Tunus’ta şiddet artıyor: Hükümet görmezden geliyor

Tunus’ta kadına yönelik şiddetin artış gösterdiğini belirten kadın aktivistler, siyasi iradenin sorumluluk almasını isteyerek, sivil toplum kuruluşlarının da şiddetle mücadele konusunda yürütülen çalışmalara destek vermesini istedi.

ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus- Tunus'ta kadına yönelik şiddetle mücadeleye yönelik kabul edilen 2017 tarihli 58 Sayılı Kanun'un varlığına rağmen kadına yönelik şiddet ve katliamlarda artış yaşanıyor. Tunus'ta kadına yönelik şiddetin ve katliamların hükümetin kadın politikalarından kaynaklandığını belirten kadın örgütleri, ülkede kadına yönelik şiddeti durduracak gerçek siyasi bir iradenin olmadığını söylüyor. Kadınlar ayrıca, hükümetin artan şiddeti görmezden geldiğini, failleri cezasızlıkla ödüllendirdiğini de ekliyor.

‘Katliamlara karşı siyasi irade ortaya konmalı’

İnsan hakları savunucusu Hayat Al-Halimi, kadına şiddetle mücadeleye yönelik 2017 tarihli 58 Sayılı Kanun'un uygulanmadığını belirterek, söz konusu kanunun Tunus'taki kadın hareketinin yıllar süren çeşitli mücadeleler sonucunda elde ettiği bir kazanım olduğunu kaydetti. Hayat Al-Halimi, 58 Sayılı Kanun'un yayınlandığı 2017 yılından bu yana kadınlar için şiddeti durduran bir sığınak haline geldiğini ifade ederek, ancak kanunun tam anlamıyla uygulanmadığını söyledi. Hayat Al-Halimi, “Tunus'ta kadın katliamları artıyor. 2024 yılında 24'ten fazla kadın katledildi. Hükümet kadın katliamlarına karşı siyasi bir irade ortaya koymalıdır” şeklinde konuştu.

‘Şiddete karşı mücadelede iş birliği yapılmalı’

Şiddeti reddetmek ve yasaların uygulanmasını teşvik etmek için farkındalık yaratmanın hükümetin ve sivil toplumun görevi olduğuna dikkat çeken Hayat Al-Halimi, şöyle konuştu: “Şiddete karşı mücadelede iş birliği yapılmalı. Konuyla ilgili uzmanlar yetiştirmek de müdahil bakanlıkların görevidir. Şiddete maruz kalan kadınlara rehberlik edilmelidir. Sivil toplum ve kadın kuruluşları şiddetle mücadele için yapılan çalışmalara destek vermeli. Kadınların kendilerini güvende ve özgür hissetmedikleri bir toplum sağlıksız bir toplumdur. Birçok kadın şiddetle nasıl başa çıkacağını ve nasıl mücadele yürüteceğini bilmiyor. Dijital şiddet konusunda kadınlar bilinçli olmalıdır. Kadınlar sessizlik ve korku bariyerini kırmalı ve her türlü şiddeti korkusuzca bildirmelidir.”

‘Özel gereksinimli kadınlar çifte şiddet görüyor’

İnsan hakları aktivisti Bourawiya Al-Aqrabi ise, özel gereksinimli kadınların çifte şiddete maruz kaldıklarına dikkat çekerek, “Şiddete maruz kalan özel gereksinimli kadınlar şiddeti bildirme konusunda basitleştirilmiş prosedürlerden bile mahrum kalıyorlar. Özel gereksinimli kadınlar dışlanma ve ayrımcılıkla karşı karşıyalar. Şiddetle mücadele yasalarında özel gereksinimli kadınların statüsü belirlenmediği için bu kadınlar savunmasız grup olarak değerlendiriliyor. Görme engelli bireylerin okuma ve yazma öğrenebilmeleri için Braille alfabesi 1950 yılında Tunus’ta hayata geçirildi. Ancak aileler özel gereksinimli kızları için endişe duyduğundan onları eğitimden uzak tuttu” dedi.