Selay Ghaffar: Afgan kadınlar Taliban rejimine asla teslim olmayacak
Afganistan’da ülke yönetimini ele geçiren Taliban, kadın aktivistleri katlediyor ve kadınlara yönelik her türlü baskı politikalarını uyguluyor. Tüm bu korkutma politikalarına rağmen kadınlar direnişlerini sürdürürken, Afganistan Dayanışma Partisi Merkez Komite Üyesi ve Parti Sözcüsü Selay Ghaffar, Afgan kadınların Taliban rejimine asla teslim olmayacağının altını çizerek, “Afgan kadınların sesini Taliban gibi gerici gruplar susturamayacak, mücadeleleri devam edecek. Zulmün olduğu yerde direniş vardır” dedi.
SAMİRA SALAVATİ
Haber Merkezi – Taliban'ın yeniden ortaya çıkmasıyla birlikte Afgan kadınlar 20 yıl öncesinde bıraktıklarını düşündükleri yeni bir kabusa 15 Ağustos 2021 tarihinde tekrar uyandı. Verdikleri “ılımlı” mesajlara rağmen yönetime geldiğinden bu yana Afgan kadınların okul, iş yaşamı ve toplumsal yaşamdan el çektirilmeye çalışıldığı bariz şekilde uygulamalarla ortada. Kadınlar, Taliban’ın gerici uygulamalarını protesto etmek için sık sık yaptıkları eylemselliklerle gündeme gelirken, dünyanın tüm maruz kaldıkları uygulamalara gözlerini kapattıklarını ve kayıtsız yaklaşıldığı eleştirisini de yapıyorlar. Afgan kadınların neredeyse gerçekleştirdikleri birçok protestoya izin verilmezken, gazetecilerin çekim yapması engelleniyor, şiddet uygulanıyor ve kadınlara karşı yıldırma amaçlı fiziki şiddet kullanılıyor. Kadın aktivistler “faili meçhul” şekilde katlediliyor ve saldırıları üstlenen ise olmuyor. Afganistan’da yaşananları ve kadınların gündemlerini Afganistan Dayanışma Partisi Merkez Komite Üyesi ve Parti Sözcüsü Selay Ghaffar’dan dinliyoruz.
“Kadına şiddet arttı”
Selay Ghaffar, öncelikle ülkesinin ve dünyanın geçtiği bu zor koşullarda kadınların özgürlüğü ve çeşitli biçimlerde baskı ve barbarlıktan kurtulmak için mücadele eden dünyanın tüm devrimci kadın savaşçılarına selam gönderdi. Dört Afgan kadın aktivistin katledilmeden öncesinde de Taliban’ın uygulamalarını herkesin bildiğini ve gördüğünü söyleyen Selay Ghaffar, “Cinsiyet ayrımcılığından, yasaklara ilk kurbanlar kadınlardı. Kadınların çalışmaları yasaklandı. Bankalar, ofisler, okullarda çalışmak yasaklandı, kadınların okula gitmesi yasaklandı. Şüphesiz kadına yönelik şiddet, kuşku götürmez bir şekilde arttı. Kadınların kırbaçlanması, taşlanması halen bazı illerde yaygın şekilde uygulandığını biliyoruz. Mezar-ı Şerif’te katledilen kadınların ailelerine başsağlığı ve sabır diliyorum. Kadınlara ve özellikle kadın aktivistlere yönelik katliam haberlerini almaya devam ediyoruz. Son olarak Herat Kadın Hapishanesi’nde yetkili bir kadın öldürüldü. Bu tür cinayetler hepimize Taliban’ın kadınlara yönelik ideolojisinde ve pratik uygulamalarında bir değişikliğin olmadığını bariz şekilde gösteriyor” dedi.
“Kadın düşmanı ideolojilerine devam ediyorlar”
Taliban’ın ülke yönetimine geldiğinde halkın sempatisini kazanmak için genel af ilan ettiğini, ancak bu genel af ile birlikte kadınlara yönelik işlenen suçlardan yargılanan çok sayıda kişinin de dışarıya salınmış olduğunun altını çizen Selay Ghaffar, “Sahte yüzler takarak genel af ilan ettiler. Yaşanan ve artarak devam eden cinayetlerden anlıyoruz ki, bu hiç kimsenin umurunda bile değil. 1990’lı yıllarda Taliban iktidarda iken Ortaçağ’ı yaşattılar ve kadın karşıtı düşmanlığı ideolojilerine de bugün hala devam ediyorlar. Bugün bile kadınlara karşı işlenen tüm cinayetlerden kendilerini beraat ettirmeye çalıştıklarını, kendilerini suçsuz göstermeye çalıştıklarını görüyoruz, sanki bunu yapmamış gibi yaptıklarını ve hatta hiç haberleri yokmuş gibi bir tutum sergiliyorlar. Cinayetlerin faillerini bulup cezalandıracaklarını söylüyorlar ama tüm bunların yalan ve yanlış olduğunu dünya biliyor” diye belirtti.
