TAJÊ Diplomasi Sözcüsü: Êzidî kadınları mücadelelerini sürdürmeye çağırıyorum

TAJÊ Diplomasi Sözcüsü Suham Şengali, Êzidî kadınlarına ilişkin AP’de düzenlenen konferansın önemine işaret ederek, “Êzidî kadınlarını, nerede olurlarsa olsunlar, meşru taleplerinin yerine getirilmesi için mücadelelerini sürdürmeye çağırıyorum” dedi.

CÎLAN ROJ

Şengal – Almanya’nın 11 kentinde meclis örgütlenmesi olan Êzidî Kadın Meclisi Konseyi (SMJÊ), 30 Ocak’ta 5. Konferansı’nı gerçekleştirdi. Avrupa Parlamentosu’nda (AP) düzenlenen konferans “Soykırım Tehdidi Altındaki Êzidî Toplumunun Yeniden İnşası” sloganıyla yapıldı.

Konferansa Demokratik Alevi Kadınlar Birliği Avrupa, Dergaha Elevîyan OWL, UTAMARA, Mezopotamya İnançlar, Êzîden Weltweit e.V, Êzîdî Akademisyenler, Kurdistana Barış ve Umut İnisiyatifi, Şehit Aileleri Kurumu, Avrupa Kadın Hareketi (TJK-E), NAV-YEK, Almanya Birlikte Mücadele Feminist kadınlar ve Demokratik Autonomi Organizasyonu, Bielefeld Demokratik Kürt Toplum Merkezi temsilcileri ve çok sayıda Kurdistanlı katılım sağladı. 

Yeni yönetim belirlendi

SMJÊ’nin 2 yıl boyunca yürüttüğü diplomasi çalışmaları sonucunda 13 devletin 74. Fermanı resmi olarak kabul ettiğinin hatırlatıldığı konferansta, IŞİD’in elinde esir olan kadın ve çocukların kurtarılması, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kırılması, Avrupa’da kurulan Kuzey Kurdistan Êzîdî köy meclislerinde kadın temsiliyetinin güçlendirilmesi için çalışmalar yapılacağına dair kararlar alındı. 15 maddelik planlamanın çıkarıldığı konferansta, 30 kişilik yeni yönetim belirlendi.

Konferansta uluslararası kurumlara çağrılar yapıldı

Konferansta ayrıca uluslararası topluma, Birleşmiş Milletler'e (BM) ve Lahey Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'ne, Êzidî toplumunun yaşadığı trajedinin resmen soykırım olarak tanınması ve derhal harekete geçilmesi çağrısı yapıldı. Êzidî halkının güvenliğinin, kültürünün ve kadın haklarının korunması için acil çağrıda bulunuldu. Öte yandan Şengal'de yaşananlar, Şengal Özyönetim sisteminin tanıtılması ve Êzidî toplumunun taleplerinin anlatılması için aralarında Şengal Kadın Birlikleri (YJŞ) komutanının da bulunduğu bir heyet görevlendirildi.

‘İlk defa bu kadar büyük bir konferans düzenlendi’

Şengal’den konferansa katılan Êzidî Kadın Özgürlük Hareketi (TAJÊ) Diplomasi Sözcüsü Suham Şengali, konferansa dair ajansımıza değerlendirmelerde bulundu. AP’de böyle bir konferansın düzenlenmesinin Êzidî toplumu olarak kendileri için çok önemli olduğunu vurgulayan Suham Şengali, "Êzidî toplumu olarak ferman sonrası konferans düzenlemek bizim için çok önemliydi. İlk kez TAJÊ ve YJŞ adına katılım oldu. Êzidî kadınların kendi yöresel kıyafetleriyle katılım sağlamasını çok değerli buluyoruz. Şu ana kadar pek çok çalışma yapıldı ama ilk defa bu kadar büyük bir konferansın düzenlenmesi gerçekten çok farklıydı" dedi.

