RAWA’dan Salma Ravi: Emperyalizmden kurtuluşun tek yolu örgütlenmektir

Doha’da toplantısına tepki gösteren RAWA’dan Salma Ravi, Emperyalizmden kurtuluşun tek yolu örgütlenmektir. Özgür, demokratik ve laik kadın mücadelesinin bayrağının kaldırılmasıdır. Mücadeleyle toplumların ayağa kaldırılmasıdır” dedi.

ŞAHLA MOHAMMADİ

Haber Merkezi- Birleşmiş Milletlerin (BM), Katar'ın başkenti Doha'daki "Afganistan" konulu toplantısının 3'üncüsü bugün başlıyor. 30 Haziran-1 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek toplantıya, BM Sözcüsü Stephane Dujarric, BM Siyasi ve Barış İnşası İşlerinden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo'nun başkanlık edecek. Genel Sekreter Yardımcısı toplantıda, "Toplantıda, Afganistan'a yönelik uluslararası angajmanın nasıl daha koordineli ve uyumlu hale getirileceği ele alınacak" bilgisini paylaştı.  Ayrıca toplantıya ülkelerin özel temsilcileri ve Afgan yetkililerin katılacağını ifade edildi.

Afganistan adına Taliban’ın katılmasına dönük başta kadınlar olmak üzere birçok kesimden tepkiler gelmeye devam ediyor.

Afganistan Devrimci Kadınlar Birliği (RAWA) Üyesi Salma Ravi, konuyla ilgili ajansımızın sorularını yanıtladı.

*Doha’da yapılan toplantının amacı nedir? Toplantının yeni dünya düzeninin yaratılmasıyla bağlantısı var mı?

Aşırı gerici ve insan hakları karşıtı Taliban gücünü iktidara getiren Amerika ve Batı'nın, Çin ve Rusya'nın kollarına düşmemesi için bunu çeşitli şekillerde sürdürmesi gerekiyor. Doha toplantısının başka bir amacı yok. Bu, Taliban'ın orta çağ yönetimini desteklemenin bir yolunu sağlama ve bu terör örgütüne, uzun süre egemen olabilmesi için meşruiyet kazandırma girişimidir. Taliban hükümeti henüz tanınmamış olsa da Taliban'a itibar verilmesi Doha Anlaşması'nın imzalanmasıyla başladı ve yetkililerinin şu veya bu konferansa davet edilmesiyle bugüne kadar devam etti.

Ölümcül felaketlere zemin hazırlıyorlar

Siraceddin Hakkani gibi en kötü şöhrete sahip ve tehlikeli Taliban liderlerinden bazıları BM’nin kara listesinde yer aldı. Hatta FBI onların tutuklanması için milyon dolarlık ödüller açıkladı. Ancak bu liderlerin dünyayı dolaşıp onlarla buluşması ironiktir. Geçmişteki Bonn ve Tokyo toplantıları ve Doha'nın birinci ve ikinci turu talihsiz kitlelerimizin kaderinde bir değişiklik yaratmadıysa, üçüncü toplantı da olumlu bir sonuç yaratmayacaktır. BM de dahil olmak üzere batılı kurum ve hükümetler, etkileşim, çözüm ve diyalog adı altında bu anti-sosyal ve kadın karşıtı yönetimin dizginlerini sadece ellerinde tutmakta, diplomasi ve uzlaşma ile daha ölümcül felaketlere zemin hazırlamaktadır. Topraklarımızın daha geniş çapta yağmalanmasını sağlayacaklardır. Amerikan emperyalizminin ve yeni dünya düzeni siyasetinin, ezilen kitlelerimizi mağdur etme pahasına kendi bölgesel ve stratejik çıkarlarını korumaları temel arzularıdır. Ülkemizi Taliban'a teslim etmiş olsak da Amerika'nın ihaneti ve müdahalesi bitmiş sayılamaz.

*Toplantıdaki gündemlerle ilgili neler söylersiniz?

Bu toplantıda ticaret, bankacılık, uyuşturucuyla mücadele gibi konuların görüşülmesi gerekiyor. Bu gündem, Amerika'nın, Batı'nın ve BM’nin terör, barbarlık ve Taliban'ın taş devri yasalarıyla hiç "ilgilenmediğini", ancak amaçlarının Batı'nın Afganistan'a yağmacı erişimini kolaylaştırmak için Taliban yönetimini güçlendirmek olduğunu ifade ediyor. Taliban'ın Çin ve Rusya ile daha derin yakınlaşması ve hedeflerini daha kısa sürede gerçekleşecektir. Sömürgeci çıkarlara ulaşmak, Taliban'ın dünyayla "etkileşimini" gerektirir ki, bunu çok güzel bir kılıf ve hileyle gerçekleştirirler. Bu da ezilen halklara, özellikle de acı çeken kadınlarımıza hiçbir fayda sağlamayacaktır.

"Kadın hakları", "barış", "hukukun üstünlüğü" ve diğer değerlerden bahsediyorlar ama bu bir hiledir. Aslında büyük güçler para ödemediklerini göstermişlerdir. Kendi çıkarları için milyonlarca insanı mağdur ediyorlar.

