Serêkanîyêli göçmenler: Bir gün onurlu bir şekilde evlerimize döneceğiz
Türk devleti ve çetelerinin saldırıları nedeniyle Newroz Kampı’na göç etmek zorunda kalan kadınlar, çadırlarda yaşadıkları zorluklara dikkat çekerek, bir gün topraklarına dönme umuduyla her koşula direndiklerinin altını çizdi.
ŞÊRÎN MUHAMED
Qamişlo- Türk devleti ve çetelerinin işgal ettiği Kuzey ve Doğu Suriye’nin Serêkanîyê kentinden Qamişlo kentinin Dêrîk ilçesinde bulunan Newroz Kampı’na göç eden kadınlar, tüm zorlu koşullara rağmen bir gün topraklarına dönme umuduyla yaşıyorlar.
Newroz Kampı’nda 2019 yılından bu yana yaşayan Raja Abdo, kamp yaşamının zorluklarına dikkat çekti. Raja Abdo, “Türk devletinin Serêkanîyê’ye yönelik işgalinden sonra topraklarımızdan göç etmek zorunda kaldık. Yaşadığımız topraklardan göç etme anları bizler için çok zordu. Kampta yaşamanın ne kadar zor olduğunu kelimelerle anlatmak imkansız. Ne bir mutfağınız ne bir oturma odanız ne de duş alabileceğini bir banyonuz var. Yazı ayrı kışı ayrı bir dert. Tüm zorluklara dayanıyoruz ve tek umudumuz bir gün topraklarımıza geri dönmektir. Çocuklarımızla birlikte güven içinde yaşamak her annenin hayalidir. Güçlerimizin ve sesimizi duyan vicdan sahibi herkesin, sağ salim geri dönmemize ve yerinden edilme hikâyemizi bitirmemize yardımcı olmasını umuyoruz” ifadelerinde bulundu.
‘Evlerimize dönmek istiyoruz’
Kamp sakinlerinden Avin Mustafa ise, çadırının önünde yerinden edilmenin ve yaşadığı zorlukları şöyle anlattı:
“Kışın soğuğundan, yazın sıcağından bizi korumayan bu kamplarda 5 yılı tamamladık. Kamp rahat değil, çünkü çok zorlanıyoruz. Evlerimize dönmek istiyoruz. Tüm yerinden edilmiş insanların talebi topraklarına geri dönmek ve bu çadırlardan kurtulmaktır. Dünya, yerinden edilmişlerin acısını görmezden geliyor, günlük acılarımıza ya da normal bir hayat yaşama umudumuza aldırış etmiyorlar. En temel haklarımızdan mahrum bırakıldık. Kadınlar çadırlarda birçok mağduriyet yaşıyor. Kamplarda özellikle kadınlar için bir mahremiyet alanı yok. Özellikle de hamile kadınlar çadırların altında iki kat acı çekiyor ve birçok zorlukla karşı karşıya kalıyorlar. Kadınlar çocuklarını zorlu kamp yaşamının ortasında büyütmek zorunda kalıyor. Çamaşır yıkadığımız yerler ve mutfak çadırlardan uzakta. Çadır altında hayat başka ve çok zorlu. Çadırlar ne kış koşullarına ne de yaz koşullarına uygun değil. Çocuklarımız çoğu zaman fırtına seslerinden dolayı korkuyorlar. Ancak tüm bu zorluklara karşı evlerimize dönme umuduyla yaşıyoruz. Çocuklarımızla birlikte bir gün evlerimizle döneceğiz ama onurlu bir şekilde.”