“Reddediyoruz, dayanışıyoruz ve harekete geçiyoruz” sloganıyla yürüdüler

“Reddediyoruz, dayanışıyoruz ve harekete geçiyoruz” sloganıyla Beyrut’ta feminist bir yürüyüş gerçekleştirildi.

CAROLİNE BAZZİ

Beyrut – “Reddediyoruz, dayanışıyoruz ve harekete geçiyoruz (We refuse, We stand in solidarity, We move)” sloganıyla feminist bir yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşe kadınlar, erkekler, işçiler ve mülteciler katıldı. Yürüyüş, Beyrut'taki Çevre Köprüsü'nün altından her türlü şiddet ve baskıyı kınamak için yapıldı. Yürüyüşe katılan kadınlar ajansımıza konuştu.

“İhlaller son bulmadı”

Yürüyüşe katılma nedenini açıklayan Gazeteci ve İnsan Hakları Aktivisti Christine Muhanna, “Kadınlar, mülteciler, ev işçileri gibi marjinalleştirilmiş gruplara ve şiddete maruz kalan tüm gruplara yönelik her türlü ayrımcılığın ve ihlalin ortadan kaldırılmasını talep etmek için bu yürüyüşe katıldım. Geçtiğimiz iki yılda birçok ihlalin takibini yaptık ancak buna kimse cevap vermedi ve ihlaller son bulmadı. Bu ihlaller karşısında sesimizi yükselmeye çalışıyoruz” dedi.

“Kabul etmeyeceğiz”

Yürüyüşe katılanlardan Sarah Malaeb de, “Kadınlar bugünden sonra susmayacak, mağdurun sesini duyuracak. Ülkemizde taciz, şiddet ve cinayetlerin yayılmasını kabul etmeyeceğiz” diyerek, kadınların şiddetin her türlüsünü kabul etmeyeceğini söyledi.

“Baskı yapmalıyız”

Ataerkil egemenliğe son vermek için yürüyüşe katıldığını ifade eden Araştırmacı Maysa Kassir, “Lübnan'da kadınlara yönelik adil kanunlar yok. Kadınları destekleyen yasaların yürürlüğe girmesi ve çıkarılması için baskı yapmalıyız” diye belirtti.

“Her yerde tacize uğruyoruz”

Lama Asmar, ataerkil sistemin reddi, tüm dünyada kadınlara uygulanan şiddete ve Lübnan'daki mültecilere yönelik şiddete karşı tepki göstermek için yürüyüşe katıldığını ifade etti. Lama Asmar, “Sosyal paylaşım sitelerinde, yollarda ve taksilerde tacize uğruyoruz. Tüm bunları reddetmek için bu yürüyüşe katılmak benim görevimdir” diyerek kadınların kendilerine yönelik şiddette karşı çıkmasını istedi.

Vakalar artıyor

Kadın yürüyüşünün organizatörlerinden olan feminist aktivist Sarah Kaddoura, “Kadınlara ve mültecilere yönelik şiddet ve kışkırtma vakaları artıyor. Bunu yeniden hatırlatmak istedik. Şiddet ve ırkçılık doğal bir şey değil. Ekonomik kriz ışığında şiddet birikiyor ve şiddetleniyor. Bedelini marjinal gruplar ödüyor. Bu nedenle yürüyüşe katılan veya katılamayacak olanlara yanlarında olduğumuzu ve bunu kabul etmeyeceğimizi söylemek istedik” şeklinde konuştu. Mültecilere yönelik ırkçılığın reddedilmesi sloganının yükseltilmesinin gerekçesine değinen Sarah Kaddouura, “Mültecilere yönelik 2011'den bu yana ırkçılık artıyor. Siyasi otoritenin de kışkırtması var. Bizler mültecileri savunuyoruz ve savunmaya devam edeceğiz” diye belirtti.

Dayanışmanın önemi

Feminist aktivist Rahaf Dandash, “Kadınlara, yabancı işçilere ve mültecilere yönelik hedefli ve kurumsallaştırılmış şiddetle günlük şiddetle normalleştirilmesine izin verilmediği için feminist hareketlerin örgütlenmesine ihtiyaç var. Bize katılamayan herkese yanlarında olduğumuzu söylemek istiyoruz” ifadelerini kullandı. Dayanışmanın önemine de değinen Rahaf Dandash, sosyal adaleti sağlamanın tek yolunun gerçek dayanışmadan geçtiğini vurguladı. Rahaf Dandash, istismara uğrayanların yanında olduklarını söyledi.

“Kadınlar kendine güvenmeli”

Şehrazad Rahma ise özellikle kadın sorunlarını omuzlarına alan yeni temsilciler ve değişim grupları aracılığıyla kadınları seslerini yükseltmeye ve parlamentoya getirmeye devam etmeye çağırdı. Şehrazad Rahma, kadınların siyasette ve sosyal alanda aktif olmaları gerektiğini de vurguladı. Bazı kadınların düşüncelerini açıklamaktan çekindiklerini dile getiren Şehrazad Rahma, “Kadınlardan kendilerini güvende hissettirecek bir yol bulmalarını istiyorum.  Dernek veya kuruluşlara giderek görüşlerini açıklamaları gerektiğini düşünüyorum” diye belirtti.