Rojava Devrimi deneyiminden ‘Kadınların Demokratik Konfederalizmine’ doğru

“Rojava kadınları devrim gelişimi içinde geleceklerini geliştirme ve kendi tarihini yazmaya başladılar… Atılan her adım kadın devriminin ilerlediğinin en güçlü işareti oluyor. Bu, devrimler çağının sona ermediğini gösteriyor.”

ŞERVÎN NÛDEM

Rojava Devrimi, 19 Temmuz 2012'de Suriye devlet güçlerinin Kobanê kentinden çıkarılmasıyla birlikte resmi olarak ilan edildi. Rojava Devrimi, dünya devrim tarihine yeni bir sayfa açtı ve açtığı bu sayfada tarihi yazmaya devam etti; ediyor.

Devrimci şart ve koşullar kimi tarihsel anlarda ortaya çıkar. Ancak ortak siyasi ideolojik görüş temeline dayalı ortak program, hedef, örgütlü toplumsal güç olmadan devrimlerin ömrünü uzatmak mümkün değil. “Devrim” kelimesini “Karanlık, siyah ve kötü şeyleri temizlemek” şeklinde yorumlayabiliriz. Bu kapsamda devrimin ilk görevi, egemenlerin utanç verici hareketlerine karşı çıkmak veya yaşamı kölelikten ve zulümden kurtarmaktır.  Ancak devrimlerin gerçek başarısı, tüm farklı kültür ve kimlikleriyle saygı içerisinde özgürce bir arada yaşamasını sağlayan ve toplumların kendi kendini yönetebildikleri yeni bir sistem ile ilgilidir. Şimdiye kadarki devrimci ayaklanmaların çoğunda, toplum ve bireyler oluşan yeni sistem içerisinde kendi özgürlüklerini göremedikleri için bu devrimler yarı yolda dağıldı. Özellikle kadınlar siyasi, toplumsal ve ekonomik sistemlerin yeniden inşası sürecinin dışında bırakılmış, erkeklerin aile ve toplumsal ilişkilerdeki otoritesi sorgulanmamıştır. Bu yüzden bu halk ayaklanmaları, özgür ve eşit bir yaşam hayallerini gerçekleştirebilecek toplumsal bir devrime dönüşmedi.

Sovyetler Birliği'nin yıkılmasından sonra kapitalist modernite güçleri, birçok sosyalist devletin ve ulusal kurtuluş hareketlerinin eritilmesiyle birlikte 20. yüzyılın sonunda başarının sarhoşluğuyla “devrim süreçlerinin sonunu” ilan etmişti. 

Devrim ateşinin kıvılcımı

Ancak 21. yüzyılın başında Rojava Devrimi, sömürgecilerin hesabını boşa çıkarmıştı ve devrimin ateşinin kıvılcımını yeniden yakmıştı. 10 yıllık Rojava Devrimi sürecinde devrime yönelik askeri, siyasi, ekonomik ve ideolojik saldırılar hiç eksik olmadı. Bu saldırılara rağmen kadın özgürlüğüne dayalı demokratik ve ekolojik, halkın kendi kendini yöneteceği bir sistemin kurulması adımları her geçen gün daha da gelişti. Bununla birlikte Rojava Devrimi, Kürdistan, Ortadoğu ve dünyadaki kadın ve halklar arasında özgür yaşama kavuşma umudunu yeniden yeşertti.

Devrimin kökeni dönüş

Rojava Devrimi'ni 2011’in başında Tunus’ta başlayıp Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya yayılan halkların baharı ayaklanmasından farklı kılan şey neydi? Rojava Devrimi’nin örgütlülüğü, düşüncesi, ruhu her geçen gün daha da yayıldı ve Kadın Devrimi olarak dikkatleri üzerine çekti. Bu devrimin başarı ve gerçeklik sırrı tarihi, bilim ve örgütlülükte gizlidir. Rojava Devrimi, tarihsel açıdan, kadınlar öncülüğünde Mezopotamya topraklarında gelişen Neolitik devrimde inşa edilen komünal toplumsal değerlere kendini dayandırmaktadır. Tanrıça kültürü, ortak yaşamın, yerel kültür ve inanç mozaiğinin temelleri olmuştur. Bu kültürün izleri, toplum ahlakı içinde ortaklık, hassas yaklaşım, duyarlılık, acı ve üzüntülerin paylaşması, misafirperverlik, bayram, kutlamalar, üretim yöntemlerinde, kimi kişilerin kişilik ve ilişkilerinde açığa çıkmaktadır. Bu nedenle Rojava Devrimi’ni, ilk kadın devrimi olan Neolitik Devrim’in ahlaki ve politik toplumunun değerlerine sahip çıkan ikinci Kadın Devrimi olarak tanımlıyoruz. Çoğu Avrupa dilinde “devrim” anlamında kullanılan “revolution” kelimesinin kökeni Latince “dönüş” veya “geriye dönüş” anlamından gelmesi ilginçtir. Bu anlamda, bu kelimenin etimolojisi, doğal toplumun ana kültür değerlerine dönüş olarak devrim olgusunu gösteriyor.

