Rojin Kabaiş’in kardeşi: Üç yıl kurduğu hayalini 2 gün yaşadıktan sonra intihar etmiş olamaz
Rojin Kabaiş’in ölümüyle ilgili cevaplanmamış sorulara dikkat çeken kardeşi Elif Kabaiş, “Üç yıl üniversiteye hazırlandı. Hayalini 2 gün yaşadıktan sonra intihar etmiş olamaz” diyerek, dosyadaki gizlilik kararının kaldırılarak, etkin soruşturma istedi.
MEDİNE MAMEDOĞLU
Amed- Wan'da, Seyyid Fehim Arvasi Kız Yurdu’nda kalan ve 27 Eylül’de şüpheli bir şekilde kaybolan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş'in cenazesi, 18 gün sonra Molla Kasım Mahallesi’nin sahilinde bulundu. Rojin’in cenazesinde darp izleri tespit edilirken, başlatılan soruşturmada savcılık gizlilik kararı verdi. Dosyadaki gizlilik kararı devam ederken, Adli Tıp Raporu’nun çıkmasının ardından olay “intihar” denilerek kapatılmak istendi. Oysa Rojin’in katledilmiş olma ihtimaline yönelik hala birçok şüphe giderilmiş değil.
Birçok cevapsız soru var
Rojin Kabaiş’in, kameralara takılan son görüntüsünde telefon görüşmesi yaptığı görülüyor. Cenazeyi tespit etmek için morga giden Kabaiş ailesinin aktarımına göre; Rojin’in bacağında, boğazında ve sırtında darp izleri vardı. Öte yandan cenazede iki erkeğin DNA örneği tespit edildi. Ancak kime ait olduğuna dair bulguya rastlanılmadı. Tüm bu soru işaretlerine dair henüz bir yanıt alınamamışken, Rojin’in ailesi kızlarının ölümünün intihar olduğuna inanmıyor.
Rojin Kabaiş’in kız kardeşi Elif Kabaiş ve dosyayı ilk günden beri takip eden Wan Barosu Kadın Hakları Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi Avukat Fatma Ülgen gizlilik kararının kaldırılmasını talep ederek, soruşturmanın şeffaf bir şekilde yürütülmesini istedi.
‘Yurt yönetimi ve oda arkadaşı bilgi vermedi’
Rojin’in en büyük hayalinin üniversiteye gitmek olduğunu ve yola çıktığı günde çok sevinçli olduğunu anlatan kız kardeşi Elif Kabaiş, o sevinçle üniversiteye giden birinin intihar etme olasılığının olmayacağını belirtti. Ablasıyla en son kaybolduğu akşam konuştuklarını ve ondan sonra bir daha haber alamadıklarını ifade eden Elif Kabaiş, yurdun kendilerine yaklaşık 18 saat sonra haber verdiğini söyledi. Geç gelen haber nedeniyle aramalara da geç başlandığına dikkat çeken Elif Kabaiş, yurt sorumlularının ve Rojin’in oda arkadaşının bu süreçte kendilerine herhangi bir bilgi aktarımında bulunmadığına dikkat çekti.
Yurt yönetiminin de bu olaydan sorumlu olduğunu vurgulayan Elif Kabaiş, “Kayıp haberinden sonra babam Batman’dan kalkıp Van’a gitti daha sonra da biz gittik. Olaya dair yurttan arkadaşları konuşmuyor, yurt müdürü kimseyi konuşturmuyor. Bu dosya ‘intihar’ denilerek kapatılmak isteniyor. Dosyada kısıtlılık kararı var ve biz hiçbir bilgiye de ulaşamıyoruz. Elimizde sadece ATK raporu var. Bu noktada oda arkadaşının bir şey bildiğinden şüpheleniyoruz. Bütün olasılıkları düşündüğümüzde ortada çok ciddi ihmaller söz konusu. Yurda saat 23.00’a kadar gelmeyen öğrenciler aranır, kimse cevap vermezse velisi aranır. Ama gelin görün ki 18 saat sonra bize haber verdiler” dedi.
