TJA: Kadın özgürlüğünü haykırmayı sürdüreceğiz

TJA, tutulduğu yüksek güvenlikli cezaevinde cinsel işkenceye maruz kalan Garibe Gezer’e ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

Amed- Tevgera Jinên Azad (TJA) Kandıra 1 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Garibe Gezer’in maruz kaldığı cinsel işkence ve saldırıya ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Erkek egemenliğinin kendini sürekli revize etme ve yeniden inşa etme çabasının bir ürünü olarak kadına yönelik saldırıların ortaya çıktığı belirtilen açıklamada saldırıların altında yatan temel sebebin kadın mücadelesinin değişim ve dönüşüm gücünden duyulan korku olduğuna dikkat çekildi.

Açıklamada “Politik kadınlar, yargı eli ile kriminalize edilip, tamamen hukuk dışı bir şekilde cezalara çarptırılıyor. Dönem sözcümüz Ayşe Gökkan’a verilen 30 yıllık ceza bunun en somut örneği olarak önümüzde duruyor. Cezaevlerinde sindirme politikası cezaevleri yönetimleri aracılığı ile devam ettiriliyor. Kadınlara dışarıda uygulanan her türlü şiddet cezaevlerinde de sürdürülüyor. Psikolojik, ekonomik, fiziksel, cinsel şiddet bunların en başında geliyor. Cezaevlerinin kadınları ‘uysallaştırmak’ için uyguladığı her bir politikaya karşı var olan direniş ise 80 darbesi sonrası cezaevinde gördüğü işkenceler karşısında ‘Ah demeye utandım’ diyen Sakine Cansız ve yoldaşlarından bu yana devam ettiriliyor” denildi.

“Sindirme politikasını kabul etmiyoruz”

Garibe Gezer’in 2016 yılında Dargeçit’te gözaltına alınarak tutuklanmasının ardından, türlü işkencelerden geçirilen bir Kürt kadını olduğu belirtilen açıklamada cezaevi yönetiminin insanlık dışı uygulamalarda bulunduğu vurgulandı.

TJA açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“Cezaevlerinin duvarları ile bizleri yıldıracağını düşünenler, büyük bir tarihsel yanılgı içerisindeler. Bunun doğruluğunu görmek için dönüp geçmişe bakmaları yeterlidir. Cezaevlerinde kadınlara yönelik gerçekleştirilen bu saldırıların sistematik bir akla hizmet ettiğini biliyor, görüyoruz. Garibe Gezer şahsında Kürt kadınlara, tutsak kadınlara verilen bu gözdağını, bu sindirme politikasını kabul etmedik, bundan sonra da etmeyeceğiz. İçeride, dışarıda ve her koşulda kadın mücadelesini yürütmeye devam edecek, aynı inanç ve kararlılıkla kadın özgürlüğünü haykırmayı sürdüreceğiz.”