‘Hukuksal olarak bir çalışma yürütülmeli’

Konferansta özellikle ferman sonrasında öne çıkan tartışmalar ile kadınların ve Êzidî toplumunun geleceğine dair beklentilerinin tartışıldığını anlatan Suham Şengali, şunları ifade etti:

“Çünkü birçok ülke soykırımı tanıdı ancak bu konuda adım atmadı. Fermanın diğer ülkelerde de tanınıp tanınmayacağı konusunda da görüşmeler yapıldı. Genel olarak herkes Şengal’deki kadın soykırımını tanıyor. Hukuksal olarak bir çalışmanın yürütülmesi gerekiyor.  Halen IŞİD'in elinde bulunan esirlerin kurtarılması için ne gibi çalışmalar yapılmalı, ne gerekiyor, şu anda yaşadığımız durum nedir? Özellikle bu konulara değinildi. En önemlisi Şengal ve Êzidî kadınlar olarak konferansa katılımımız önemliydi. Öte yandan hem toplantılarda hem de konferansta gündeme gelen birçok temel konu var. Ana sorunlardan biri soykırımın tanınmasıydı.”

‘Acil adım atılması için uluslararası düzeyde çalışmalar yapılmalı’

Diğer ülkelerin de Şengal’deki soykırımı tanıması ve IŞİD'in elindeki esirlerin serbest bırakılması için acil adım atması için uluslararası düzeyde çalışmalar yapması gerektiğini vurgulayan Suham Şengali, “Ferman sonrası Êzidî halkının durumu merak ediliyor. Şengal’de hayatın nasıl olduğu yönünde kamuoyunda belli ölçüde takip ediliyor ama yakından görmek, dinlemek farklıdır. Çünkü Êzidî toplumu soykırımla karşı karşıya kaldı ama sonrasında yeniden örgütlendiğini söyleyebiliriz. Özellikle kadınlar kendi savunma güçlerini, YBŞ'yi, YJŞ'yi ve Êzidxan Güvenliği'ni kurdular. Artık Şengal, tüm uluslara yönelik yapılabilecek projenin ilk örneği oldu. Şengal'de Özerk Yönetim var" şeklinde konuştu.

‘Êzidî toplumunun kendini savunması hakkı’

Konferansta tartışılan konulardan birinin de Şengal’in statüsünün tanınmasıyla ilgili olduğuna işaret eden Suham Şengali, şunları aktardı:

“Şengal’e yönelik destek, Şengal’in statüsünün tanınmasıyla olabilir. Konferansta Êzidî toplumunun hakları hem talep edildi hem de bizler dile getirdik. Bir toplum 74’üncü fermana maruz kaldıysa kendini savunma ve yönetme hakkına sahiptir. Bu meşru bir haktır. Irak hükümeti her zaman bu topluluğun gayri meşru bir güç olduğunu söylüyor ya da düşmanları söylüyor ama Avrupa Parlamentosu gibi bir yer Êzidî toplumunun kendini savunmasının hakkı olduğunu söylüyor. Bu nokta özellikle önemliydi.  Mesela savunma için konuklar arasında çıkan tartışmalarda Êzidî toplumunun tarihte kimseye saldırmadığı, ferman sonrasında Êzidî halkının ordu olarak kendi savunma gücünü oluşturduğu ancak bunun meşru müdafaa amaçlı olduğu, saldırı amaçlı olmadığı belirtildi. Bu nokta çok önemliydi.”

‘DAİŞ’lilerin yargılanması için uluslararası bir mahkeme kurulmalı’

Fermandan sonraki en önemli noktanın Êzidî toplumuna yönelik saldırılar olduğuna dikkat çeken Suham Şengali, “DAİŞ çeteleri saldırdı, soykırım yaptı, PDK yardım etti, Türkiye gibi ülkeler ve daha birçok ülke lojistik destek verdi. Bunların hepsi soykırım suçu kapsamına giriyor. Özellikle DAİŞ üyelerinin büyük bir kısmı Avrupa vatandaşı. Vatandaşı olan DAİŞ çetelerinin yargılanması için uluslararası bir mahkemenin kurulması soykırımı tanıyan bu ülkelerin temel görevidir” dedi.

