Tunuslu hukukçu: Kadına yönelik şiddete karşı yargı üzerine düşeni yapmalı

Tunus’ta kadına yönelik şiddet ve katliamların artış gösterdiğini belirten hukukçu Monia Qari, dava süreçlerinde faillere caydırıcı cezalar verilmediğinin altını çizerek, “Kadınları şiddetten korumak için yargı üzerine düşeni yapmalı” dedi.

ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus – Kadına yönelik şiddet, kadın katliamları dünyanın her yerinde erkek zihniyeti politikalarının sonucu olarak artış gösteriyor. Kadınlar evde, sokakta, iş yerlerinde sistematik olarak taciz ve tecavüze maruz bırakılıyor. İnsan hakları aktivisti ve hukuk profesörü Monia Qari, Tunus’ta artış gösteren kadın katliamlarını, kadına yönelik şiddeti, yasaların etkinliğini, medyanın yaklaşımını ve kadınların mücadelesini ajansımıza anlattı.

‘Kadına yönelik ihlalleri konuşabildiğimiz noktaya geldik’

Kadın ve Aile Bakanlığı'nın yayınladığı istatistiklerin Tunus’ta kadın katliamlarında artış olduğunu gösterdiğini belirten Monia Qari, “Kadına yönelik şiddetin boyutu belki yıllar önce de aynı düzeydeydi ama bu konudaki sessizlik, yüzleşme iradesinin olmayışı yaygınlığını daha da artırdı. Sivil toplum örgütleri yaşanan kadın katliamlarını takip ediyor ve sayısal olarak verileri topluyor. Bugün gelinen noktada sivil toplum şiddetin birçok türüne maruz kalan kadınların sesini duyurmaya çalışırken, medyanın da sesini yükseltmeye yönelik çabaları sonucunda bugün kadına yönelik ihlalleri konuşabildiğimiz bir noktaya geldik” diye belirtti.

‘Farkındalık eğitimleri yapılmalıdır’

Kadına yönelik ihlallerin toplumda örtbas edilmeye çalışıldığını aktaran Monia Qari, “Her ne olursa olsun şiddetin normalleştirilmemesi ve kabul edilmemesi gerekiyor. Kadınları şiddetten korumaya dair 2017 yılında çıkarılan 58 Sayılı Kanun'un varlığına rağmen kadın katliamlarında artış yaşanıyor. Kadına yönelik şiddete karşı çıkarılan kimi yasalar var, ancak daha fazlasının yapılması gerekiyor. Daha etkili yasalar çıkarılıp uygulanmalı, şiddete karşı mücadeleye ilişkin bir bütçe sağlanmalı ve güçlü bir siyasi irade ortaya çıkarılmalıdır. Ayrıca belirli zamanlarda değil yıl boyunca farkındalık eğitimleri yapılmalıdır. Şiddetin sona ermesine karşı çalışmaların günlük olması gerekiyor. Örneğin Yeşil Hat gibi kadınlar şiddete uğradıklarında neler yapmaları gerektiği konusunda televizyon kanallarında ve radyolarda günlük yayınlar yapılmalıdır” önerilerinde bulundu. 

‘Tunus’ta 15 barınma merkezi var’

Devlet yetkililerinin şiddete karşı mücadele konusunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediğini söyleyen Monia Qari, “Şiddetle mücadelenin devletin önceliği olmadığını gördük. Çünkü devlet kurumlarının şiddet mağduru kadınları koruma konusundaki çalışmalarında zayıflıklarını gördük. Dernekler ise kısıtlı imkanlara rağmen tek başına şiddetle mücadelesini yürütüyor. Öte yandan barınma merkezlerindeki çalışmaların yetersizliği şiddet mağduru kadınların yeniden şiddet gördüğü yere dönmesine neden oluyor. Tunus'ta 15 barınma merkezi var, ancak asıl sorun orada çalışanların bilgi birikiminin olmaması” sözlerine yer verdi.

Monia Qari, sözlerine şöyle devam etti: “Her eyalette barınma merkezi var, ancak bazı merkezler işlevsiz durumda. Ayda bir sadece bir kadın ziyaret ediyor. Bazı merkezlerde ise boş yer bulunamıyor. Her eyalette merkezlerin olması önemli, ancak eyaletlerin durumu göz önünde bulundurulup açılsaydı sonuç daha verimli olacaktı. Bunun yanı sıra barınma merkezlerinde çalışan birimlerin şiddete maruz kalan kadınları nasıl karşılayacakları, sorunsuz bir şekilde nasıl ilgilenebilecekleri ve nasıl rehberlik edebileceklerini bilmeleri için eğitim almaları çok önemli.” 

‘Dava sürecinde failden yana kararlar veriliyor’

Şiddet mağdurlarının yararlandığı, onları sivil yargı ile ceza yargısı arasında bölen özel prosedürler ve farkındalıklar olmadığını dile getiren Monia Qari, “Şiddete maruz kalan kadınlar dava sürecini başlattıklarında kimi zaman failden yana kararlar veriliyor. Dava sürecinde faillere caydırıcı cezalar verilmediği için kadınlar yeniden şiddet döngüsüne geri dönüyor. Bu kez fail erkek intikam almak için ya kadını katlediliyor, yada şiddetin boyutunu daha artırıyor. Bu nedenle kadınları şiddetten korumak için yargı üzerine düşeni yapmalı ve kadınların yargıya erişimini kolaylaştırmalıyız” dedi.