Ruken Ergüneş: Bize ölümü reva gören sisteme karşı mücadele büyütülmeli
Türkiye’de gündemden düşmeyen kadın katliam haberlerine her gün yenileri eklenirken, Rosa Kadın Derneği’nden Ruken Ergüneş, bunun bir sistem sorunu olduğuna dikkat çekerek, kadınlara şiddeti, ölümü reva gören sisteme karşı örgütlü mücadelenin büyütülmesi çağrısında bulundu.
Amed – Türkiye’de kadınlara yönelik fiziksel, psikolojik, cinsel yada ekonomik şiddetin boyutları her geçen gün biraz daha büyüyor. Günde ortalama üç kadının katledildiği Türkiye’de, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu geçtiğimiz ay bir rapor yayınlamış ve sadece Ocak ayında 23 kadının erkekler tarafından katledildiğini açıklamıştı. Şubat ayının ilk iki haftasında da çok sayıda kadın katliam haberleri gündemde yerini aldı. Rosa Kadın Derneği’nden Ruken Ergüneş, Türkiye’de artan kadın katliamlarını değerlendirdi.
“Günde ortalama üç kadın katlediliyor”
Halen tekil bir sayı olarak kamuoyuna sunulan kadın katliamlarının bir cins kırımı haline geldiğini söyleyen Ruken Ergüneş, kadın katliamlarının artmasındaki en büyük payın sistemin kendisinde olduğunu kaydetti. Ülkede kadınların yok sayıldığını ifade eden Ruken Ergüneş, “Günde ortalama üç kadın katlediliyor. Bugün ülkede en büyük sorunlardan biri kadınların sistematik olarak ezilmesi ve yok sayılmasıdır. Sistem içerisinde kim olursa olsun hangi dili konuşuyorsa konuşsun hiç fark etmeden her alanda kadınlar adına karar alınmaya çalışılıyor” dedi.
“Uzaklaştırma kararları kadınları korumuyor”
Diyarbakır’da 15 Ocak tarihinde Gülistan Şaylemez’in kardeşi Abdullah Şaylemez tarafından katledildiğini belirten Ruken Ergüneş, sözlerine şöyle devam etti: “Diyarbakır’da önceki gün Gülistan adında genç bir kadın katledildi. Katledilen kadının koruma kararı da vardı. Bu koruma kararlarının artık kadınları korumadığını çok iyi görüyoruz. Her gün bir kadın katliamı haberi alıyoruz. Diyarbakır’da şüpheli kadın ölümleri ve kadın intiharları gün geçtikçe artıyor. Aynı günlerde farklı kentlerden ölüm haberleri geliyor. Biz buna artık kadın kırımı diyoruz. Her fırsatta kadınların kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmak istenmesi gündeme getiriliyor. Bütün bunlar aslında erkeklere bir mesajdır, biz bunu bu şekilde ele alıyoruz. Kadınların maruz kaldığı şiddete her alanda bir şekilde erkeklere cesaret verildiğini düşünüyoruz.”
“Yan yana durmazsak daha fazla kadın katledilir”
Ruken Ergüneş, kadınlara şiddeti, ölümü reva gören sisteme karşı örgütlü mücadelenin büyütülmesi çağrısında bulundu. Ruken Ergüneş, “Kadının bulunduğu her alanda yer alma süreci ülkeyi demokrasiye götürür. Ama bugün evlerde bile kadın-erkek eşitliğini kabul etmeyen bir erkek söz konusu. Ve bunu da sistem destekliyor. Bütün bunlar birbirini destekliyor. Biz kadın katleden zihniyetle buna karşı örgütlü mücadele yürüten kadınların sesini kesmek isteyen sistem arasında bir fark görmüyoruz. Artık kadın katliamlarını hiçbir şekilde gizleyemiyorlar. Biz buna karşı mücadele yürütüp yan yana durmazsak, daha fazla kadın katledilecek. Pandemi de bunun en büyük örneği oldu” diye konuştu.
“Var olan sistem sorunlu bir sistemdir”
“Bunlara karşı hangi alanda olursak olalım örgütleniyor ve öz savunmamızı oluşturmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullanan Ruken Ergüneş, kadınların söz hakkının elinden alındığı ülkede, ayrımcılığın en net halini bugünlerde hissettiklerini söyledi. Ruken Ergüneş, “Bugün sistem içerisinde muhafazakarlaşmanın işlemesi en fazla kadınları olumsuz etkiliyor. Neden çünkü bu politika kadınlar üzerinden şekilleniyor. Bu da kadınların söz hakkını elinden alıyor. Böylesi bir noktada ayrımcılığın gerçekleşeceğini biliyoruz. ‘Namus’ adı altında kadınlar katlediliyor. Dolayısıyla bu sistem sorunlu bir sistemdir. Bugün bu farkındalıkla eğer konuşmazsak bütün bu katliamları gerekçelendirme derdine girersek, mevzuyu anlamamış sayılırız” dedi.