SORGUL ŞÊXO 

Hesekê – Til Ruman, Habur Nehri kıyında Hesekê ile Til Temir arasında bir Süryani köyü. 33 Süryani köyünden biri olan Til Ruman’daki kilise IŞİD saldırıları nedeniyle büyük bir zarar gördü. Kilisenin yanı sıra yurttaşların evleri de yıkıldı ve talan edildi. Ayrıca köy okulu da savaştan nasibini aldı. Köyün içinden geçtiğiniz zaman saldırıyı, Süryani yurttaşların göçünü, kilise çanının durmasını, savaş ve çatışma görüntülerini, kaçırılan Süryani kadın, çocuk, yaşlıların çığlıklarını hissetmemek elde değil. Bütün bunlar bir film şeridi gibi insanın gözlerinin önünde geçiyor.  

Halklar birlikte yaşıyor 

Yaşanan savaş nedeniyle Süryanilerin büyük bir kısmı Avrupa’ya göç ederken, birkaç Süryani aile hala bu köyde yaşama tutunmaya devam ediyorlar. Bu aileler kiliseye bağlı dini ayinler ve törenleri yerine getiriyorlar. Şimdilerde kilise çanı yenden çalmaya başlamış. Günde üç kez kilisenin çanını duyarsınız. Bu köy Serêkaniyê, Til Temir ve Zirgan köylerinden göç eden yüzlerce kişiye kucak açmış ve birlikte yaşam sürüyorlar. Saldırılar başladığında köye sığınanlar evlere yerleştirilmiş ancak son zamanlarda gelenler boş ev olmadığı için hayvanlarıyla birlikte çadırlarda kalıyorlar. Bu kişiler bir gün kendi köylerine dönebilmenin umudunu hala diri tutuyorlar.  

Şimdi çadırda yaşıyorlar 

Cemila Ebdellah'ın ailesi de ev ve mülk sahibi olan, ancak saldırılar nedeniyle evsiz ve barksız kalan ailelerden. Şimdi 6 metrelik bir çadırda 10 çocukla yaşıyorlar. Köylerinden göç ettikten sonra iki yıl Til Şinan köyünde kalıyorlar ve yaklaşık 5 aydır da Til Ruman'da yaşıyorlar. 

Köyü yeniden canlandırıyorlar  

IŞİD’in saldırıları sonucu kalan kalıntılar ile çadırlarını ayakta tutmaya çalıştıklarını ifade eden Cemila Ebdellah, “Yıkılan kalıntıları toplayarak çamur ile dört duvar yaptık. Süryaniler saldırlar sonucunda köylerinden göç ettiler. Bizde köyü şimdi yeniden yeşertiyor ve canlandırıyoruz. Yıkılan evlerden çadırlar yaptık. Hayvanlarımızı, kendimizi ve çocuklarımız için sığınak yaptık” dedi. Çadırda 10 kişi kaldıklarını dile getiren Cemila Ebdellah, sobalarının olduğunu ancak kendilerini ısıtmadığını ifade etti. Cemila Ebdellah, ayrıca yakıt fiyatlarının yüksek olmasından da yakındı.  

Kuraklık hem onları hem hayvanlarını etkiliyor  

Bu yıl yağmurun az olduğunu ancak yağmur yağdığında çadırlarının damlattığını dile getiren Cemila Ebdellah, “Bu nedenle bütün elbiselerimiz ve yataklarımız ıslanıyor.  Bazen su basıyor. Hayvanlarımız da kuraklıktan bu yıl zarar gördüler. Yağmur yağmadığı için yeşillik yok. Hayvanlar otlanamıyor.  20 baş hayvan sayesinde yaşayabiliyoruz. Hayvanlarımızı da yıkılan yerlerde besliyoruz” diye konuştu.  Ekim yapacak toprağın olmadığını sözlerine ekleyen Cemila Ebdellah, “Eskiden geçimimizi tarım ile yapıyorduk. Ancak iki yıldır bir şey ekemiyoruz. Tabi tek başına bu değil. Eğer köyde biri yaşamını yitirirse onu gömecek bir yer bulursak bu bile iyi. Ülkemizi göç edip padişahlar gibi yaşayabiliriz. Ama biz toprağımızın özlemi ile yaşamak istemiyoruz. Toprağımızı terk etmeyeceğiz. Kendi köyümüze dönmek istiyoruz” diye belirtti