Tunuslu kadınlar “sessiz yürüyüş” ile şiddeti protesto etti

Tunus’ta aralarında sanatçı, aktivist, insan hakları savunucusu, sendikacılarında bulunduğu çok sayıda kadın şiddete karşı “sessiz yürüyüş” gerçekleştirdi. Dünyaya yayılan kadına yönelik şiddete karşı ses çıkarılması gerektiğini belirten kadınlar, “Kadınları devletin politikasızlığı öldürüyor” dedi.

ZİHUR EL MEŞRİQÎ

Tunus - Tunuslu kadınlar şiddete ve şiddet karşısında kadınların korunmamasına karşı yürüyüş gerçekleştirdi. Kadınlar şiddeti sessiz yürüyüşleri ile protesto ederken, kadınların maruz kaldığı şiddetin cezasız kalması da kınandı. “16 Gün Aktivizm” programının finalini de Tunuslu kadınlar böylelikle yapmış oldu. Tunuslu kadınlar özellikle yürüyüşte siyahlar girmeyi tercih ederken, “Şiddete hayır” sloganı başta olmak üzere çok sayıda sloganın yer aldığı tişörtler de giyildi. “Şiddete hayır, devletin sessizliği kadınları öldürüyor. Ayrımcılığa hayır” yazılı pankartın ardından yürüyen kadınlar, “Kadınlara eşitlik, adalet, özgürlük” istiyoruz sloganları da attı. Yürüyüşe toplumun her kesiminden binlerce kadın katılırken, sendikacı, oyuncu, aktivist, öğrenci kadınlar görüşlerini ajansımıza anlattı.

“Kadınları devletin politikasızlığı öldürüyor”

Tunus Demokratik Kadınlar Derneği eski başkanı Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu Kuzey Afrika ve Ortadoğu Ofisi İcra Direktörü Yusra Firas: “Kadınlar ölüm makinesi gibi bir mekanizma tarafından hedef alınarak her gün katlediliyor. Tunus’ta kadınlar neden ölüyor, onlara yönelik şiddeti durduracak etkili bir politika neden yok. Son iki hafta içerisinde 16 kadının ölümü Tunus Demokratik Kadınlar Derneği tarafından raporlaştırıldı. Derneğin bu konuda dikkat çekici çalışmaları ve çözüm talepleri var, ancak hükümet bunu görmüyor. Kadınları öldüren devletin politikasızlığıdır.”

“Medyanın şiddet dili denetlenmeli”

Ressam ve plastik sanatçısı Asmaa Khameer: “Şiddet olgusu tüm kadınları etkilediği kadar toplumun genelini de etkiliyor. Şiddete maruz kalan kadınlar susturulmaya çalışılıyor ve bunun sadece devlet politikası değil toplumun da suçu olduğunu düşünüyorum. Kadınlar bugün siyahlar giyerek şiddeti protesto ediyor. Sessiz yürüyüş çok çarpıcı bir eylem ve mesajı da oldukça iyi. Herkes şiddetin son bulması için üzerine düşen görev yerine getirmeli. Şiddete karşı topyekün çalışma yürütülmeli.  Toplumsal cinsiyet eğitimleri yoğunlaştırılmalı. Şiddetin son bulması için medyaya, sivil toplum örgütlerine, kadın örgütlerine ve kurumlara çok iş düşüyor. Kadınları aşağıya doğru çeken yasaların sonlandırılması, medyanın ve yayın organlarının şiddet dilinin denetlenmesi gerekiyor. Geleneklerle de yoğun mücadele edilmeli.

“Dünyaya yayılan şiddetin önü alınmalı”

Tunuslu oyuncu Ebaa Hamdi: “Taciz, tecavüz, şiddet derhal son bulmalı. Dünyaya yayılan şiddetin önü alınmalı. Kadınlar en zayıf ve en harcanabilir halka olmamalı. Devlet henüz bu konuya ciddi olarak eğilmiş değil ama artık ciddiye alınmalı, olgun gerçekçi çözümler üretilmeli. Kadına yönelik şiddet ve toplumsal şiddet artık katlanılamaz boyutta. Konu ulusal güvenlik konusu olarak ele alınmalı. Kampanyalar kapsamlı hale getirilmeli. Korkutucu cezalar getirilerek taciz, tecavüz ve şiddetin önü alınmalı. Sanatta popülist yaklaşımlarla değil toplumsal içerikli mesajlarla şiddete son verilme çağrıları yapılabilir. Sanatın birçok dalı bunun için ön ayak olabilir. Tabular, korkular, örtbas etmelerin önüne geçilebilir.”

“Şiddetin köklerine inilmeli”

Sendikacı ve feminist aktivist Lilia Al-Mathlouli: “Kadınlar toplumun yarısını oluşturuyor. Anne ilkokuldur, ilk öğretmendir; peki ilk okul ve ilk öğretmen katledilir mi? Bu mantıklı mı? Yani bu ilk okulu yıkmak, yok etmek mantığı nereden geliyor, nereden besleniyor, son bulmalı. Şiddetin kökenlerine inilip kurutulmalı.”

“Sığınma evleri artırılmalı”

Lilia Al Mathouli: “Ülke kadınlara karşı işlenen suçlarla mücadelede zayıf kalıyor. Failler cezasız bırakılıyor. Kadın sığınma evleri arttırılmalı, kadınların korunması gibi yasalar çıkarılmalı talebinde bulunuyoruz. Yürüyüşüm sessiz yürüyüş ancak Tunuslu kadınlar artık şiddete karşı sessiz kalmayacak.”

“Kadının beyanı esas alınmalı”

Tunus Demokratik Kadınlar Derneği üyesi Ferdous Tunisi: “Kadına yönelik şiddetin nefret suçuna vardığını görmek gerekiyor. Şiddetin cezasızlığı krize dönüşüyor.”

Adalet ve Eşitlik Derneği’nden Asala Madukhi: “Kadınlar farklılıkları, farklı renkleri ile tek ses olmalı. Tüm kadınlar korunmalı. Eşitlik ve adalet sağlanması. Kadınları güvence altına alınmalı.”

Wasm Kültür ve Sanat Derneği üyesi Fadwa Sidi: “Şiddetin önüne geçilebilmesi için ilk eğitim alanı hanelerdir. Ebeveynler toplumsal şiddetin azalmasında büyük bir pay sahibi olabilir. Kadın beyanı esas alınmalı. “