Tecavüz, emek hırsızlığı ve güvencesiz çalışmaya karşı kadın mücadelesi yükseliyor
Coğrafyalar ve şiddet biçimleri değişse de kadına yönelik şiddetin temel nedenleri değişmiyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir sonucu olan kadına yönelik şiddet, tecavüz, emek hırsızlığı ve güvencesiz çalışma olarak kendini var ediyor.
AXÎN BAHAR
Haber Merkezi- Dünyada var olan kriz ve sürekli değişen dengeler, gittikçe yayılan savaş ortamı kadınların yaşamını olumsuz etkilerken, militarizm, cinsiyetçilik ve dincilik kıskacına alınan kadınlar adeta varoluş mücadelesi veriyor.
Tüm saldırılara karşı dünya kadınları her türlü şiddete karşı kimlik mücadelesi vererek, 21’inci yüzyılın da direniş karakterini belirledi.
Verilen mücadeleyle birçok kazanım elde eden kadınlar hem bu kazanımları korumak hem de tüm haklarını geri almak için direnişi büyütüyor.
Coğrafyaları farklı olsa da tüm dünyada kadınların yaşadığı sorunlar benzerlik gösteriyor. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Avrupa, Amerika ve Uzak Doğu ülkelerinde kadınların hangi gündemler etrafında birleştiklerini derledik.
Fransa
Fransa’da kadın nüfusu erkek nüfusundan 2 milyon fazla. Fransa Ulusal İstatistik Enstitüsü’nün (INSEE) verilerine göre; ülke nüfusunun 35 milyon 256 bini kadın, 33 milyon 118 bini erkeklerden oluşuyor. Ancak ülkede kadınlar hala birçok şiddet türü ile karşı karşıya kalıyor.
Yüzde 37’si rızası dışında cinsel ilişkiye zorlanıyor
Fransa Kadın-Erkek Eşitliği Yüksek Konseyi’nin (HCEFH) raporu, ülkedeki kadınların yüzde 37'sinin rızaları dışında cinsel ilişkiye zorlandıklarını ortaya koydu.
Ülkedeki toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığın doğurduğu tehlikelere dikkat çekilen rapordaki veriler, Fransa’daki kadınların mücadele etmesi gereken alanlardan da biri oldu.
Mücadele sonucu: Kürtaj anayasal hak oldu
Fransa’da kürtajın anayasal bir hak olmasını öngören tasarı Şubat ayında parlamentoda onaylanarak yasalaştı. Böylece Fransa, kürtaj hakkını anayasal güvence altına alan ilk ülke oldu.
Fransa’da kürtaj 1974’ten bu yana yasal ancak son yıllarda yasanın daha da güçlendirilmesi yönündeki kadınların baskılarının artmasıyla Cumhurbaşkanı Macron, kürtajın eyaletlerin inisiyatifine bırakmasından sonra, kürtaj hakkını anayasal güvence altına alma sözü verdi. Bu gelişme kadınların mücadelesi sonucu kazanılan bir hak olarak tarihe geçti.
Güvencesizlik ve ücret eşitsizliğine karşı grev
Ülkede kadınların gündemlerinden bir diğeri de yıl boyunca “işte güvencesizlik ve ücret eşitsizliğine” karşı eylem, grev ve farkındalık yaratmak için yapılan etkinlikler oldu.
Ülkede kadınlar erkek işçilerden daha az maaş aldıklarını belirterek, yıl boyunca eylem yaptı. Fransa’da kadın- erkek arasındaki maaş eşitsizliği sadece saat başına ödenen ücret farklılığından kaynaklanmıyor. Kadın istihdamının erkeklere göre daha az olması, yönetici pozisyonlarında kadınların yetersiz temsili ve yarı zamanlı işlerde kadınların daha çok yer alması gibi faktörler bu eşitsizliği büyütüyor.
Fransa Ulusal İstatistik ve Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü’nün (INSEE) 2023 verilerine göre; kadınlar erkeklerden yüzde 13,5 daha az kazanıyor.
Bu eşitsizliğe karşı Fransa’daki kadınlar 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Paris’te “eşit işe eşit ücret” talebiyle alanlara çıktı.
Seçim öncesi kadınlar eylemdeydi
Fransa’da 200’den fazla kadın hakları örgütü Temmuz ayında yapılacak seçimler öncesi aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi’ne karşı sokağa çıktı. Kadın hakları örgütleri ise Ulusal Birlik Partisi’nin seçimden zafer elde etmesi halinde göçmen, LGBTİ+ ve kadın hakları da dahil birçok hak ve özgürlüğe zarar verebileceğini savunarak, günlerce eylem yaptı. Fransa'da genel seçimin ikinci turunda en çok oyu sol partilerin ittifakı Yeni Halk Cephesi aldı.
