Susuzluk yerlerinden edilenlerin hayatını daha da zorlaştırıyor
Cizîr Kantonuna bağlı Til Temir okullarına yerleşen yerlerinden edilenler, suzusluktan dolayı yaşadıkları zorlukları anlatarak, yıllardır Türk devletinin saldırılarından kaynaklı zor koşullarda yaşam kurmaya çalıştıklarını belirttiler.

SORGUL ŞÊXO
Til Temir – Kuzey ve Doğu Suriye’nin Cizre Kantonuna bağlı Til Temir şehrinin sakinlerinin Türk devletinin saldırılarından dolayı yaşadığı zorluklara susuzluk da eklenince kriz her geçen gün büyüyor. Türk devletinin Serêkani şehrini işgalinden sonra, Elok İstasyonu ve Xabur Nehri’nin suyunun kesilmesinden sonra, yaklaşık yarım milyon kişi Til Temir ve Hesekê de göçün getirdiği zorluklarla beraber, susuzluktan da kaynaklı büyük krizler yaşıyor.
Binlerce insan çaresizlikten kirli su içtikleri için çeşitli hastalıklara yakanıyor. Var olan su zorla yerinden edilenlere yetmiyor ve beraberinde pek çok sorunlar getiriyor. Til Temir ve köylerinde yaklaşık 14 bin aile ve 72 bin olan kişi yaşıyor.
Til Temir de yerlerinden edilenler okullarda kalıyor
Pek çok okul yerlerinden edilenlerin yurdu olmuş, öğrencilerin okuduğu aydınlık geleceğin mekanı olmak yerine göçedenlere mekan olmuşlar. Bu yüzden o mahallelerde yaşayan pek çok çocuk okulların olmamasından dolayı okuyamıyor, bazıları da yer buldukları okullarda okuyor.
Okullarda yaşananlar susuzluktan dolayı büyük zorluklar çekiyor. Bu konuyla ilgili Serêkaninin Erîşa köyünden koç eden ve Zirgana yerleşen göçzedeler ajansımıza konuştu.
Erîşa köyünden olan Xewla Ebdilezîz Ekim 2019 da göç eden binlerce insandan biri. Şu an Seyif El-Dewlê Okulunda kalıyor.
‘Okulda yaşamak çok zor’
Xewla Ebdilezîz su sorunlarından bahsederek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz şu an okulda yaşıyoruz, sıcak havadan dolayı çok etkileniyoruz. Bazen tandır gibi her yer. Ne elektrik van ne de pervane. Çocuklarımız susuzluktan ve aşırı sıcak havadan hastalanıyorlar. Onları ne doktora götürebilyoruz ne de ilaç alabiliyoruz.”
Xewla Ebdilezîz, 9 kişinin tek odada kaldığını belirterek, çektikleri zorlukları şöyle anlattı: “Düşünün, 4 kız, 3 oğlum var, benim ve eşimle beraber aynı odada kalıyoruz. Madi gücümüz olmadığı için ev kiralayamıyoruz ve okullardaki kalabalıklar da çok fazla. Biz geceleri karanlıkta kalıyoruz. Yazın sıcaklığından dolayı gündüz her yer yanıyor. Ne güneş enerjisinden yararlanıyoruz ne de klima alabiliyoruz.”
Xewla Ebdilezîzin hayali diğer göçmenlerden farksız. O sadece evine dömek istediğini belirterek, “Tek çare evlerimize dönmemiz. Hiç olmazsa orası bizim toprağımız. Burada her şey çok zor. Yetkililerin bu duruma el atması gerekiyor, okullara daha fazla su ve temiz su versinler” dedi.
‘Biz öldüğümüzde çocuklarımız nereli olduklarını bilmeyecekler’
Xewla Ebdilezîz şu ana kadar da Türk devletinin işgalini kabul etmediğini söyleyerek, şu şekilde devam etti: “Bizler artık sürekli göç etmekten yorulduk. Türk işgalinin bir an önce topraklarımızdan çıkması lazım. Altı yıldır göç ederek yaşıyoruz. Bu yolda ölebiliriz ve biz ölürsek çocuklarımız nereli olduklarını evlerinin nerede olduğunu bilmeyecekler. Bu trajedi ne zamana kadar sürecek? İkinci kata su taşımaktan belimde sorunlar ve hastalıklar çıktı.”
‘Çaresizlikten okullarda kalıyoruz’
Zirgan kırsalından Şêxa Mano da 4 yıldır Türk işgalinin saldırılarından dolayı göç etmiş ve şu an aynı okulda kalıyor. Şexa Mano çaresizlikten okulda kaldıklarını kaydederek, “Saldırılar olmasaydı başka çareler bulurduk. En temel ihtiyaç olan içme suyu temiz olmadığı için çocuklarımız sürekli hastalanıyor” diye belirtti.
Avlulardaki su kuyularından bir damla suya muhtaç duruma düşmek
Şêxa Mano su sıkıntısıyla ilgili konuşmasını şöyle sürdürdü: “Su bize yetmiyor, ne içmeye, ne temizliğe yetmiyor. Bidonları dolduruyoruz ama yine yetmiyor. Bazen komşularımızdan su alıyoruz. Evlerimizin avularında su kuyuları vardı, 24 saat suyumuz akıyordu ama şu an burada, bir damla suya muhtaç olmuş durumdayız.”
Şêxa Mano göç ettirilenler için ne yapılsa da eksik kalacağını belirterek şöyle konuştu: “Bu eksiklik evlerimize dönmekle son bulacak. Biz güvenlik içinde evlerimize dönmek istiyoruz. Güvenlik olmasa dönüş de olmaz ve yaşamımız her an korku içinde olacak. Bütün sorunlarımızın çözümü evlerimize dönmekle olur.”
‘Hem Türk işgali hem de ölüm korkusu!’
Şêxa Mano konuşmasını şöyle tamamladı: “Türk devletinin işgalci bir şekilde topraklarımızda olması hiçbir şekilde meşru değil ve bu durumun son bulması lazım. Zirgan sınırında kalan işgalciler sürekli sivillerin evlerine kurşun atıyorlar. Biz ve çocuklarımız korku içinde yaşıyoruz. İşgal olduğu sürece bize huzur yok, sürekli ölüm korkusu var. Türk devletinin bir an önce tüm Suriye topraklarından çıkması lazım. Sûriyede ne işi var? Gitsinler kendi ülkelerinde yaşasınlar, burda yerleri yok.”
Nebûna avê jiyana koçberan zehmettir dike
SORGUL ŞÊXOTil Temir – Zehmetiyên niştecihên bajarê Til Temir û Hesekê yên Kantona Cizîrê ya Bakur û Rojhilatê Sûriyeyê di warê peydakirina ava vexwarinê de, ji dema êrîşên dagirkeriya Tirk li se...