TAJÊ'li Suham Dexîl: Soykırımın kabul edilmesi önemli fakat yeterli değil

Almanya Federal Parlamentosu, Êzidî halkının uğradığı soykırımı 8 yılın ardından tanırken, TAJÊ’den Suham Dexîl, soykırımın tanınması kararının siyasi partilere değil topluma hizmet etmesi gerektiğine dikkat çekti.

EMÎRA ZOZAN

Şengal – Şengal’e 3 Ağustos 2014’te saldıran IŞİD, insanlık dışı yöntemlerle binlerce Êzidî’yi katletti, yaklaşık 6 bin kadın ve çocuğu kaçırarak köle pazarlarında sattı. Soykırım, Peşmerge’nin IŞİD saldırıları sonucunda geri çekilmesinin ardından başlarken, Êzidî halkı dünyanın en vahşi ve acımasız çetesiyle baş başa bırakıldı. Farklı bir inanca sahip oldukları için 74 kez ferman yaşayan Êzidî halkının bu kez imdadına YPG, YPJ, HPG ve YJA STAR’lı savaşçılar yetişti. Binlerce Êzidî’yi katliamdan kurtaran savaşçılar, yaşadıkları kayıplara rağmen halkı savunmaya devam etti. Şengal’in özgürleştirilmesinin ardından ise Êzidî halkı başka bir ferman yaşamamak adına bu kez öz savunmadan örgütlenmeye kadar kendisini her alanda var etti. Yapılan çalışmalar sonucunda IŞİD’in kaçırdığı binlerce kadın kurtarılırken, halen kurtarılmayı bekleyen kadınların da olduğu biliniyor. Belçika, Hollanda ve Almanya gibi ülkeler de soykırımı resmen tanıdı. Almanya Federal Meclisi 8 yılın ardından Êzidîlere uygulanan soykırımı kabul ederken, Êzidî Kadın Özgürlük Hareketi (TAJÊ) Diplomatik İlişkiler Sözcüsü Suham Dexîl, konuya dair ajansımıza konuştu.

‘Soykırım herkesin gözü önünde gerçekleşti’

Almanya Federal Meclisi’nin kararının önemli olduğunu fakat bu kararın yeterli olmadığını belirten Suham Dexîl, “Bu soykırım herkesin gözü önünde gerçekleşti neden 8 yıl aradan sonra bu ferman soykırım olarak kabul edildi?” diye sordu. Soykırımın 8 yılın ardından kabul edilmesinin geç alınmış bir karar olduğunu dile getiren Suham Dexîl, “Çünkü Êzidîler bu 8 yılda birçok zorluk çekerek göç etmek zorunda kaldılar. Êzidîlerin çoğu da Almanya’ya göç etti. Yine de bu 8 yılda Êzidîlere uygulanan katliamın soykırım olarak kabul edilmesi için çalışmalar yapılıyor” şeklinde konuştu. 

‘Almanya 8 yıl neyi bekledi?

Son soykırımın önceki soykırımlara benzemediğine dikkat çeken Suham Dexîl, “Diğer soykırımlarda kamuoyunun haberi yoktu fakat bu soykırımda iletişim araçlarının gelişmesinden ötürü bütün kamuoyu soykırımdan haberdar oldu. Almanya neyi bekledi de 8 yıl boyunca bu katliamı soykırım olarak kabul etmedi. Almanya’nın 8 yıl aradan sonra bu adımı atmasının altında şüphesiz ki menfaatleri yatıyor. Almanya Êzidî halkına yönelik özel bir siyaset uyguluyor. Bunun örneğini de vermek gerekirse; Almanya devleti Almanya’ya yerleşen Êzidîlere kısa bir süre içinde oturum vererek bunların geri dönmesini engelliyor. Fakat bu soykırımın tanınması olumlu bir adımdır ve diğer devletler de bu soykırımı kabul etmelidir” ifadelerini kullandı. 

‘9 Ekim Anlaşması 75’inci fermanın yasal halidir’

Almanya'nın soykırımı kabul etmesinin nedenlerinden birinin de 9 Ekim Şengal Anlaşması olduğuna işaret eden Suham Dexîl, sözlerine şöyle devam etti: “Êzidî halkı bu anlaşmayı 75’inci fermanın yasal hali olarak görüyorlar.  Êzidî halkının bazı hassasiyetleri var ve Almanya bu hassasiyetleri gözden geçirmemiş. Soykırımın tanınmasında yer alan kararlardan biri de 9 Ekim Şengal Anlaşması’nın uygulanmasıdır. Fakat halkımız bu konudaki tavrını yüzlerce kez göstermiştir ve bu anlaşmayı asla kabul etmemektedir. PDK ve Türk devleti Êzidîlere bu anlaşmayı kabul ettirmek için Êzidîlerin önde gelen insanlarını devreye koymaya çalışıyorlar. Êzidî mirlerinden Türk devletine destek verenler oldu fakat bu kişiler bizim halkımızı kesinlikle temsil etmiyor. Ayrıca PDK-Türk devleti cephesinde Irak hükümeti ile 9 Ekim Anlaşması'nın kabulü için diplomatik bir trafik yaşandı. Ama irademizi hainlere teslim etmelerine asla izin vermeyiz. Bu nedenle Almanya'nın bu noktaları dikkatle değerlendirmesi gerekiyor."