Tarihsel analiz ışığında

Ayrıca Kürdistan İşçi Partisi öncülüğünde 40 yıllık Kürdistan devriminin toplumsal örgütlenmesi, bilgisi ve çalışması sonucunda Rojava Devrimi, bu sağlam temeller üzerine ortaya çıktı. 1980'lerden bu yana Rojava Kürdistan'daki Kürt toplumu, kültür, sanat, dil, tarih ve siyaset alanında kendini eğitiyor. Devletin tüm zulüm ve baskısına rağmen toplum komünal özyönetim şekilinde çalışmalarını yürütmüştür. İhtiyaçlarını karşılamış ve eylemlerini gerçekleştirmişlerdir. Özgürlük Hareketi'nin etkisiyle kadınlar evlerinden çıkmış, siyaseti öğrenmiş, kendi özgün örgütlerini kurmuş ve topluma öncülük etmiştir. Kadınların amaç, strateji ve siyasetteki başarısında olduğu gibi Rojava Devrimi’nde de Önder Apo’nun büyük emek ve değerlendirmeleri belirleyici oldu. Önder Apo’nun özellikle kadın özgürlüğü, demokratik konfedaralizm, demokratik özerklik ve demokratik ulus konularına bakış açısı, devrimin yol haritasını ve programını Rojava toplumuna sunmuştur. Önder Apo’nun tarihsel, toplumsal ve siyasal analizleri ışığında, Rojava kadınları ve halkı, öz gücü ile özyönetim ve öz savunma sistemlerinden sağlık, ekonomi ve eğitim sistemlerine kadar tüm ihtiyaçlarını kendilerinin karşılayabileceğine ikna oldu. 10 yıllık devrim sürecinin tecrübe ve bilgi birikimi, eksikliklerin adım adım aşılabilmesi için güçlü temeller oluşturmuştur.

Kadın devrimi gerçekliği

On yıllık devrim sürecinde kadınlar yaşamın ve mücadelenin her alanında öncü rolleriyle hareket ettiler. On binlerce kadın, dil devriminin gelişmesinde, okulların, toplumsal akademilerin, kooperatiflerin, kurumların, komün ve meclislerin örgütlenmesinde büyük emekler verdiler ve kararlar aldılar. Kadınların siyasal ve toplumsal alandaki gücü, Kongra Star çatısı altındaki özgün örgütlenmelerine dayanıyor. Bu şekilde kadınlar ortak hedef, akıl ve kararlarla siyasetlerini ve mücadelelerini geliştirebildiler ve birçok konuda belirleyici oldular. Sonuç olarak, kadın yasaları veya eş başkanlık sisteminin oturtulması ve tüm özerk yönetim kurumlarda eşit temsil gibi birçok kadın, hak ve özgürlüklerine ilişkin stratejik kararlar almıştır. Aynı zamanda toplum ve yaşam bilimi olarak Jineoloji ortaya çıkmış ve bu devrimin gelişmesi ile kadın devriminin bilimsel temelini güçlendirmiştir. Kuzey ve Doğu Suriye Jineoloji Akademisi'nin bölgesel araştırma merkezleri temelinde örgütlenmesi, kadın ve toplumun sorunlarını toplum, savaş ve devrim gerçekliğinde izleme ve çözmeye yönelik analizler geliştirme fırsatı yaratmıştır. Bu şekilde Rojava kadınları devrim gelişimi içinde geleceklerini geliştirme ve kendi tarihini yazmaya başladılar.

Devrimin sembolleri

Kuzey ve Doğu Suriye'nin her yerinden on binlerce kadın, Rojava Devrimi'nin inşasında, geliştirilmesinde ve kazanımlarının korunmasında yerini aldı. YPJ, Asayiş Güçleri ve HPC-Jin saflarında yer alan kadınlar, yine Kongra Star, Mala Jin ve Genç Kadınlar Hareketi’nden kadınlara kadar pek çok kadın, aile ve toplum içindeki yaşamlarında bir devrim yarattı. Onlar toplumdaki ataerkil baskılara ve cinsiyetçiliğe karşı başkaldırdılar. Bu şekilde onlar diğer kadınların varlıkları ve özgürlükleri için işgale, kadına ve topluma yönelik tüm saldırılara karşı direnmeleri konusunda güç ve cesaret oldular. Bu şekilde devrime öncülük eden yüzlerce kadın, işgalci Türk devletinin keskin nişancıları, El Nusra çeteleri ve DAİŞ'in hedefi oldular. Halep'te Gulê Selmo, Efrîn'de YPJ savaşçıları Silava ve Bêrivan, Kobanê'de öğretmen Viyan, Til Temir yolunda siyasetçi Hevrin Xelef, Serêkaniyê'de Yade Eqîde, Qareçox ve Helinç şehitleri, Şedadê Kadın Meclisi üyeleri Seda Feysal El Hermas ve Hind Letif El-Xidir,  ayrıca enternasyonalist devrimci kadınlar İvana Hofmann, Lêgerîn Çiya ve Hêlîn Qereçok gibi kadın kahramanlar devriminin sembolü oldular.

