Tunus’ta ataerkil sistem şiddeti ve eşitsizliği perçinliyor

Tunus'ta uluslararası bir araştırma, uzun yıllardır süren kadın mücadelelerine rağmen, ataerkil zihniyetin toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamanın ve kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmanın önünde bir engel olduğunu doğruladı.

ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus- Birleşmiş Milletler (BM) Arap İnsan Hakları Enstitüsü ve Bayti Derneği ortaklığında 21 Kasım Pazartesi günü Tunus’ta cinsiyet eşitliği konulu bir sunum gerçekleştirildi. Toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik gerçekleşen sunuma katılanlar, Tunus'un 1956'da bağımsızlığını kazanmasından bu yana Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde kadın haklarını tanıma alanında öncü olduğu konusunda oybirliğiyle anlaştılar, ancak sunumda hala daha fazla mücadeleye ve yoğun çabalara ihtiyaç var vurgusu yapıldı.

Arap İnsan Hakları Enstitüsü Program Direktörü Israa Attia, enstitünün Tunus'taki Ulusal İstatistik Enstitüsü tarafından rastgele seçilen 120 bölgeye dağılmış 2 bin 400 aileyle yaptığı anket yoluyla niceliksel bir araştırma yürüttüğünü söyledi. Israa Attia, çalışmanın Tunus ve uluslararası kamuoyunu bilgilendirdiğini vurguladı.

‘Kayda değer bir ilerleme yok’

Birleşmiş Milletler Kadın Örgütü'nün Tunus'taki Program Koordinatörü Buthaina Al-Hamami, bu çalışmanın gerekçelerine ilişkin olarak açıklama yaparak, “Tunus'un 2011'den bu yana maruz kaldığı iklimin ülkenin gidişatını etkiledi. Siyasal parti ve derneklere üyelik, seçimlere ve parlamentolara katılım açısından kadınların siyasal katılımları var. Ancak bu ilerleme, kısıtlı. Kadınların kamusal yaşamda maruz kaldıkları şiddet oranları iki katına çıksa bile liderlik pozisyonlarını üstlenme konusunda kamusal tablonun değişmemesi, Tunuslu kadınların kaydettiği ilerlemenin kırılganlığının sadece bir kanıtıdır” dedi.

‘Ataerkil sitem kazanımları etkiyor’

Feminist hareketin ve sivil toplumun yoğun mücadeleleri sonucunda kadınların elde ettiği yasaların Tunus'ta etkili kabul edildiğini, ancak bölgedeki tüm toplumlarda alevlenen ataerkil zihniyetin bu kazanımları zorladığını, gerilemesine ve zayıflamasına sebep olduğunu dile getiren Buthaina Al-Hamami, “Son kararın ve gücün erkeğe verilmesi gerektiğini düşünen ve kadının rolünün ev idaresine indirgendiğini düşünen ataerkil sistem, kadınları ev dışında çalışma hakkı verirken gerici, ev işini fiziksel ve psikolojik çaba gerektiren mevcut işlerden biri olarak görmez” diye belirtti.

‘Erkeğin işi yüksek değere sahip’

Çalışma konusunda kadınların ayrımcılığa maruz kaldığını sözlerine ekleyen Buthaina Al-Hamami, kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Hiyerarşi ilkesine göre kadınlar, büyük bir eşitsizlik ve kırılganlıkla karakterize olduğu için bir erkeğin işi en yüksek değere sahiptir" diye ifade etti.

Kadın erkek arasında eşitlik sağlanmalı

Sempozyuma katılanlar, Orta Doğu ve Afrika'nın ilk kadın başbakanını atayan Tunus'un, miras eşitsizliği ve erkeğe reis hakkının dayatılması gibi yasal eşitsizliklerin devam etmesi korkusuyla başlayan krizlerin halen yaşadığını belirtti. Ayrıca çalışma alanında kadın ve erkek arasında eşitlik sağlanması vurgusu yapıldı. Katılımcılar, feminist hareketin, özellikle mirasla ilgili olarak, kadınlara karşı tüm ayrımcı yasaları ortadan kaldıracak bir yürüyüşe öncülük etmesi gerektiğine oybirliğiyle karar verdiler.

Tunus'taki Uluslararası Cinsiyet Eşitliği Araştırması'nın sonuçları, ataerkil sistemin, kamusal ve özel yaşamda direnişle karşılaşmasına ve hatta erkeklerin karşı cinsin önünde daha ilerici görünmeye çalıştığı bir dönemde bile nasıl baskın olduğunu gösterdi.