‘Türk devleti ve PDK, IŞİD ile işbirliği yaptı’

Almanya Federal Meclisi'nde yaşanan tartışmalarla ilgili olarak değerlendirmede bulunan Suham Dexîl, kararnamede yer alan gerçeğin açıkça belirtilmediğini dile getirerek, "Şengal'in kimler tarafından kurtarıldığından söz edilmiyor. Şengal’de YPG, YPJ, HPG ve YJA STAR güçleri dağlara çıkarak büyük bir savaş verdi. Bu gerçeği kimse inkar edemez. Ne yazık ki parlamentoda sadece sol görüşlü bir kişi bu gerçeği dile getirdi. Ayrıca fermanın nedeni de belirtilmedi. Yani eğer KDP Şengal’den kaçmasaydı bu ferman uygulanmayacaktı. Bundan dolayı Türk devleti ve PDK, IŞİD ile işbirliği yaptı ve bunu ispatlayan birçok belge var. Dolayısıyla PDK'nin ve Türk devletinin yargılanması tartışılmalıydı. Türk hükümeti Şengal'de uygulamak isteyip de uygulamadığı şeyleri bugün Efrîn'de uygulamaya çalışıyor. Bu nedenle de soykırımın kabulünde Êzidî halkının çıkarı gözetiliyorsa eğer tüm Êzidîler dikkate alınmalıdır. 9 Ekim Anlaşması Şengal için kesinlikle bir çözüm olmayacak, Şengal'in özerkliği Şengal’i fermanlardan koruyabilir” diye belirtti.

‘Halkımız politikalara karşı uyanık olmalıdır’

PDK ile Türk devletinin 9 Ekim Anlaşması uygulanmasında başarısız olduklarını ve bu anlaşmayı uluslararası devletlerin gündemine aldıklarını söyleyen Suham Dexîl, şu ifadelerde bulundu: "9 Ekim Anlaşması'nın kabul edilmesi için Irak'ta bir takım diplomatik trafik vardı. Almanya'nın bu soykırımı kabul etmesini bu trafiğe bağlayanlar var. Bir süre önce Şengal'den bir heyet Bağdat’a giderek çok sayıda görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşmelerden sonra Şengal'deki Êzidî cemaatinin 9 Ekim Anlaşması'nı kabul etmediğini ve bu anlaşmayı kabul etmeme gerekçeleri açıklandı. 9 Ekim Anlaşması imzalandığında daha çok Türk devleti, PDK ve Kazimi hükümeti bu anlaşmayı uygulamak istiyordu. Ancak bunlar şimdi yeni bir strateji uygulayarak Êzidî mirlerini kullanarak bu anlaşmayı uluslararası hale getirmek ve Sudanî hükümetine anlaşmayı kabul etmesi için baskı yapmak istiyorlar. Bu nedenle halkımız bu tür politikalara karşı uyanık olmalıdır.”

‘PDK politikasında değişikliğe gitti’ 

PDK'nin Êzidîlere yönelik politikasındaki değişikliğe dikkati çeken Suham Dexîl, şu değerlendirmede bulundu: “PDK 9 Ekim Anlaşması'nın tüm Êzidîlerin katılımıyla uygulanması gerektiğini söylerken hangi Êzidîlerden bahsettiğini herkes biliyor. PDK’nin egemenliği altında yaşayan Êzidîlerden bahsediyor. İradesiz Êzidîlerden bahsediyor. PDK kendi çıkarı için Viyan Dexîl ve Mehema Xelîl’i öne sürüyordu. Bunlardan bir sonuç elde edemeyen PDK, bu sefer de Êzidî mirlerini öne sürüyor. Bu anlaşmanın Şengalli Êzidîler tarafından kabul edilmemesinin sebeplerinden biri de onların görüşlerinin dikkate alınmaması ve bu anlaşmanın onlarsız imzalanmış olmasıdır.”

‘Mücadelemiz sürecek’

Soykırımın Almanya tarafından kabul edilmesinin olumlu olduğunu ancak siyasi partilere değil topluma hizmet etmesi gerektiğini kaydeden Suham Dexîl, “Biz Êzidî toplumu, Özerk Yönetim ve TAJÊ olarak Şengal’in yeniden inşa edilmesine karşı değiliz. Biz Şengal’e hainlerin dönmesini istemiyoruz. Biz Êzidîlerin iradesinin yok sayılmasını istemiyoruz.  Êzidî toplumunun fermanların soykırım olarak kabul edilmesinde büyük bir diplomasi başarısı var. Yani kimse bize demesin Êzidî mirleri böyle yaptı.  Son 8 yıldır Irak ve uluslararası ülkeler düzeyinde yürütülen bu çalışma, Şengal'in iradesi kabul edilene kadar da devam edecek” dedi.