‘Savaşın ağır yükü kadınların omuzunda’
Savaş ve çatışma bölgelerinde kadınlar, insanlık dışı muameleler ve sömürü gibi birçok ihlale maruz kalıyor. Psikiyatrist Maysa Hasairi, farkındalık yaratmanın ve eğitimler vermenin, özellikle genç nesilleri bilgilendirmenin önemini anlattı.
İHLAS HAMRUNİ
Tunus- Savaş ve çatışmaların sürekli yayıldığı bir ortamda kadınların birbirine destek olması, kadın dayanışmasının önemi her geçen gün artıyor. Erkek aklının çıkardığı savaşlara karşı en büyük silah kadınların ortak mücadelesi. Çünkü çatışmaların arttığı ortamlarda kadınlara dönük suçlar, fiziki ve psikolojik şiddet biçimleri sürekli artıyor.
Psikiyatrist Maysa Hasairi, Filistin ve Lübnan gibi sürekli çatışma ve kanlı savaşların yaşandığı bölgelerin, "gerilimi yüksek bölgeler" olduğunu ve burada güvensizlik ortamının hüküm sürdüğünü, bu durumun şiddeti teşvik ettiğini ve tüm vatandaşları etkilediğini belirtti. Maysa Hasairi bu tür şiddet ortamlarının insanların başka bölgelere kaçmak zorunda kalmalarına yol açtığını kaydetti.
Maysa Hasairi kadınların sürekli savaş ve çatışmaların yanı sıra ataerkil zihniyetten kaynaklı zorlandıklarını ve bu bölgelerde daha fazla şiddet ve ayrımcılığa maruz bırakıldığını belirtti. Maysa Hasairi sözlerine şöyle devam etti: "Kadınlar, özellikle temel hijyen ve sağlık malzemelerinden bile yoksun kalmaktadırlar; hatta bazıları regl dönemi için gerekli hijyenik ürünlere bile ulaşamıyor.”
'Birçok kadın zorla evlendiriliyor’
Savaş bölgelerinde yaşayan kadınların içme suyu ve elektrik gibi temel ihtiyaçlardan mahrum kaldıklarını vurgulayan Maysa Hasairi bu kadınların keyfi gözaltılara, cinsel şiddete ve diğer ihlallere uğradıklarını da ifade etti. Maysa Hasairi kadınların, insani koşulların yetersizliği ve sosyal politikaların eksikliği nedeniyle koruma alamadığını dile getirerek, " Birçok kadın zorla evlendirilmek veya eğitimlerinden vazgeçmek zorunda kaldı" dedi.
Maysa Hasairi sağlık hizmetlerinin azlığı nedeniyle hamile kadınların yüzde 60'ının yaşamını yitirdiğine dikkat çekerek, şunları söyledi: "Bu ölümler, çoğunlukla önlenebilir olaylar sonucu yaşanmaktadır; eğer bu kadınlar savaşsız ve güvenli bölgelerde yaşasalar, basit sağlık hizmetleri sayesinde hayatta kalabilirlerdi."
Kadınların savaşlardan birçok biçimde etkilendiğini dile getiren Maysa Hasairi bu etkilerin "çok yönlü" ve "farklı" olduğunu belirterek, "Çoğu araştırmaya göre savaşlar kadınların psikolojisi üzerinde olumsuz etki yaratıyor. Kadınlarda aşırı endişe, korku ve panik geliştiriyor" dedi.
'Yerinden edilen kadınlar düşük ücretli işlerde çalışmak zorunda kalıyor'
Maysa Hasairi, özellikle savaş alanlarında kadınların ekonomik olarak çalışmadığını, erkeklere ve aileye bağımlı olduklarını söyledi ve şöyle devam etti: "Kadınlar genellikle başlarına gelen felaketler nedeniyle gelir kaybı yaşıyor ve çocuklarını geçindirme noktasında ciddi sıkıntılar yaşıyor. Zorla yerinden edilen kadınlar da çoğu zaman zor ve düşük ücretli işlerde çalışmak zorunda kalıyor."
"Savaşlarda kadınlar aile için önemli bir faktör haline geliyor genelde erkekler savaşa katılıyor" diyen Maysa Hasairi, kadınların evin ihtiyacını karşılamak ve çocukların bakımını tek başlarına üstlenmek zorunda kaldığını bu durumunda onları zorladığını sözlerine ekledi.
'Tunuslu kadınların etkilendikleri farklı durumlar var'
Maysa Hasairi, "Tunuslu kadınlar, coğrafi olarak savaş bölgelerinden uzak olsalar da sosyal medyada yayılan savaş görüntüleri ve videoları nedeniyle psikolojik olarak etkileniyorlar. Birçok kadın bu görüntülere büyük empati duyuyor ve bu, onların suçluluk duygusu ve çaresizlik hissetmelerine yol açabiliyor" dedi.
Tunus’ta yaşayan kadınların, barış ortamında, savaş bölgelerinde yaşayan kadınların haklarını savunmak ve insan hakları konusunda farkındalık yaratma konusunda büyük bir rol oynadıklarını belirten Maysa Hasairi, kadınların birçok savaş karşıtı faaliyette yer aldığını ve insan hakları konusunda bilincin artmasına katkı sağladığını söyledi. Ayrıca Tunuslu kadınların, savaş bölgelerindeki kadınların mücadelesini destekleyen eylemler düzenlediğini aktaran Maysa Hasairi, "2023 Kasım ayında 'sessiz yürüyüş' gibi etkinlikler gerçekleştirdiler. 2024 Mart ayında ise Dünya Kadınlar Günü'ne özel olarak birçok kadın örgütü, savaş bölgesindeki kadınların karşılaştığı ihlallere dikkat çekmek için gösteriler düzenledi. Farkındalık yaratma, eğitim ve psikolojik destek sunmak, özellikle genç nesillere savaş ve insan hakları konularında bilgiler vermek önemlidir” diye kaydetti.