Telefonu kaybolduğu 5’inci gün açıldı
18 gün boyunca ablasının telefonuna mesaj attığını belirten Elif Kabaiş, mesajların önce iletilmediğini, daha sonra kaybolduğu 5’inci günde mesajların görüldü olduğuna dikkat çekti. Elif Kabaiş, “Ancak yetkililer bize telefonun 8’inci günde açıldığını söyledi. Bulunan cenazesinde darp izleri vardı ama vücutta herhangi bir şişme yoktu. Yetkililer bize telefonu 8’inci gün açtıklarını söylüyor. Ama atılan mesajdan görüyoruz ki telefon 5’inci gün açıldı ama ‘açmadık’ dediler, bu noktada çok ciddi çelişkiler var” diye belirtti.
‘Hayalini 2 gün yaşadıktan sonra intihar etmiş olamaz’
“Ablam üç yıl boyunca üniversiteye hazırlandı. Hayalini 2 gün yaşadıktan sonra intihar etmiş olamaz” diyen Elif Kabaiş, olayın aydınlatılmasını istedi. Elif Kabaiş, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Farklı haberler ve delilerle olayı intihar diyerek kapatmak istiyorlar. Her gün kadınlar katlediliyor, bugün Rojin’in failleri bulunursa başka Rojinler ölmez. Bu süreçte bütün şüpheler giderilsin. Bu ölüm aydınlanana kadar hukuk mücadelemiz devam edecek.”
‘Soruşturma titizlikle, adli ve tarafsız yürütülmeli’
Süreci yakından takip eden Wan Barosu Kadın Hakları Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi Avukat Fatma Ülgen ise dosyadaki kısıtlılık kararının kaldırılması gerektiğini ifade etti. Bu dosyada soruşturmanın titizlikle, adli ve tarafsız bir şekilde yürütülmesi çağrısında bulunan Fatma Ülgen, komisyon olarak dosyanın takipçisi olmaya devam ettiklerini dile getirdi.
‘Etkili soruşturma yürütülmeliydi’
Dosyada sadece ATK raporuna ulaştıklarını bunun dışında bir bilgiye erişemediklerini belirten Fatma Ülgen, “Soruşturma da belirli aşamaların tamamlandığını, ancak bazı belirsizliklerin sürdüğünü biliyoruz. Gizlilik kararı sebebiyle dosyanın içeriğine tam anlamıyla erişim sağlanamıyor. Bu da soruşturmanın şeffaflığına dair endişeleri artırıyor. Rojin’in kaybolduğu ilk günden itibaren yetkililer tarafından kapsamlı arama ve kurtarma faaliyetlerinin yapılması gerekirdi. Üniversite giriş çıkışlarının denetim altına alınması, şüphe bulunduran köy ve mekânlar üzerinde etkili soruşturma yürütülmesi gerekirdi. Hepimiz de biliyor ki zorla kaybettirilme halinde her çalışma hayati önem taşımaktadır” açıklamasında bulundu.
‘Devletin sorumluluğunu yerine getirmesi lazım’
Devletin yükümlülüklerini yerine getirmesi ve her türlü önlemi alması gerektiği çağrısını yenileyen Fatma Ülgen, cezasızlık politikasına da dikkat çekti. Fatma Ülgen konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Raporlarda ‘suda boğulma’ olarak belirtilmiş olsa da ailenin ve bizlerin çekinceleri var. Kaybolduğu yer ile bulunduğu yer arasındaki mesafenin ciddi bir uzaklıkta olması, olayın sıradan bir kaza veya intihar olmadığını düşündürüyor. Bu mesafenin doğal olup olmadığı, soruşturma sürecinde daha detaylı incelenmesi gerekir. Devletin en temel görevi yaşam hakkını korumaktır. Ancak görüyoruz ki bizler için hayati önem taşıyan İstanbul Sözleşmesi feshedildi. Yasalar etkin bir şekilde uygulanmıyor. Bütün bunların yanında kadınlar bir de cezasızlık politikasıyla mücadele etmek zorunda bırakılıyor. Cezasızlık politikasından güç alan failler kadınları öldürmeye devam ediyor. Devletin yükümlülüklerini yerine getirmesi ve her türlü önlemi alması gerekiyor.”