'Suriye’de kadınların yaşamı büyük bir tehdit altında'
PYD Kadın Meclisi Üyesi Wehide Xelîl, Suriye’deki kadınların mevcut durumunu “DAİŞ zihniyetiyle yönetilen bir hükümet olursa, kadınların yaşamı ve geleceği tehdit altında olur” sözleriyle değerlendirdi.

BERÇEM CÛDÎ
Kobanê- Suriye’de kadınların yaşamı ve geleceği üzerindeki tehditler giderek artıyor. Cihatçı zihniyetle yönetilen bölgelerde yaşayan kadınlar katledilme, sürgün, işkence, tecavüz gibi ağır ihlallerle karşı karşıya kalıyor. Son olarak Kobanê’den bir kadın ile Dêrik’ten bir kadın Halep’te çeteler tarafından kaçırıldı. Dêrikli Norman Serhan’ın ailesinden fidye istenip ödenmesine rağmen serbest bırakılmadığı, kadına işkence yapıldığı ve sağlık durumunun ağır olduğu bildirildi. Dêrikli Heyfa Teyar’ın akıbeti ise henüz bilinmiyor.
Konuyla ilgili olarak Fırat Kantonu PYD Kadın Meclisi Üyesi Wehide Xelîl, Suriye’de kadınların içinde bulunduğu durumu geniş bir çerçevede değerlendirdi.
‘Kadınlar baskı altına alındı’
Wehide Xelîl konuşmasına, Baas rejimi döneminden başlayarak kadınların durumunu ele alarak şöyle devam etti:
“Suriye’nin Baas rejimi öncesindeki durumunu bilmeden bugünü doğru anlamak mümkün değil. Tarih boyunca Suriye’de kadınların varlığı önemli bir yer tuttu. Ancak Baas Partisi iktidarı ele geçirdikten sonra toplum, özellikle de kadınlar baskı altına alındı. Rejim kadınların rolünü, vizyonunu ve kimliğini dar bir çerçeveye hapsetti. Kadın Birliği adı altında kadınları sınırladı.”
Wehide Xelîl, Baas rejiminin kadınların yaşamını sınırladığını belirterek, “Kadın Birliği kadınlar için bir çatı oldu ama bu yapı içinde yer alan kadınlar tamamen Baas zihniyetindeydi ve bütün çalışmalarını devlet iktidarına hizmet etmek için yürüttüler. Kadınların ilerlemesi, kimlik kazanması gibi bir çaba yoktu. Çalışmalar daha çok kadınları ev hayatına bağlamaya yönelikti. Elbette aydın, doktor, avukat, öğrenci kadınlar vardı; ancak bu, toplumsal ölçekte kadınların temsilini sağlamıyordu” dedi.
‘Geçici yönetim DAİŞ’in devamı’
Wehide Xelîl, “Baas rejimi toplumu tamamen kendi kontrolüne aldı. Çocuklar ve gençler ilkokuldan üniversiteye kadar Baas ideolojisiyle eğitildi. Çocuklukta ‘Baas Çocukları’, gençlikte ‘Baas Gençliği’ vardı. Daha o yaşlardan partinin kadroları yetiştiriliyordu. Böylece toplumun hafızası ve gerçekliği hedef alınıyordu” diye konuştu.
Wehide Xelîl, muhalif güçlerin ortaya çıkışı ve ardından kurulan geçiş hükümetine dair de şunları söyledi:
“Baas rejiminin çöküşünden sonra geçici yönetim kuruldu. Başına, yeni Suriye Başkanı olarak Ahmed El-Şara getirildi. Ama çevresini hükümet ve bakan yapanlar yıllarca DAİŞ içinde yer almış, katliam, talan, yıkım yapan kişilerdi. Kadınların varlığı zaten DAİŞ tarafından yok edilmişti. Kadınlar pazar yerlerinde satıldı, hapishanelerde yakıldı, sürgün edildi, tecavüze, işkenceye uğradı. Bugün Suriye’nin yönetimi bu zihniyetin eline geçmiş durumda.”
‘Savaş, katliam, yıkım daha da arttı’
Wehide Xelîl, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geçiş hükümeti deniliyor ama bugüne kadar ne yaptılar? Suriye halkının beklentisi bu hükümetin ciddi adımlar atmasıydı. Ama savaş, katliam, yıkım daha da arttı. Kadınlara yönelik şiddet, kaçırma, tecavüz ve cinayetler daha da arttı. Süveyda ve diğer bölgelerde yaşananlar Şengal’de yaşananları hatırlatıyor. Çünkü aynı zihniyet devrede. Bu yüzden bu hükümet Suriye’ye barış ve güvenlik getiremez. Böyle devam ederse ülke elden gider.”
‘Kadınlar kaçırılıyor’
Wehide Xelîl, “Kadınlar artık bir şehirden başka bir şehre gidemez hale geldi” diyerek ekledi:
“Suriye’deki bu kaotik ortamda en çok kadınlar etkileniyor. Artık birçok şehirde kadınlar evlerinden çıkamıyor. Rakka’dan Halep’e gitmek mümkün değil. Kontrol noktalarında, sokaklarda, mahallelerde kadınlar kaçırılıyor. Peki bu kadınların hayatı ne olacak, akıbetleri nedir, nelerle yüz yüze geliyorlar? Bu konuda sessiz kalanlar da, izleyenler de aynı sorumluluğa sahiptir.”
‘Suriye’nin kadın öncülüğünde inşaya ihtiyacı var’
Konuşmasının sonunda PYD Kadın Meclisi Üyesi Wehide Xelîl şunları dile getirdi:
“Kadınlar için güvenli bir toplum ve ülke inşa edebilmek için kadın öncülüğünde bir zihniyete ihtiyaç var. Demokratik bir sistem hem kadınlar için eşitlik hem halklar için ortak bir vizyon anlamına gelir. Bunu inşa edecek olan da Suriye kadınlarının ortak mücadelesidir. 20 Eylül’de Hesekê’de düzenlenen konferans da bu kararlılığımızın ifadesidir. Eşit, adil, demokratik, özgür ve merkeziyetsiz bir gelecek için Suriye’nin kadın öncülüğünde yeniden inşaya ihtiyacı var. Kadınların ortak mücadelesi, geçiş hükümetinin her alanda restorasyon yapmasını engelleyecek güç olacaktır.”