Suriyeli Qamar: Sözden daha fazlasına ihtiyacımız var

HTŞ’nin gelişiyle birlikte hayatlarında bir değişimin olmadığını belirten Qamar Kabtawi, “Herkesi, sivil toplum kuruluşlarını ve insani yardım kuruluşlarını sorumluluklarını üstlenmeye çağırıyorum, çünkü sözden daha fazlasına ihtiyacımız var” dedi.

GUFRAN AL-HABIS

Halep- Baas rejiminin yıkılışıyla birlikte Suriye’de cihatçı grup Heyet Tahrir El-Şam (HTŞ) geçici yönetim kurdu. Yıllar süren krizlerin ve savaşın ardından Esad rejiminin yıkılmasına sevinen Suriye halkı ve kadınlar, bu kez HTŞ’nin baskılarıyla karşı karşıya kaldı.

Suriye’nin Halep kentindeki kadınlar da her zaman toplumun temel dayanağı olarak görülüyor, ancak savaş ve Esad rejimin yıkılmasından sonraki süreçte kadınlar yeni bir güvenlik ve istikrar sorunu yaşıyor. Yakınlarının kaybı, yerinden edilme, yoksulluk, güvensizlik, gelecek korkusu ve artan ekonomik baskıların yol açtığı psikolojik sorunlar yaşayan kadınlar, bu sorunlara karşı mücadele ediyor.

Halepli iki çocuk annesi Qamar Kabtawi'nin hikâyesi kadınların yaşadıklarını gözler önüne seriyor.

Baas rejiminin çöküşünün daha iyi bir yaşamı beraberinde getireceğini düşündüğünü kaydeden Qamar Kabtawi, “Ama yaşadığımız gerçek çok daha sertti. Eşimi savaşta kaybettikten sonra, yaşamaya pek elverişli olmayan, suyu ve elektriği olmayan, en temel yaşam gereksinimlerinin bile olmadığı ailemin yaşadığı eve döndüm. Diğer çocuklar okula giderken, çocuklarımı evde otururken görmek bana acı veriyor. Çünkü eğitim çocuklarımın daha iyi bir gelecek için tek umutları. Ama bu şartlarda okulların parasını nasıl ödeyebilirim? Okullar bedava olsa bile, okul üniforması ve kitaplarını temin etmek mevcut durumda neredeyse imkansız hale geldi. Çocuklarımın eğitimsiz büyümesini istemiyorum ama bu sorumluluk karşısında çaresizim” dedi.

‘Her gece kabuslar görüyorum’

Yaşadığı sorunlar nedeniyle geceleri sürekli kabuslar gördüğünü söyleyen Qamar Kabtawi, "En son ne zaman kabus görmeden uyuduğumu hatırlamıyorum. Ne zaman gözlerimi kapasam, yerinden edilme anlarına, bomba seslerine, çocuklarımın korkmuş yüzlerine dönüyorum. Uyandığımda bile kaygı beni bir an bile terk etmeyen ağır bir gölge gibi üzerime geliyor ve yarın çocuklarımı nasıl besleyeceğimi, onlara ihtiyaçlarını nasıl sağlayacağımı her geçen gün daha çok düşünüyorum. Bazı günler yorgunluktan ve baş ağrılarından bedenimin çöktüğünü hissediyorum. Benim gibi geçimini sağlamak için yola çıkan bir kadına toplum hiç acımıyor, bu yüzden bazen kendimle ve çevremle yeni bir iç savaş yaşıyormuşum gibi hissediyorum. Yargılanmadan çığlık atabileceğim bir yer olsun istiyorum. Beni anlayacak ve bu acının üstesinden gelmeme yardım edecek birini nerede bulacağımı bilmiyorum” sözleriyle yaşadığı psikolojik sorunlara dikkat çekti.

Savaşın ruhumuzda açtığı yaraları iyileştirmek için bir ele ihtiyacımız var

"Biz kadınlar zayıf değiliz” diyerek sözlerine devam eden Qamar Kabtawi, “Daha doğrusu her şeye rağmen ayağa kalkabiliyoruz ama bize uzatılacak bir ele ihtiyacımız var. Savaşın ruhumuzda açtığı yaraları iyileştirmek için bize özel psikolojik tedavi sağlayan merkezlerin açılmasını istiyorum. Ayrıca toplumla iç içe olmamızı, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek sağlamamızı sağlayacak atölyelere ve mesleki eğitimlere de ihtiyacımız var. Çünkü biliyorum ki, benim gibi büyük hayalleri olan ama koşullar nedeniyle zincire vurulmuş birçok kadın var. Bu merkezler sadece iyileşme için bir merkez değil, aynı zamanda bizler için bir sığınak da olacak. Hayata dönmenin, yeniden gülümsemenin, yalnız olmadığımızı hissetmenin kapısı olacak. Herkesi, sivil toplum kuruluşlarını ve insani yardım kuruluşlarını sorumluluklarını üstlenmeye çağırıyorum, çünkü sözden daha fazlasına ihtiyacımız var. Sadece yaşamak için değil, kendimizi yeniden inşa etmek ve ailelerimiz için parlak bir gelecek inşa etmek için bize yeni bir Suriye'nin yolunu açacak girişimlere ihtiyacımız var” ifadelerinde bulundu.

‘Hala umudum var’

Üzerindeki acılara ve psikolojik baskılara rağmen Suriye'deki kadınların geleceği için hala bir umut ışığı taşıdığını kaydeden Qamar Kabtawi, sözlerini şöyle tamamladı: "Bir gün kadınların korku ve dışlanma hissetmeden tüm haklarına kavuşacağı yeni bir Suriye'de yaşayacağımızı hayal ediyorum. Suriyeli kadınların tüm zorlukların üstesinden gelebilecek güce sahip olduğuna olan inancımla, kızlarımız ve kadınlar için eğitim ve çalışma olanaklarının olduğu, savaş veya koşulların önlerine engel olmadığı daha iyi bir gelecek görmesini umuyorum. İhtiyacımız olan tek şey güvenli bir ortam. Bunlar kolay değil, ancak bugünden başlayarak gerçek değişim için hepimiz çalışırsak bu mümkün.”