Tecavüz suçuna karşı kitlesel eylemler
Eylül ayına gelindiğinde ise ülke gündemine giren bir haber, kadınlara karşı işlenen cinsel suçların yeniden konuşulmasına neden oldu.
Yargıya taşınan olayda 72 yaşındaki Gisèle Pelicot’un, 10 yıl boyunca bilinçsiz haldeyken, evli olduğu erkeğin eve aldığı onlarca erkeğin tecavüzüne uğradığı ortaya çıktı.
Gisèle Pelicot’un evli olduğu Dominique Pelicot’un yargılanmaya başlamasından bu yana kadının yaşadıkları Fransa'da büyük etki yarattı. Kendine yaşatılanların hesabını soran Pelicot, cesaretin, dayanıklılığın ve cinsel şiddete karşı mücadelenin sembolü haline geldi.
Fransa’nın çeşitli kentlerinde çoğunluğu kadın yüzlerce kişi, Gisèle Pelicot'u desteklemek için sokaklara çıktı. Onarca şehirde binlerce kadın tecavüz suçuna karşı eylem yaptı.
25 Kasım yaklaşırken, Fransa’da kadınlar hem cinsel suçlara karşı hem de emeklerinin karşılığını almak ve kazanılan haklarını korumak için alanlara çıkacak.
Almanya
Almanya 2024 yılında kadın katliamları ile adından sıkça söz ettirdi.
Almanya'da kadın katliamlarında artış, kadın örgütlerini de harekete geçirirken, yıl boyunca kitlesel eylemler yapıldı. Kadın örgütleri, yetkililerden cinsiyet temelli şiddete karşı mücadelenin öncelik haline getirilmesini istedi.
Irkçılık, cinsiyetçilik, savaşlara karşı, aynı zamanda adil ücret, planlanabilir çalışma saatleri, daha iyi sosyal güvenlik gibi haklar için yıl boyu çeşitli eylemler yapan Almanya’daki kadınlar, bu 25 Kasım’ı da mücadele ile karşılıyor.
Şiddet artıyor
Resmî rakamlara göre, Almanya'da geçen yıl yaklaşık 250 bin kişi aile içi şiddete maruz kaldı. Ülkede ortalama her iki-üç günde bir kadın, “partner şiddeti” nedeniyle hayatını kaybediyor.
Almanya’da kadın istihdamı zayıf
Ülkede, vergi sisteminde kadınları evde kalmaya teşvik eden evliliğe bağlı vergi muafiyeti (Ehegattinsplitting), bakım işlerinin kadınlar tarafından üstlenilmesi, eşten ayrılma durumunda çalışmayan kadının mağdur olması anlamına gelirken, kadınların hem 8 Mart’ta hem de 25 Kasım’da gündemlerinde yasal haklarına yönelik saldırılara karşı mücadele var.
İngiltere
İngiltere’de kadınlar 25 Kasım’ı şiddet sarmalında karşılıyor.
İngiltere ve Galler'de, kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddetin, günde yaklaşık 3 bin suçun kaydedildiği bir rapor açıklandı. Raporda, her yıl her 12 kadından en az birinin mağdur olacağı tahmin edilirken, kesin sayının çok daha yüksek olması bekleniyor. Araştırmaya göre, İngiltere ve Galler'deki her 20 yetişkinden biri ya da 2,3 milyon kişi, her yıl kadınlara ve kız çocuklarına karşı işlenen suçların faili olacak. Rapor, takip ve tacizin internet bağlantılı suçların yüzde 85'ini oluşturduğunu kaydetti.
Amerika
ABD'de Yüksek Mahkeme, 2022 yılında kürtajı anayasal hak haline getiren 1973 yılına ait kararı iptal ederek, kürtajın yasaklanması ya da kürtaj haklarının kısıtlanmasına giden yolu açtı. Yüksek Mahkeme’nin Haziran 2022'de 1973 tarihli “Roe v Wade” davasını bozan kararından bu yana, ABD'nin 14 eyaletinde kürtaj neredeyse tamamen yasaklandı. Kürtaj yasağına karşı sokaklara çıkan kadınlar bedenleri ve hayatları hakkında karar verilmesini protesto etti.
Öte yandan ABD’de uygulanan kürtaj işlemi sayısı, Yüksek Mahkeme'nin kürtaj hakkını garanti altına alan bir davayı bozmasından bu yana artış gösterdi.
ABD merkezli meslek kuruluşu Aile Planlaması Derneği'nin (SFP) son raporuna göre, Ocak ve Mart 2024 arasında ABD'de ayda ortalama 98 bin 990 kürtaj yapıldığı ve kürtaj sayısının 2022 ve 2023'ten daha yüksek olduğu belirtildi. Ocak 2024'te uygulanan kürtaj sayısının ilk kez 100 bini geçtiği belirtildi.
Amerika’da kadınlar yıl boyu kürtaj yasağına karşı sokakları terk etmedi.
