Tahran- Sumeye Reşidi, Tahran’ın Cevadiye Mahallesi’nde 24 Nisan’da gözaltına alınıp tutuklandı ve Veramin’deki Karçak Cezaevi’ne gönderildi.

Siyasi tutsak Sumeye Reşidi’nin sağlık durumunun kötüleşmesi ve sık sık nöbet geçirmesi üzerine Mefteh Hastanesi’ne nakledildiği belirtildi.

Ailesi yaşamından endişe duyuyor

Ailesi, Sumeye  Reşidi’nin hayatından ciddi şekilde endişe duyduğunu ifade etti.

Sumeye Reşidi, 26 Nisan’da 15 Haziran Gözaltı Merkezi’nden Evin Cezaevi’nin kadınlar bölümüne, ardından 23 Haziran’da İsrail’in Evin Cezaevi’ne düzenlediği saldırı sonrası Karçak Cezaevi’ne gönderildi. Yakın kaynaklar, Sumeye Reşidi’nin gözaltına alınırken şiddete maruz bırakıldığını ve aylardır baş ağrısı ile fiziksel sorunlardan şikâyet ettiğini bildirdi.

Ancak cezaevi doktorları, Sumeye Reşidi’nin sağlık taleplerini “numara yapmak” olarak nitelendirerek yalnızca sinir ilaçları reçete etti.

Şu anda doktorlar, Sumeye Reşidi’nin bilinç seviyesini 5 olarak değerlendiriyor ve bu seviyenin 3’e düşmesi durumunda ölüm riskinin ciddi olduğunu belirtiyor. Bu arada, Sumeye Reşidi’nin ailesi, yetkililerin hastaneye nakil nedenini “intihar girişimi” olarak göstermeye çalıştığını söylüyor.

Sumeye Reşidi, daha önce 2009 yılında da gözaltına alınmıştı. Bir Milyon İmza Kampanyası aktivisti olan Sumeye Reşidi, kadın çalışmaları alanında yüksek lisans yapması engellenen “yıldızlı öğrenciler”den biriydi.

Hastaneye sevk için para talep ediliyor

Daha önce Karçak’taki kadın siyasi tutsaklardan bir grup, Yargı Erki Başkanı’na yazdıkları mektupta, siyasi görüşleri nedeniyle haklarının ihlal edildiğini belirtmişti. Ayrıca, cezaevi yetkililerinin hastaların tedavi merkezlerine sevk edilmesi için ailelerden para talep ettiği bildiriliyor; bu uygulama, aralarında 60 siyasi tutsağın da bulunduğu 1200’den fazla tutuklunun hayatını tehdit ediyor.

Ölümlere yol açabilir

Karçak Cezaevi’nde daha önce bulunan bir mahkûm, ilaçların uzman doktor teşhisi olmadan mahkûmlara verildiğini ve bu durumun bazı vakalarda hastalıkların ağırlaşmasına, hatta ölümlere yol açtığını ifade etti.

İnsan hakları örgütleri, siyasi tutsakların tedaviden mahrum bırakılmasının İran’da onları susturmak ve baskı altına almak için bir araç olarak kullanıldığı konusunda defalarca uyarıda bulundu.