TİHV: Devlet, şiddetin tarafı olduğunu ilan etti

TİHV, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine ilişkin açıklama yaptı: Devlet bu kararla kadına ve LGBTİ+’lara yönelik şiddetin tarafı olduğunu kabul etti.

Haber Merkezi- Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İstanbul Sözleşmesi’nin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile iptal edilmesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Söz konusu kararnamenin İnsan Hakları Eylem Planı’nın (İHEP) gösterişli sunumlar ile açıklanmasının ardından yayımlandığı aktarılan açıklamada, sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğine dikkat çekildi.

İstanbul Sözleşmesi’nin kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti ele alan ve ayrıntılı bir şekilde tanımlayan en kapsamlı uluslararası sözleşme olduğunun altı çizilen açıklamada, “Kadına yönelik şiddete bir isim verilmesini ve bunun bir suç olarak kabul edilmesini sağlayan sözleşme, böylelikle şiddet olgusunun ortadan kaldırılmasında geniş imkanlar sağlayan uluslararası bir enstrümandır. Ancak süreç içerisinde siyasal iktidarın hem İstanbul Sözleşmesi'nin gereklerini tam olarak yerine getirmek hem de 6284 Sayılı Kanunu etkin bir şekilde uygulamak konusunda gerçek bir irade ve çaba göstermediği için Türkiye’de kadına yönelik şiddetin önüne maalesef geçilememiştir” denildi.

Şiddeti durdurmak adına İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını talep eden, kadın, LGBTİ+’ların ve diğer hak savunucuların toplanma ve gösteri yapma özgürlüklerini kullandığına dikkat çekilen açıklamada “TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin verilerine göre sadece 2020 yılında kadın ve LGBTİ+ haklarına dair yapılmak istenen en az 18 barışçıl toplantı ve gösteriye müdahale eden kolluk kuvvetleri, en az 164 kişiyi şiddet kullanarak gözaltına almıştır” bilgisine de yer verildi. 

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“İster Cumhurbaşkanı kararı ister Meclis’in çıkardığı bir yasa ile olsun aslında İstanbul Sözleşmesi’nin reddedilmesiyle devlet, kadına yönelik şiddetin tarafı ve ihlallerin doğrudan sorumlusu olduğunu ilan etmiş olacaktır. Yetki kimin tarafından kullanılırsa kullanılsın insan hakları hiçbir şekilde feshedilemez. Eğer bu vahim hatadan geri dönülmez ise bundan böyle kadına ve LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılık temelli şiddetten devlet sorumlu olacaktır.