‘Mahkemede DAİŞ’le işbirliği yapanlardan da hesap sorulmalı’

“Kurulacak mahkemede DAİŞ’le iş birliği yapan, Şengal’i satan, kaçan, Şengal’i korumayanlardan hesap sorulmalı” diyen Suham Şengali,  şunlara dikkat çekti:

“Mesela soykırım suçu işleyenler şimdi yeniden Şengal'e dönmek, yani başka bir fermanın temellerini atmak istiyorlar. Bu durum konferans ve toplantılarda geniş çapta tartışıldı. Türk devletinin 2014'ten bu yana kaç kez saldırı düzenlediği de belgelendi. Êzidî toplumu olarak bu coğrafyada nasıl örgütlendiğimiz, amaç ve hedeflerimizin neler olduğu belgeli bir şekilde ortaya konuldu. Yani genel olarak bu taleplere olumlu yaklaşabiliriz. Çünkü Êzidî toplumunun talepleri genel olarak meşru taleplerdir."

‘Hedeflere ulaşana kadar mücadele edilmeli’

Konferansın devamı için hem Şengal’de hem de yurt dışında güçlü bir şekilde çalışma yapılmaya devam edilmesi gerektiğini vurgulayan Suham Şengali, “Taleplerimizin yerine getirilebilmesi için yıllar süren çalışma ve mücadele gerekiyor. Eğer bir toplum hak ettiğini alamıyorsa, o toplum hak ve hedeflerine ulaşana kadar mücadele etmelidir” dedi. Yabancı ülkelerin Şengal’deki soykırımı tanıması için yapılan çalışmalar ve faaliyetler olduğunu belirten Suham Şengali, “Bu konferansın ardından üzerinde daha fazla çalışmamız gereken noktalar şunlar: Konferansa katılanların Şengal'e dost olarak destek vermesi gerekiyor. Günümüzde bu isteklerin hayata geçirilmesi için daha fazla çalışma yapılması gerekiyor” diye kaydetti.

‘Şengalli kadınların sesi dinlendi’

Êzidîlerin kendi birliğini oluşturması ve bunun için birlikte mücadele etmesi gerektiğini söyleyen Suham Şengali, “Mesela bir Êzidî nerede olursa olsun Şengal için çalışmalı? Bunun için yurt dışındaki Êzidî halkı mücadelesini daha da güçlendirmesi gerekiyor. Êzidî toplumu, Êzidî Kadın Meclisi çatısı altında bir araya gelerek bu talepler için çalışması gerekiyor” dedi. Konferansta Şengalli kadınların sesinin dinlendiğini dile getiren Suham Şengali, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çünkü Şengal’de yaşamayan inanlar Şengal’i anlamıyor, bilmiyor. Bu nedenle Avrupa'da Êzidî toplumunun ve Êzidî kadınların sesinin duyulması ve Şengal’deki durumun yakından takip edilmesi çok önemli. Ayrıca konferansta bizzat Şengal'in ziyaret edilmesi, Özerk Yönetimle, onun kurum ve kuruluşlarıyla, güçleriyle bir araya gelinmesi istendi. Êzidî toplumu olarak bu tür konferanslar bizim için başarının adımlarıdır, bu yöntemle kendimizi saldırılardan daha da fazla koruyabiliriz. Şengal adına konuşan, kara propaganda yapan partilere karşı kendimizi korumamız gerekiyor. Ayrıca tüm Êzidî kadınlarını, nerede olurlarsa olsunlar, Êzidî toplumunun meşru taleplerinin yerine getirilmesi için mücadelelerini sürdürmeye ve çalışmaya çağırıyorum."