‘Tarihe iz bırakan kadınların mücadelesine sahip çıkacağız’
TJA, MKG ve Jineoloji Dergisi, katledilen Nagihan Akarsel için yaptıkları anmada, tarihe iz bırakan kadınların mücadelesine sahip çıkacakları belirtildi.
Amed- Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Tevgera Jinên Azad (TJA), Jineoloji Dergisi öncülüğünde 4 Ekim 2022 tarihinde Güney Kurdistan’ın Silemanî kentinde katledilen Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi ve Jineoloji Dergisi editörü akademisyen ve gazeteci Nagihan Akarsel için anma gerçekleştirdi. Dicle Fırat Kültür Merkezi'nde gerçekleşen anmaya çok sayıda kadın kurumu ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Kadın Meclisi, kadın yazarlar ve Barış Anneleri, Sûr Belediye Eşbaşkanı Fatma Gulan Önkol da katıldı. Etkinlik öncesi Nagihan Akarsel'in kaleme aldığı "Kül Kokusu" adlı kitabın imza etkinliği yapıldı. Anmada sık sık, "Şehid namırın" sloganları atıldı.
Anma yapılan sinevizyon gösterimi ile başladı. Sinevizyon gösteriminde Nagihan'ın arkadaşları onu anlatırken Nagihan'ın çok sayıda anısı paylaşıldı. Sinevizyon gösterimin ardından şiir dinletisi yapıldı.
‘Mücadelemiz her zaman devam edecek’
Anmada konuşan MKG Başkanı Roza Metina Nagihan Akarsel’in değerli çalışmalar yürüttüğünü dile getirerek, “Jineoloji ve gazetecilik alanında çok değerli çalışmalar bıraktı. Her zaman kadınların özgür olmasını istiyordu. Kadın özgürlüğü, toplumun birliği ve erkek zihniyetinin yok olması için çalışmalar yürüttü. Erkek iktidarını sarsan kadınlar her zaman hedef oldu” dedi “Nagihan o yüzden hedef haline geldi. Cezaevine girdi orada da bu zihniyete karşı baş eğmedi” diyen Roza Metina, Nagihan Akarsel’in her alanda mücadelede yerini aldığını ve bu nedenle hedef alındığını kaydetti. Roza, “Onu öldürenler daha önce de bir kadını katletme girişiminde bulunarak yaralamıştı. Kadınları katledenler cezasızlık politikasıyla serbest bırakılıyor. Bu katliamı yaptıranlar yargılanmadı, onun için bir adım atılmadı. Nagihan’ın katledenler cezalandırılmadı o yüzden Gülistan Tara ve Hêro Bahaddin de katledildi. Cezasızlık politikaları yeni katliamların önünü açıyor. Biz katliamlara izin vermeyeceğiz. Adını tarihe yazan ve kadının özgürlüğü için, Kürt halkının mücadele eden kadınların mücadelesine, isteklerine sahip çıkacağız. Hiçbir zaman kadın düşmanlığı yapan AKP-MHP’ye karşı baş eğmeyeceğiz. Bizim mücadelemiz bu zihniyete karşı her zaman devam edecek" ifadelerine yer verdi.
‘Türkiye devleti Nagihan Akarsel’i neden hedef aldı?’
Ardından söz alan DEM Parti Amed Milletvekili Adalet Kaya da Nagihan'ın kalemiyle yaşamının her alanında yaşam tarzıyla Kürt kadınlarının mücadelesini hikayeleştirmek için çaba harcadığına vurgu yaptı. Adalet Kaya, "Onun için en önemli meselelerden biri kadının ezilmişliğini anlatmak ve kadın direnişini dünyaya göstermekti. Kalemini bunun aracı kılmıştı. Onun mücadelesinin gerekçelerinden biri erkek egemen sisteme karşıyken, faşist sistemin yarattığı baskılara karşı mücadele vermekti. Kürt kadınlara dönük bu sistematik kırım politikalarına karşı kalemiyle, sözüyle, yaşam tarzıyla mücadele veren değerli bir arkadaşımızdı. Türkiye devleti Nagihan Akarsel’i neden hedef aldı? Nagihan kalemiyle, sözüyle, Kürt kadınlarının direnişini, tarihini yazan, kadının hakikatini açığa çıkaran bir çalışma yürütüyordu. Bir kadın ve hayalleri devleti korkutuyor. Çok korkunç bir şekilde katledildi. Nagihan’dan aldığımız miras çok büyük anlam taşıyor. Onun da dediği Kadınların direnişi halkların direnişidir" diye belirtti.
'Asıl hedef Öcalan'ın fikriyatıydı'
Adalet Kaya, Nagihan Akarsel’in katledilmesini, "Asıl hedef Öcalan'ın fikriyatıydı" diyerek herkesi tecridin son bulması için 13 Ekim’de İstasyon Meydanı’nda yapılacak ‘Özgürlük’ mitingine çağırı yaparak şunları söyledi: "Onunla 2 kere görüştüm. Bir kadınla sohbet ederken gözlerinin arkasına bakan bir yapıya sahipti. Nasılsın derken bile başka ne demek istediğini anlardın. Çok ilgilenirdi, sohbet ederdi. Benim üzerimde çok büyük bir etkisi oldu. Nagihan’a yapılan saldırı bütün sömürgeci sistemi, Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesine dönük saldırıdır. Bugün Süleymaniye'de Kürt kadın mücadelesi, hakikat mücadelesi veren yoldaşlarımız bu devletlerin hedefi oluyor ve suçlar cezasız sonuçlanıyor. Politik ve hukuki olarak bunun hesabını soracağız. Asıl önemli olan biz yoldaşlarına düşen Nagihan’ın açığa çıkardığı, kalemiyle büyüttüğü Kürt halk önderi Öcalan’ı fikriyatıyla açığa çıkan ve kadın arkadaşlarımızın mücadelesiyle dünyaya yayılan dergi çok önemli. Asıl hedef Sayın Öcalan'ın fikriyatıydı. Bir yandan da açığa çıkardığı kadın kurtuluş ideolojisiydi. Dolayısıyla bize düşen jineolojiyi yaygınlaştırmak, okumaktır. Bu oldukça kıymetli bir çalışma olur o zaman yoldaşlarımızın anısını yaşatmış oluruz. Onların mücadelesi bizim mücadelemizdir. Onları yaşatmak bizim Sayın Öcalan’ın fikriyatını hayata geçirmemizle mümkündür. Hep birlikte bunu yapmamız mümkün. 13 Ekim’de de mitingimiz var. Biliyoruz ki dünyanın her yerinde yaşanan savaşların doğrudan İmralı’da gerçekleştirilen mutlak iletişimsizlik ve tecritle bağlantılıdır. Dolayısıyla mücadelemizden biridir bunun mücadelesini vermek."
Etkinlik, "Jin, jiyan, azadî" sloganları ile son buldu.