‘Tunuslu kadınlar daha fazla hak için mücadele ediyor’
Devrim süreçlerinde kadınlar cephesinde yaşanan değişimleri anlatan Tunuslu kadınlar, “Zorluklara rağmen kadınlar hala büyük bir dirence sahipler ve daha fazla hak ve fırsata ulaşmak için mücadele etmeye devam ediyorlar” dedi.
İHLAS HAMRUNİ
Tunus- Tunuslu kadınlar, Ortadoğu ve özellikle Arap ülkelerinde 2011 yılındaki ayaklanmalardan öncesini ve sonrasında kadınların yaşadığı durumları, elde ettiği kazanımları, maruz kaldıkları ayrımcılıkları ve erk sistemlere karşı yürüttükleri direnişi anlattı.
Tunuslu kadın hakları savunucusu Samah Abdel-Lawi, Tunus devriminin diğer ülkelere göre "başarılı bir model" olduğunu vurgulayarak, Tunus'un devrim yoluyla kamusal ve siyasi özgürlükler alanında büyük kazanımlar elde ettiğini kaydetti. Samah Abdel-Lawi, "Devrimle birlikte insan haklarına ve cinsiyet eşitliğine saygılı yeni bir anayasa yaptık. Tunus’ta bugün kadınların siyasi ve toplumsal hayata daha fazla katılımına tanık oluyoruz. Elde edilen en önemli kazanımlardan biri, kadınları aile içi şiddetten koruyan 58 sayılı kanundur. Tunuslu kadınlar, ekonomik zorluklara rağmen Tunus sokaklarında ve çeşitli siyasi forumlarda daha fazla yer almaya başladı” sözlerine dikkat çekti.
‘Kadınlar korkunç ihlallere maruz kalıyor’
Diğer ülkelerdeki siyasi gelişmeleri değerlendiren Samah Abdel-Lawi, “Mısır, Irak ve Suriye'deki siyasi ve ekonomik zorluklar Tunus'takinden çok daha büyük. Örneğin Mısır'da Hüsnü Mübarek rejiminin devrilmesinden sonra büyük siyasi dönüşümler yaşandı, ancak mevcut rejim altında sivil özgürlüklerin azalması büyük bir sorun olmaya devam etti. Devam eden mezhepsel ve siyasi çatışmalar nedeniyle Irak'ta da durum pek iç açıcı değil. Suriye’de ise yıllardır devam eden çatışmalar vatandaşların günlük yaşamlarını olumsuz etkiliyor. Savaş ve çatışmalar sürecinde kadınlar cinsel şiddet ve tecavüz de dahil olmak üzere en korkunç ihlal biçimleriyle karşı karşıya kalıyorlar” ifadelerinde bulundu.
‘Sudan’da daha kötü bir gerçeklik yaşanıyor’
Samah Abdel-Lawi, bazı Arap ülkelerinde kadınların karşılaştığı zorlukların çeşitlilik gösterdiğini söyleyerek, “Örneğin Libya'da kadınlar devrimden sonra hareket ve seyahat özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar ile çalışma ve eğitim haklarını elde etmeyle ilgili zorluklarla karşı karşıya kaldılar. Birçok Arap ülkesindeki kadın hâlâ liderlik pozisyonlarına ulaşmada toplumsal zorluklarla karşılaşıyor. Sudan örneği ise kadın gerçekliğinin en kötü örneklerden biri olduğunu söyleyebiliriz. Kadınlara yönelik şiddet kültürünü güçlendiren ve küçük yaşta evlilikleri destekleyen bir hükümet politikası var. Kadınlar erk politikalar nedeniyle baskı ve zulme maruz kalıyor. On binlerce Sudanlı kadın, adalet eksikliği nedeniyle şiddete maruz kalıyor” diye belirtti.
