini, tarım ve ekonomik sektörleri korumaya yönelik kanunlar çıkaran bir mevzuat ülkesi olduğunu, ancak işverenin ihmalkar olmaya ve mevzuatı uygulamamaya devam ettiğini, bunun da kadınların acısını artırdığını söyledi. Ölüm kamyonlarında birçok kadının yaşamını yitirdiğini hatırlatan Sorur Al-Kilani, “Sabahın erken saatlerinde işe başlıyorlar ve yaz aylarında birçok zorluk yaşıyorlar. Dinlenmeden gün boyu büyük kutular taşıyorlar ve buna rağmen işverenleri tarafından kötü muameleye maruz kalıyorlar. Kadınların durumu düzelene kadar dinlenmeyeceğiz. Mevcut sistemde çalışmalarımızın olumlu sonuçlar alacağına dair büyük umudumuz var” diyerek sözlerini noktaladı.