Yeni nesiller yetişiyor

Devrim sürecinde dünyaya gelen çok sayıda çocuk, bu devrimci kadınların ve yoldaşlarının isimleri ve hatıralarıyla büyüyor. Şimdi yeni nesil çocuklar Özerk Yönetim okullarında ve üniversitelerden mezun oluyor. Bazıları devlet okullarında şiddet, ırkçılık ve cinsiyetçi hakaretlere şahit oldu. 5 bin yıllık ataerkil sistem ve devlet zihniyetiyle oluşan, 100 yıllık Kürdistan'ın bölünmesinin etkisiyle şekillenen, ulus devlet ve Baas rejiminin 60 yıllık şovenizm zihniyetini değiştirmek kolay değil. Bu egemen zihniyet, birey ve toplumu, cinsiyetçilik, dincilik, ırkçılık ve pozitivist bilim çemberine hapis etmişti. Bu nedenle zihniyeti değiştirme ve dönüştürme amaçlı tartışmalar, eğitimler ve çabalar sürüyor. Bu çalışmalara örnek Efrîn-Şehba Jineoloji Araştırma Merkezi ve Kongra Star tarafından “Demokratik bir aile ve özgür toplum inşasında erkeğin görevleri” sloganı altında yapılan çalıştaylar gösterilebilir. Kadına yönelik şiddet, aile hayatı, evlilik sorunları, eşler ve çocukların eğitimi ile ilgili konularda yapılan tartışmalarda, ahlaki ve politik toplumun ortak akıl, arayış ve çözüm gücünün canlı olduğu ortaya konmuştur. Paylaşmak, birbirini dinleme ve yeniden düşünmek herkesin birbirine, ailevi ve toplumsal sorunlara karşı farkındalığını ve sorumluluk duygusunu güçlendirmeye yardımcı olur.

Özellikle genç kadın ve genç erkek yeni kuşaklarda yeni arayışlar mevcut. Kaderciliğin yerine mücadele ve sorumluluk duygusu, kadınları günahkar ve erkeğin “namusu” olarak gören algı yerine kadınların irade ve kararlarının hakim olması ve özgüveni kırmak yerine, entelektüel ve yaratıcılığın gelişmişini sağlayan araştırmalar yapılıyor. Bu kapsamda insanların emek ve görüşleri esas alınıyor.

Önümüzde daha uzun bir yol olmasına rağmen, toplumsal devrimin, yani bilincin iktidarın kötülüklerinden temizlenmesinin ilk adımları atıldı.

Direnişi büyütüyorlar

Kapitalist modernite sorunlara çözüm olmadığı gibi sorunları daha da derinleştirmesinden kaynaklı, bilinçlenme, demokratik aile ilişkileri ve özgür eş yaşam ve bir arada yaşama ihtiyacına giderek daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Saldırılar, ambargolar, savaş ve işgal tehditleri devam etmesine, geleceğin güvenliğini engellemesine rağmen, 10 yıllık devrimin verileriyle Rojava kadınları, onurlarını korumak, topraklarında özgür bir yaşam kurmak için direnişlerini daha da büyütüyorlar.

Bu direniş tutumu ve Rojava'daki kadın devriminin kazanımları, dünya çapında birçok kadına ilham ve cesaret verdi. Birçok kadın kendilerini yalnızca erkek ve devlet sisteminin şiddetinin kurbanı olarak görüyordu. 21. yüzyılda kendine inanmayan kadınlar yaratmak istediler. Ancak Rojava Devrimiyle birlikte kadınların kendine inanma gücünü yeniden oluşturdu.

Devrim çağı bitmedi

Farklı kıtalardan yüzlerce kadın, Rojava kadınlarını, toplum gerçeğini ve devrimi tanımak amacıyla Kuzey ve Doğu Suriye'nin Özerk Yönetim bölgesine yönünü verdi. Farklı ülke ve kültürlerden kadınlar, devrimin paradigmasını ve yaşamını, toplumun örgütleme yöntemi, eğitimi ve öz savunmasıyla birlikte Rojava Devrimi’yle gerçekliğin farkına vardılar. Bununla birlikte uzaklaştırıldıkları toplumlarının tarihini, kültürünü ve hakikatini incelemenin gereğini gördüler. Rojava Devrimi'nin ateşiyle körüklenen arkadaşlık ilişkileri ve özgürlük arayışları temelinde, kadın ve dünya halklarının Demokratik Konfederalizm ağlarını oluşturma iradesi ortaya çıktı. Bu amaçla atılan her adım kadın devriminin ilerlediğinin en güçlü işareti oluyor. Bu, devrimler çağının sona ermediğini, demokratik, ekolojik toplum ve kadın özgürlüğü paradigması temelinde yeniden küreselleştiği anlamına geliyor.