Taliban’ın kadınlara yönelik baskıcı sloganları tepki çekti
Kabil’de kadınların gözaltına alınmasının ardından Taliban’ın “kadınlara yönelik örtünme” çağrılarıyla şehir duvarlarını donatması, halkın özellikle de kadınların tepkisine yol açtı.
BAHARİN LEHİB
Kabil- Afganistan’ın başkenti Kabil’de, Taliban’ın İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Bakanlığı, son haftalarda kadınlara yönelik gözaltıların ardından şehrin duvarlarını kadınların örtünmesini emreden sloganlarla kapladı. Tanıkların aktardığına göre bu ifadelerin önemli bir kısmı, İran’daki mollaların kullandığı sloganlardan birebir alınarak yazıldı. “Kız kardeşim! Kanımın rengini hicabına emanet ettim!” gibi ifadelerle süslenen bu duvar yazıları, dijital medyada geniş yankı buldu; çok sayıda Afganistanlı, özellikle de kadınlar, bu söylemleri “kadınları aşağılayan, baskıcı ve çağdışı” olarak nitelendirerek sert tepki gösterdi.
İran, Taliban’ın yönetimi ele geçirmesinin ilk dönemlerinde açık destek vermişti. Şimdi ise her yeni kadın gözaltısı dalgasının ardından bu tür ifadeler Kabil başta olmak üzere Afganistan şehirlerinin duvarlarında yazıyor. Taliban yönetimi bu sloganları, sanki kadınların kendi inançlarıymış gibi sunarken, halkın tepkisi sert oldu.
Kabil’deki birçok kadın ve erkek, bu sloganları dijital medyada “kadınları aşağılayan ve baskıcı” olarak nitelendirerek eleştiri konusu yaptı. Bazı din adamları ise Taliban’a açık destek verdi. Örneğin, Pençşir vilayetinden Molla Yahya Anabe, Taliban’a hitaben, gözaltındaki kadınların “Kabil’in kavşaklarında halka açık şekilde çıplak bırakılması gerektiğini” savundu.
Birkaç hafta önce, Kabil’deki Abdurrahman Camii imamı Molla Mahmud Zakiri ise kadınların “evin en karanlık köşesinde tutulması, yanında erkek akrabası (mahrem) olmadan dışarı çıkmaması, tüm beden ve yüzlerinin örtülü olması ve yalnızca bir gözleriyle yolu görmelerine izin verilmesi” gerektiğini söyledi. Bu açıklamalar, özellikle kadınlar arasında büyük tepki topladı. Kadınlar dijital medyada, “Eğer hava ve su Taliban’ın elinde olsaydı, ‘kadınlar nefes almasın, bizi tahrik ediyorlar’ derlerdi” diye yazdı.
Gözaltılar, işkenceler ve ölümler
Son gözaltı dalgalarında birçok kadın zorla alıkondu, işkence gördü ve bazıları yaşamını yitirdi. Batı Kabil’de yaşayan bir tanık, yakınlarından bir kadının Taliban tarafından gözaltına alındığını, 24 saat sonra işkence edilmiş cenazesinin ailesine teslim edildiğini ve aileye bu konuda konuşmamaları için tehditte bulunulduğunu anlattı.
Uluslararası raporlar: İnsanlığa karşı suç
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Guardian ve The Times gibi kaynakların yayımladığı raporlara göre Taliban’ın İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma politikaları yalnızca sözlü tehditlerle sınırlı kalmıyor; doğrudan kadınların keyfi biçimde gözaltına alınmasına, işkenceye uğramasına ve hatta öldürülmesine yol açıyor. Guardian’ın 2023 tarihli haberine göre en az onlarca kadın, “uygunsuz giyim” veya “protestolara katılmak” suçlamalarıyla yargısız şekilde tutuklandı. Bu kadınlar, Taliban’ın gözaltı merkezlerinde elektrik şoku, kabloyla dövme, ayak tabanına kırbaç, yiyecek ve sudan mahrum bırakma ve zorla çıplak bırakma gibi ağır işkencelere maruz kaldı.
Uluslararası Af Örgütü’nün 2024 raporu, bu uygulamaları “kadınlara yönelik sistematik ve yaygın baskı politikası” olarak nitelendiriyor ve bunları açıkça insanlığa karşı suç kapsamında değerlendiriyor. Raporda, sloganlar ve duvar yazılarının da kadınların iradesini kırmaya ve toplumsal hayattan dışlamaya yönelik bilinçli bir psikolojik savaş stratejisinin parçası olduğu belirtiliyor.
Direniş devam ediyor
Tüm baskılara rağmen, Taliban’ın iktidarının dördüncü yılında Afganistanlı kadınlar protestolarını sürdürdü. Kadınlar, Taliban’ı “kadın haklarını aşağılayan” ve “insan onurunu hiçe sayan” bir yönetim olarak tanımlıyor.