"Kadınların cesur protestoları Taliban’ı korkutuyor"
Taliban’ın bir kadın düşmanı olduğunu altını çizen Selay Ghaffar, sözlerine şöyle devam etti: "Taliban'ın kadınların bir numaralı düşmanı olduğuna ve kadınların gücünden ve kabiliyetinden korktuğuna şüphe yok. Kadınların mücadelelerini nasıl engellemeye çalıştıklarını da görüyoruz. Daha geldikleri ilk günlerde iktidara el koyduklarında Taliban'a karşı çıkan ve Taliban'a karşı mücadelesini ilan eden ilk güç Afgan kadınlarıydı ve protestolar bugüne kadar devam ediyor. Kadınların savaşmasını, her şekilde engellemeye çalışıyorlar. Medyayı yasaklamaya, gazetecileri dayaktan geçiriyorlar. Sırf Afganistanlı kadınların sesi dünyaya yansımasın diye. Mücadeleye katılanları tespit etmeye ve onları öldürmeye çalışıyorlar. Aslında bunun en bariz örneği Taliban uygulamalarına karşıtlığı, muhalif ve aktif kimliği ile bilinen Forouzan’dır. Mezar-ı Şerif'teki gösterilere katılan kadın savaşçılardan biri olarak anı anıyoruz. Taliban’ı kadınların cesur protestoları şoke ediyor ve korkutuyor” ifadelerinde bulundu.
“Kadınlar hiçbir zaman sessiz kalmadı”
Kadın katliamları ve aktivistlere yönelik suikastler ile ülkede baskı ortamının oluşturulmak istendiğini kaydeden Selay Ghaffar, şunları belirtti: “Taliban’ın tüm toplumun bu şekilde yaşamasını istediğini de göz ardı etmemeliyiz. Ya da kadın hareketine katılın ve halkın kendilerine karşı olan nefretini çok iyi bilen Taliban'a karşı savaşın. Kadın hareketinin bir gün yayılacağına ve toplumu tamamen etkileyeceğine inanan Taliban güçleri, halkı ‘zulme karşı sessiz kalınsın’ diye toplumu kontrol etmeye ve bastırmaya devam ediyor. Afganistanlı kadınların hiçbir zaman sessiz kalmadıklarını, her durumda ve her yerde haklarını savunduklarını ve mücadelelerini sürdüreceklerini asla unutmamalıyız.”
"Kadınlar hiçbir koşulda mücadelelerinden vazgeçmemeli"
Afganistan'daki kız çocuklarının eğitimiyle ilgili olarak ta konuşan Selay Ghaffar, “Taliban, kız ve erkek çocuklar arasında bir engel olması koşuluyla kız çocukları için altıncı sınıfa kadar okula dönme sözü verdi, ancak bu düzeydeki vaatleri gerçekleşmedi” diyerek, Taliban’ın sözlerini tutmadığını belirtti.
Selay Ghaffar, kız çocuklarının halen okula gidemediklerini, kadın öğretmenlerin ise iş başı yapamadıklarını da ekliyor sözlerine. Selay Ghaffar, “Kadınlar hiçbir koşulda mücadelelerinden vazgeçmemeli. Çünkü vazgeçilirse yarın Taliban’ın istediği gibi toplum yaratılır ve karanlık günler hiç aydınlanmamacasına karanlığa gömülür” dedi.
“Zulmün olduğu yerde direniş vardır”
"Bugün Afganistan'da gördüğümüz gibi, Taliban tarafından temsil edilen İslami köktencilik adı verilen bir virüs kadınları evlerinin dört duvarına hapsetti, özgürlüklerinden mahrum etti ve durumlarını daha da kritik hale getirdi" diyen Selay Ghaffar, Taliban’dan reform yapma, değişme, modernize olma beklentisine sahip olanların beyhude bir düş gördüklerine dikkat çekti. Bütün dünyanın Taliban’ın topluma refah getiremeyeceğini bilmeleri gerektiğini sözlerine ekleyen Selay Ghaffar, bu Ortaçağ grubunun insanlık dışı egemenliğine, davranışlarına karşı mücadele edilmesi gerektiğini söyledi. “Kadınlar olarak bu mücadele başta bizim görevimizdir” diyen Selay Ghaffar, son olarak, "Afgan kadınlar Taliban rejimine asla teslim olmayacak. Afgan kadınların sesini Taliban gibi gerici gruplar susturamayacak, mücadeleleri devam edecek. Zulmün olduğu yerde direniş vardır, bu yüzden dünyadaki tüm ezilen uluslar için özgürlük ve zafer umuduyla...” diyerek, sözlerini noktaladı.