‘Salı Günü İdama Hayır’ kampanyasından çağrı: İdamlara karşı ortak direniş

İran’da idamlara karşı yürütülen "Salı Günü İdama Hayır” kampanyası, 76’ncı haftasında devam ediyor. Tutuklular artan idam cezalarına dönük çağrı yaparak, “İran halkı, direniş yolunu özgürlük ve kurtuluşa ulaşana dek sürdürecektir” dedi.

Haber Merkezi- İran’da idam cezasına karşı direnişin simgesi hâline gelen “Salı Günü İdama Hayır” kampanyası, bu hafta 76’ncı haftasına girerken ülke genelinde 47 farklı cezaevinde tutukluların katıldığı geniş çaplı bir açlık greviyle devam etti. Grevdeki tutuklular, idam cezalarındaki korkutucu artışa ve devletin ölümcül baskı politikalarına karşı tepkilerini dile getirdi.

Kampanyaya katılan tutukluların yayınladığı açıklama şu şekilde:

“Öncelikle, 1999 Temmuz ayında gerçekleşen Öğrenci Ayaklanmasının yıl dönümünde, bu ayaklanmada yaşamını yitirenleri saygıyla anmayı görev biliyoruz. Her ne kadar bu isyan vahşice bastırılmış olsa da, sonraki yıllarda — 2009, 2017, 2019 ve 2022’de — devam eden halk protestolarının öncüsü oldu ve halkın özgürlüğe ve kendi kaderini tayin hakkına ulaşana dek bu mücadele sürecektir.

‘Salı Günü İdama Hayır’ kampanyasının üyeleri olarak, ülke genelinde artan idam dalgası ve yoğunlaşan güvenlik baskılarına karşı derin endişe ve öfkemizi ifade ediyoruz. Sadece Temmuz 2025’in başından bu yana, İran’da en az 24 kişi idam edilmiştir. 2025 yılı başından itibaren ise toplam idam sayısı 428’e ulaşmıştır. Bu korkutucu rakamlar, İran’daki sistematik ve ağır insan hakları ihlallerinin yalnızca bir bölümünü yansıtmaktadır.

Kadınlar ve gençler katledildi

Yeni idam dalgasının yanı sıra, bu hafta halkı hedef alan ölümcül baskı ve şiddet olayları da yaşandı. Örneğin, Hamedan’da iki genç güvenlik güçlerince öldürüldü ve Sistan-Beluçistan eyaletinin Hoş kasabasına bağlı Gunich köyünde kadınlara yönelik silahlı saldırı sonucu iki kadın hayatını kaybetti. Bu olaylar, rejimin kadın düşmanı yapısının ve halkın öfkesinden duyduğu korkunun açık göstergesidir.

Bu bağlamda, Birleşmiş Milletler’in İran Özel Raportörü Maja Sato, 4 Temmuz 2025 tarihinde İran rejiminin bölgesel çatışmaları kullanarak etnik ve dini azınlıklar ile siyasi muhalifleri bastırdığına dair ciddi uyarılarda bulunmuş ve uluslararası hukuk çerçevesinde tüm yurttaşların temel haklarının korunması gerektiğinin altını çizmiştir. Maja Sato, İran rejimini sistematik baskıları sürdürmekle suçlamıştır.

Kampanyamız ayrıca, 2022 protestolarında gözaltına alınan beş Kürt siyasi mahkûm — Rezgar Beygzade Babamiri, Pejman Sultani, Soran Qasemi, Kawe Salehi ve Teyfur Selimi Babamiri — hakkında verilen idam cezalarını şiddetle kınıyor. Bu insanlık dışı kararlar adil yargılamadan yoksundur ve beş kişi toplamda 12 kez idama mahkûm edilmiştir!

Kamuoyuna çağrı

Kampanya olarak uluslararası toplumu, insan hakları örgütlerini ve özgürlük yanlısı kamuoyunu, özellikle çifte vatandaşlığa sahip mahkûmların durumuna karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz. Bunlardan biri olan Ahmadreza Celali, Evin Cezaevi’ne yönelik bombardıman sırasında güvenlik güçlerince kaçırılmış, uzun yıllar süren tutukluluğun ardından şimdi orta çağ zihniyetini andıran bir idam cezasıyla karşı karşıyadır. Toplumun bu tür örneklerde sessiz kalmaması ve devletin yıldırma politikalarına boyun eğmemesi, yaşam hakkını savunma noktasında hayati önemdedir.

Ayrıca insan hakları savunucularını ve ilgili kuruluşları, cezaevlerindeki durumun şeffaflaştırılması için baskıyı artırmaya, mahkûmları ziyaret etmeye ve siyasi tutuklularla görüşmeye davet ediyoruz. Sürgün edilen siyasi mahkûmların Tahran Büyük Cezaevi ve Karçak Cezaevi’ndeki koşullara dair tanıklıkları, cezaevlerinde hüküm süren insanlık dışı durumu sadece kısmen ortaya koymaktadır. Başkentteki cezaevlerinin hali böyleyken, ülkenin diğer bölgelerindeki cezaevlerinde, özellikle isimsiz mahkûmlara yönelik işlenen suçların boyutunu tahmin etmek zor değildir.

Bizler, İran’daki tüm idam cezalarının derhâl kaldırılmasını talep ediyoruz ve inanıyoruz ki İran halkı, baskı altındaki diğer halklarla birlikte, bu direniş yolunu özgürlük ve kurtuluşa ulaşana dek sürdürecektir.”