Latin Amerika
Latin Amerika ülkelerinde de kadınlar en muhalif duruşu sergileyerek, hakları için çeşitli eylemler yaptı.
Latin Amerika’da kadınlar büyük şehirlerin hemen hepsinde sokağa çıkarak kadına şiddet ve ayrımcılığa karşı tepkilerini gösterdi. Mexico City’den Buenos Aires’e, Santiago de Şili’den Sao Paulo ve Bogota’ya kadar 8 Mart dolayısıyla düzenlenen etkinliklerde, Latin Amerikalı kadınlar maruz kaldıkları yapısal şiddete ve ayrımcılığa karşı güvenlik, kürtaj hakkı, eşitlik ve özgürlük gibi taleplerle sokağa çıktı.
Resmi verilere göre geçen yıl günde 11 kadının katledildiği Meksika’da, kadın örgütlerinin düzenlediği 8 Mart eylemlerine on binlerce kadın katıldı. “Burada olamayanlar için yürüyoruz” sloganıyla ataerkil yapıya ve kadın cinayetlerine dikkat çeken kadınlar ayrıca taciz, tecavüz ve ayrımcılığa karşı tepkilerini dile getirdi.
Neredeyse her gün 10 kadının katledildiği Meksika’da, kadınlar katledilen kız kardeşlerini anarak, 180 bin kişiyle yürüyüşlerini ve eylemlerini gerçekleştirdi.
Kadına karşı işlenen suçlarda artış yaşanırken, Haziran ayında Meksika, 200 yıllık ülke tarihinde ilk kez bir kadını başkan seçti. Yeni Başkan Claudia Sheinbaum’un seçilmesinden sadece birkaç saat sonra Meksika’da Cotija kasabasının ilk kadın başkanı olan Yolanda Sánchez, bir çete tarafından öldürüldü.
Kadınlar, cinayetlere karşı ayaklandı
Kadınlar, kendilerini koruyan yasaların olmadığını belirtirken, bu katliamlar Meksika'daki feminist hareketin de ivme kazanmasına yol açtı.
Şu anda pek çok Meksikalının gözü, ilk kadın cumhurbaşkanı seçilen Claudia Sheinbaum'un üzerinde. Claudia Sheinbaum, kadınları daha iyi koruyacak yasal düzenlemeler yapılacağı sözünü verdi.
Kolombiya'da da durum farklı değildi. Ülkede geçen yıl 311 kadın katledildi. Cinayetlerin artmasıyla ülkede feminist örgütler kadın hakları ihlallerine dikkat çekmek için bazı noktalarda yol kesme eylemi yaptı.
Hindistan
9 Ağustos’ta Hindistan’ın Kolkata şehrindeki RG Kar Tıp Fakültesi’nde 31 yaşındaki bir stajyer doktorun tecavüze uğrayıp katledilmesi, Hindistan’da büyük bir öfkeye ve protestolara yol açtı.
Olayla ilgili hastanede gönüllü olarak çalışan bir kişi tutuklanırken, yerel yetkililerin olayı ele alış biçimi eleştirilere neden oldu. Örtbas ve ihmal suçlamaları üzerine dava yerel polisten alınarak Federal Merkezi Soruşturma Bürosu’na devredildi.
Sosyal medyadan yapılan çağrılar üzerine 14 Ağustos Çarşamba gecesi Kolkata sokaklarında ve eyalet genelinde yürüyüşler düzenledi. “Geceyi Geri Al” yürüyüşü olarak adlandırılan protestoda kadınlar, ellerinde pankartlar ve cep telefonlarının ışıklarıyla kararlılıkla yürüdü.
Ülkedeki eylemler kısa sürede tüm dünyaya yayıldı. Hindistan’da ise her gün sokağa çıkan kadınlar kitlesel eylemlere imza attı. 16 Ağustos’ta bir kez daha sokağa çıkan kadınlar, bu kez Kürt kadınlarının “Jin, jiyan, azadî” sloganı ile alanlardaydı. “Jin, jiyan, azadî” sloganı atan ve pankartı taşıyan kadınlar, Kürt kadının direniş sloganını Dünya Demokratik Kadın Konfederalizmi’nin sloganı haline getirdi.
Pakistan
Kadınlara yönelik cinsel suçlarla gündeme gelen Pakistan'da Ekim ayında ülkenin en kalabalık eyaletlerinden biri olan Pencap'ta, bir üniversite öğrencisinin tecavüze maruz bırakılmasının ardından başlayan protestolar günlerce sürdü.
Tecavüz failinin korunması üzerine, olayın örtbas edilmesine izin vermeyen üniversite öğrencileri, kitlesel eylemler başlattı. Pakistan’da kadınlar bu 25 Kasım’ı artan tecavüz suçlarına karşı seslerini yükselterek karşılayacak.