Sanatta tekelleşme: Bağımsız sanatçılar sahneden dışlanıyor
Sine’de sanatçılar, sanat alanındaki mafyalaşma ve nüfuzlu kişilerin tekelleştirdiği izin ve fırsatlara karşı ses yükseltiyor. Bağımsız sanatçılar, sistem yanlısı olmayanların sahneden dışlandığını belirterek, özgür ve adil bir sanat ortamı istiyor.

MARÎA KADÎMÎ
Sine- Rojhilat Kürdistan şehri olan Sine’de sanatçılar, sanatsal üretim alanında derinleşen tekelleşme ve “sanat mafyası” olarak adlandırdıkları grupların baskısıyla karşı karşıya.
Sergiler ve festivaller üzerindeki bu kontrol, bağımsız sanatçıların görünürlüğünü sınırlıyor. Sanatçılar, yetenek ve emek yerine bağlantıların ön plana çıkarılmasına tepki göstererek özgür ve adil bir sanat ortamı talep ediyor.
Sanat içerisinde tekelleşme sanatçı topluluğunun küçük bir kısmını oluştursa da festivallerin, atölyelerin, sergilerin ve kentteki reklamların düzenlenmesinde önemli bir rol oynuyor.
Buna karşılık, deneyimli ve bağımsız sanatçılar çoğunlukla küçük atölyelerde çalışmalarını sürdürüyor ve görünürlük ya da mesleki gelişim için sınırlı imkânlara sahip oluyorlar. Sanatçıların bağımsız kalmayı ya da bu gruplara katılmayı tercih etmeleri, meslekî yolculuklarını ve toplumla ilişkilerini doğrudan etkileyebiliyor.
‘Tüm izinler belli kişilerin elinde’
Sine kentinin karikatüristlerinden Şîda Fedai, sanat alanındaki nüfuzlu kişiler hakkında şunları söylüyor:
“Karikatür alanında her şey birkaç kişinin elinde. Karikatür evinde de hükümete bağlı kişiler var ve tüm planlamalar onların kontrolünde. Sadece onların belirlediği kişiler faaliyet gösterebiliyor. Bu grup şeffaf ya da onurlu değil, sistemin parçası.”
Yetenek, liyakat ve faaliyetlere göre insanların çalışma hakkı bulması gerektiğini vurgulayan Şîda Fedai sözlerine şöyle devam ediyor:
“Amaç bu olmalı, sisteme bağlılık değil. Neyse ki bağımsız ve dürüst çalışan bazı gruplar var; düzenledikleri sergiler hem kaliteli hem özgür oluyor ve kimse buna itiraz edemiyor.”
Sanatta tekelleşme ve bağımlılık
Şîda Fedai, bazı sanatçıların belirli alanları tekelleştirdiğini ve başkalarının o alanlara girmesine izin vermediğini, bazılarının ise tamamen devlete bağlı çalıştığını ifade ederek, “Ya onların yanına katılmak zorundasınız ya da sahneden çekileceksiniz. Ama çoğu destek gören kişi ne gerçek uzmanlığa ne de güçlü bir özgeçmişe sahip. Halk onları sanatçı sanabilir ama gerçek sanatçılar eserlerindeki eksiklikleri açıkça görüyor” diyor.
Kısıtlı sanat ortamı
Karikatür ve çizim alanında bağımsız kalanlar, sistem yanlısı kişilerin atölyelerine katılmadıklarını, onların elindeki izinleri de talep etmediklerini söylüyor. Ancak bu durum, sanatçılar için görünürlüğün neredeyse yalnızca dijital medya aracılığıyla mümkün olduğu kapalı bir alan yaratıyor.
Şîda Fedai, bu duruma resim alanından örnek vererek şöyle diyor:
“Bazı ressamlarımız hiperrealist tarzlarda uluslararası ölçekte tanınabilecek kadar güçlü işler yapıyor. Ama resim alanındaki mafyalaşma yüzünden ne görülüyorlar ne de sergi açabiliyorlar.”
Bağımsız sanatçılara uygulanan baskı
Festivallerde veya sergilerde başarı elde eden bağımsız sanatçıların da görmezden gelindiğini anlatan Şîda Fedai, şöyle devam ediyor: “Ben bağımsız bir festivalde derece aldım ama ismim hiçbir yerde anılmadı. Oysa bu, kent için büyük bir onurdu. Eğer sistemin yanlısı değilseniz ya yok sayılıyorsunuz ya da çeşitli baskılarla sahneden uzaklaştırılıyorsunuz.”
Gelecek için bağımsız dayanışma
Şîda Fedai, çıkış yolunun bağımsız sanatçıların dayanışmasından geçtiğini vurguluyor ve şöyle devam ediyor:
“Bir araya gelmeliyiz. Dağınıklık kimseye fayda getirmez. Özgür ve bağımsız sanatçılar için bir alan oluşturulmalı. Biz başka bir mafya yaratmak istemiyoruz, aksine sanatçılar için adil ve bağımsız bir ortam kurmalıyız. Bu, sanatın geleceği için bir başlangıç olmalı. Biz susarsak, gelecek kuşaklar da aynı acıları çekecek.”
Bağımlı olmamak için…
Bir grafik tasarımcı ve reklamcı olarak konuşan başka bir sanatçı, şunları aktarıyor:
“Ben bugüne kadar bağımsız kaldım ve yalnızca küçük işletmelerle, fabrikalarla ve özel şirketlerle çalıştım. Sistemle bağlantılı kişilerin reklam işlerini almadım. Ama bazı kişiler tüm şehirdeki tabelaları ve panoları ellerinde tutuyor. Böyle bir ortamda ya bağımlı oluyorsun ya da küçük bir çemberde sıkışıp kalıyorsun.”