Sudanlı kadınlar barınma merkezlerinde insanlık dışı koşullarda yaşıyor

Sudan’da bir yıldan fazladır devam eden savaşın gölgesinde özellikle barınma merkezlerindeki yerinden edilmiş kadınlar, hiçbir mahremiyetin olmadığı, insanlık dışı koşullarda yaşama tutunmaya çalışıyor.

MERVAT ABDELKADER

Sudan- Sudan ordusu ve Hızlı Destek Güçleri(RSF) arasında çıkan çatışmalar ikinci yılına girerken dünyadaki en büyük yerinden edilme krizine yol açtı. Milyonlarca insan hayatta kalabilmek, çocuklarını kurtarmak ve daha iyi bir hayat yaşamak için güvenli bölgelere göç etmek zorunda kaldı. Barınma merkezlerine giden insanlar özellikle de kadınlar burada çok zorlanıyor. Çeşitli eyaletlerdeki barınma merkezlerinde kalanların yüzde 80'i kadın ve çocuklardan oluşuyor.

‘Ben ve 5 çocuğum barınaktan kovuldu’

Savaş nedeniyle güvenli bölgelere göç eden kadınlardan ismini vermek istemeyen bir kadın yerinden edilmişlere yönelik merkezlerdeki hizmetlerin kötü olduğu konusunda yetkililere şikayette bulunduğunu belirterek, “Artık kalacak bir yerim yok, çünkü merkez komitesi beni ve beş çocuğumu barınaktan kovdu” dedi. 

Özellikle hamile kadınların durumu kötü

Port Sudan kentinde yerinden edilmiş kadınlardan biri olan Namariq Numeiri de Hartum kentinden ayrılış yolculuğunun büyük bir acı olduğunu söyleyerek, “Ulaşım imkanları olmadığı için çocuklarımla birlikte binlerce kilometrelik yolu yürüyerek kat ettik. Sonrasında El Cezire eyaletine ulaştık. Savaş nedeniyle birkaç gün sonra oradan da edildik” ifadelerinde bulundu. Barınma merkezlerindeki kadınların, özellikle de hamile kadınların mağduriyetine ilişkin Namariq Numeiri, çocuklarının açlığını gidermek için çalışmaya zorlandığını ancak hamile kadınların bakım, doktor, periyodik takip gibi eksikliklerden daha fazla sıkıntı çektiğini söyledi.

Namariq Numeiri, “Muayene, doğum süreci, yeni doğan bebeklerin bakımı, beslenme konularında ekonomik bir gelire de ihtiyaç var, ancak ülkedeki yetkililer aile üyelerindeki erkeklerin çalışmasına izin vermiyor ve sınır dışı ediyor” sözleriyle yaşanan zorlukları aktardı. Sığınma merkezlerinde mahremiyetin olmadığına dikkat çeken Namariq Numeiri, merkezlerde özel bakıma muhtaç çocukların da olduğunu dile getirerek bu durumun işleri daha da zorlaştırdığını ifade etti.

‘İnsanlar dilenci haline getirildi’

İnsan hakları savunucusu ve Kadına Yönelik Şiddete Hayır Girişimi Başkanı Amira Othman, “Kuzey Karari, Nil Nehri başta olmak üzere Sudan ordusunun kontrolü altındaki eyaletlerde hükümet yerinden edilenlere karşı sorumluluğunu yerine getirmiyor. Yerinden edilen insanlar sanki keyfi bir şekilde evlerini terk etmişler gibi davranılıyor. Bunun sorumlusu hükümet değilmiş gibi davranıyorlar. Barınma merkezlerinde yaşanan sorunlar ailelerin sorumluluğuna bırakılmış durumda. Ülkedeki ekonomik çöküşle birlikte yurttaşlar işlerini ve işletmelerini kaybetti. İnsanlar adeta dilenci haline getirildi” sözlerine dikkat çekti.

‘Güvenli barınma sağlanmalıdır’

Sığınma evlerindeki kadınların durumu ve çektikleri acılara ilişkin Amira Othman, yerinden edilen kişilerin sayısının sürekli artması nedeniyle barınma merkezlerinde aşırı kalabalıklaşmanın yaşandığını, bunun da temel hizmetlerin eksikliği nedeniyle kadınların acılarını daha arttırdığını söyledi. Amira Othman, “İçme suyu ve banyolar, mahremiyetlerinin ihlali ve besin maddelerinden yoksun berbat yemekler dışında yiyecek temininin olmayışı gibi birçok sorun yaşanıyor. Barınma merkezlerinde ayrıca sağlık sorunları yaşanması durumunda tedavi imkanları yok. Hükümet, yerinden edilmiş kişileri kaybettikleri hayatları yaşayabilmeleri için onlara sıcaktan ve yağmurdan koruyacak güvenli barınma sağlamalıdır” dedi.