‘Farklı faktörler var’
İnsan hakları savunucusu Iman Muhammad Al-Zein Al-Azri, devrimleri değerlendirirken ulaşılan hedefler ve başarılar gibi birçok faktörün dikkate alınması gerektiğini söyledi. Iman Muhammad Al-Zein Al-Azri, “Tunus'ta devrimde, demokratik bir geçişe, insan haklarını ve özgürlüklerini destekleyen yeni bir anayasanın oluşturulmasına yol açtı. Mısır'dayken başlangıçta durumun daha iyi olduğunu düşünüyordum, ancak kamu özgürlüklerine yönelik devam eden zorluklar bu hedefe doğru yürüyüşü tamamlamayı zorlaştırdı. Libya'ya gelince, ülkedeki durum karmaşık. Libya'da rejim değişikliği yaşandığı doğru, ancak ülke bir silahlı çatışma alanına dönüştü ve bu da durumu istikrarlı olmaktan uzak hale getirdi. Irak halkı ise hâlâ ekonomik ve kırılgan siyasi geçiş sorunlarıyla karşı karşıya” dedi.
‘Kadınların temsilinde azalma var’
Tunus'ta kadınların siyasi ve sosyal haklarda kayda değer ilerlemeler kaydettiğini, ancak devrimden sonra kadınların siyasi hayatta temsilinde azalmalar olduğunu kaydeden Iman Muhammad Al-Zein Al-Azri, sürekli çabalara rağmen bu durumun devam ettiğini ifade etti. Tunuslu kadınların bazı güçlerin Tunus’ta kamusal yaşamda kadınların rolünü azaltmak için çalıştığını dile getiren Iman Muhammad Al-Zein Al-Azri, ekonomik zorlukların hâlâ birçok kadının hedeflerine ulaşmasında büyük bir engel teşkil ettiğini sözlerine ekledi.
‘Kadınların temsiliyeti düşük’
Ayaklanmalara katılan Tunuslu kadınlardan Raja Kadoussi ise, devrim sonrasında Tunus'ta elde edilen başarılardan gurur duyduğunu ifade ederek, "Tunus devrimi, halkın gerçek değişimi başarma yeteneğini gösterdi. Devrim sırasında yükselen sloganlar iş, özgürlük, onur ve sosyal adaletti. Bu sloganlar sadece laftan ibaret değildi, vatandaşların gerçek ihtiyaçlarının bir yansımasıydı. Ülkenin demokrasiyi ve kamusal özgürlükleri teşvik etmedeki ve kadınların liderlik pozisyonlarını üstlenmedeki büyük başarısına rağmen, hâlâ halkın refahını sağlama konusunda zorlukla yaşanıyor. Tunus ekonomisi hâlâ büyük yapısal zorluklarla karşı karşıya. Son yıllarda özellikle iç siyasi sorunlar nedeniyle kadınların parlamento konseylerindeki temsiliyeti düşük” diye belirtti.
‘Kadınların uluslararası desteğe ihtiyacı var’
Raja Kadousi, sözlerini şöyle tamamladı: "Yemen ve Suriye gibi savaş ve çatışmaların yaşandığı ülkelerde kadınlar sadece temel haklarını kaybetmekle kalmayıp, güvenlik eksikliği de yaşıyor. Bu durum kadınları sömürüye karşı daha savunmasız hale getiriyor. Bu karmaşık durum içerisinde Arap kadınlarının uluslararası desteğe daha fazla ihtiyacı var. Kadınlar güçlendirilmeli, eğitim projeleri teşvik edilmeli, toplumsal zorluklarla yüzleşmeleri için onlara yeni alanlar açılmalı. Zorluklara rağmen kadınlar hala büyük bir dirence sahipler ve daha fazla hak ve fırsata ulaşmak için zorlu koşullar altında mücadele etmeye devam ediyorlar. Bizlerde siyasi ve sosyal durumumuzu iyileştirmek için çalışmaya devam ediyoruz. Eşitlik ve adalet taleplerimizden geri adım atmayacağız. Her ne kadar bazı ülkelerde tablo kasvetli veya kötü olsa da, bazı bölgelerde önemli girişimler ve feminist hareketler aracılığıyla ortaya çıkmaya başlayan umut işaretleri var. Bu, kadınların sosyal ve politik statüsünün iyileştirilmesine yönelik kademeli bir değişimi yansıtıyor.”