‘Sizler saldırdıkça biz gazeteciler çoğalacağız’

Türk devletinin saldırısı sonucu gazeteciler Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn’in katledilmesini İstanbul’da protesto eden gazeteciler “Sizler saldırdıkça biz gazeteciler, halkların haber alma hakkına sahip çıkanlar olarak daha da çoğalacağız” dedi.

İstanbul- İstanbul’da kadın gazeteciler öncülüğünde, Türk devletinin, Federe Kurdistan Bölgesi’nin Silêmanî kentine bağlı Seyîdsadik ilçesinde 23 Ağustos'ta gerçekleştirdiği SİHA saldırısında katledilen gazeteciler Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn için basın açıklaması gerçekleştirildi. 

Beyoğlu’nda bulunan Şişhane Meydanı’nda gerçekleştirilen açıklamaya, Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Özgül Saki ve İstanbul İl Örgütü üyeleri, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), Basın Yayın ve Matbaa Çalışanları Sendikası (DİSK Basın-İş) üyeleri ve çok sayıda kurumdan gazeteciler katıldı.

Katledilen gazetecilere ait yaka fotoğraflarının takıldığı ve dövizlerin taşındığı açıklamada, “Özgür Basın susturulamaz” pankartı açıldı. Açıklamada, “Jin, jiyan, azadî”, “Özgür Basın susturulamaz”, “Gözaltılar, tutuklamalar, katliamlar bizi yıldıramaz” ve “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganları atıldı. 

Gazeteciler adına ortak açıklamayı yapan Yeni Yaşam Gazetesi çalışanı Reyhan Hacıoğlu, Türkiye'de her yıl onlarca gazetecinin yargı kıskacıyla karşı karşıya kaldığını ve bu kapsamda muhalif ve özgür basına yönelik saldırıların arttığını belirtti. Reyhan Hacıoğlu, "‘İçerde’ bizleri baskı altına almaya çalışan iktidar, ‘dışarda’ ise hakikati halklara ulaştırmaya çalışan Kürt gazetecileri, özgür basın çalışanlarını hedef alıyor”  dedi. 

‘Nerde bir haksızlık, nerde bir halk varsa orda olacağız’ 

Son yıllarda birçok yerde Kürt gazetecilerin suikastlere uğrayarak katledildiğini anımsatan Reyhan Hacıoğlu, Süleymaniye’de katledilen Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn’in bu katliam furyasının son örneği olduğunu vurgulayarak, “Bu saldırı da bizlere gösterdi ki, gazetecilik mesleğinin onurunu korumak, dayanışmak her zamankinden daha ağır bir bedel gerektirirken, aynı zamanda her zamankinden daha önemli bir noktada. Bizler ne dün, ne bugün, ne de yarın kalemimizi iktidarların yalanları için kullanmayacağız. Nerde bir direniş, nerde bir haksızlık, nerde bir halk varsa orda olacağız. Tıpkı Gülistan ve Hêro gibi. Bir haber çalışması için yola çıkan arkadaşlarımızın haberi, sanmasınlar ki yarım kalacak. Bizler; muhalifler, kadınlar, gazeteciler, özgür basın çalışanları olarak kalemlerini de, kameralarını da sahipsiz bırakmayacağız” şeklinde konuştu. 

‘Sorumluluklarını omuzlamak görevimiz’

“Biliyoruz ki dünya üzerinde sürdürülen savaşlarda ilk hedef alınanlar gazeteciler ve özellikle kadınlar oluyor” diyen Reyhan Hacıoğlu, “Bugüne kadar onlarca gazeteci katledildi, katlediliyor. Gazze'de de, Ukrayna'da da aynı şeyi görüyoruz, aynı şeyi yaşıyoruz. Buna karşı dünyanın neresinde olursa olsun gazeteciliğin suç olmadığını haykırmak ve özgür bir dünya için hayatlarını kaybeden arkadaşlarımızın sorumluluklarını omuzlamak bizlerin görevidir” ifadelerini kullandı.

‘Sizler saldırdıkça biz gazeteciler çoğalacağız’

İktidar tarafından yürütülen savaş politikalarında Özgür Basın çalışanı gazetecileri hedef almasının tesadüf olmadığının altını çizen Reyhan Hacıoğlu, şöyle konuştu:  “Ancak yine biliyoruz ki; büroları bombalanan, arkadaşları sokak ortasında katledilen bu geleneğin ki Gülistan'ın da dediği gibi; ‘Biz direnişçi bir geleneğin ardıllarıyız’ sözleri ile ardılları yollarına devam edecek ama daha güçlü olarak. Çünkü biz, bu saldırıların asıl amacının halkların haber alma hakkına yönelik olduğunu bilenler olarak diyoruz ki; sizler saldırdıkça biz gazeteciler, halkların haber alma hakkına sahip çıkanlar olarak daha da çoğalacağız.” 

‘Saldırılara dur deyin’

Gazetecilere dönük saldırılara karşı tüm uluslararası basın örgütlerine tutum alma çağrısında bulunan Hacıoğlu, sözlerini şöyle noktaladı: “Her yıl yayınladığınız düşün ve ifade özgürlüğü sıralamasında giderek geriye düşen bir ülkede çalışan gazeteciler olarak, bizlere yönelik bu saldırılara karşı sizleri tutum almaya çağırıyoruz. Sessizliğin daha çok cesaret verdiğini bilerek, haber alma hakkı ve gazetecilik mesleği için bu saldırılara dur deyin ve yanımızda olun!”

Açıklama, “Susma, sustukça sıra sana gelecek”, “Şehid namirin” sloganlarıyla son buldu.