Amerika ve batı, faşist İsrail'in suç ortaklığıyla Gazze'yi kan gölüne çevirmiş, Naziler gibi Filistin'in savaşan halkını katlediyorlar. Acaba Afganistan'ın bahtsız halkına acıyıp onlara insani bir politika izleyebilirler mi? En suçlu ve en korkunç kökten dinci gruptan barış bekleyebilir miyiz? Eğitim kurumlarında ve doğum hastanelerinde gerçekleştirdiği intihar saldırılarında binlerce küçük çocuğumuzun, hatta bebeklerimizin kanını döken katiller, barışa değer veriyorlar mı ve yargılama masasına getirilmek yerine dünyayla bütünleşmeliler mi? En ufak bir muhalif sese, hatta müzik sesine bile silahla karşılık veren bir iktidar insan haklarına bağlı olabilir mi? Kadını insan olarak görmeyen, onun sesini ve varlığını haram sayan bir iktidarın kadın haklarına saygı göstermesini beklemek doğru mudur?  

Kadınlar acılarla mücadele ediyor

Son üç yıldır insanlar, özellikle de Afgan kadınları, işe ve eğitime erişim gibi temel insan haklarına ilişkin hiçbir raporun bulunmadığı hapishanelerde ve itfaiye binalarında bulunuyorlar, aynı zamanda benzeri görülmemiş ve yaygın bir yoksulluk, yüksek fiyatlar ile mücadele ediyorlar. Protestocu kadınlar; hapis, işkence, tecavüz ve ölüm cezasına çarptırılıyor. Her geçen gün daha gizemli ve hedefli cinayetlere tanık oluyoruz. Gençler sırf bayrağı taşıdıkları ya da bir aile toplantısında mutluluklarını dile getirdikleri için vuruluyor. Kaçakçılık, bağımlılık, yolsuzluk ve rüşvet ülkemizin her yerinde kol geziyor. Ve daha onlarca yorucu ve psikolojik acılar milletimizi dünyanın en umutsuz ve mutsuz milleti haline getirdi.

Bu kanlı ve karanlık koşulların nedeni, doğrudan veya aldatıcı insani yardım adı altında milyonlarca dolar ödeyerek, açlık krizini gidererek bu hainlerin hayatına devam eden Taliban ve onların küresel destekçileridir. CIA'in aynı zamanda kapsamlı Taliban’ın yanında cihatçı ve cihatçı olmayan paralı askerlerden oluşan bir orduyu hazır hale getirmeye çalıştığını da hatırlayalım.

*BM Doha'nın üçüncü oturumuna neden kadınları davet etmedi ve önceki oturumlardan farklı olarak bu toplantıda ne var?

Sömürgeci bir toplantıda kadınlar dahil edilse de edilmese de sonuçta çekilen acılara bir faydası olmayacaktır. Afganistan, BM ve batı meselesiyle ilgili dünya toplantılarının çoğunda, az sayıda kadınlara değer verdiklerini dünyaya göstermelerine izin verildi. Geçmişte çeşitli toplantılara katılan kadınlar, topraklarımızın ezilen kadınlarını temsil etmiyor, Afgan kadınlarının temel arzusunu yansıtmıyor. Fawzia Kofi, 2019 yılında Moskova'da Taliban liderleriyle yaptığı görüşme sonrasında "Taliban'ın değiştiğini ve Afgan kadınları için iyi planları olduğunu" açıklamıştı! Veya Fatemeh Gilani, Mart 2022'de "Antalya Diplomasi Asamblesi"nde dünyanın Taliban rejimini tanımasını istedi. Bu söz ve eylemler batının dikte ettiği politikaya uygundur.

Dolayısıyla bu toplantılarda kadınların bulunmamasını, bu konumdaki kadınların katılımına tercih ediyoruz. Hiçbir onurlu ve bilgili kadın, emperyalizmin sütunları arasında uzlaşmayı kurtuluş yolu olarak görmemiştir; tam tersine, Afganistan'ın Taliban'ın pençesinden kurtuluşu, tüm sınıf ve milliyetlerin birleşik, amansız ve uzlaşmaz mücadelesine bağlı olacaktır. Afganistan emperyalizme, Taliban'a ve cihatçı dini faşizme, kökten dinciliğe ve gericiliğe karşıdır. Taliban rejimi çerçevesinde reform ve görünürde değişiklik isteyenler, adalet ve özgürlük iddiaları açısından pratikte kabul görmeyecek ve halkımızın düşmanları arasında sayılacaklardır.

BM ve diğer kurumların insan hakları ve kadın hakları ihlalleri konusunda dürüstçe ve siyasi kaygılar taşımadan rapor verdiği görüşüne asla katılmıyoruz. Maalesef son üç yıldır çoğu uluslararası kurum ve hatta basın, ülkemizde yaşanan suçların derinliğini yansıtmayı reddetti. BM’nin Afganistan'daki Misyon Yardımcısı Roza Otunbayeva'nın yalnızca peçe takması, uzlaşmanın ve Batılı kurumlar tarafından Taliban'ın orta çağ fikirlerine ve taleplerine boyun eğmesinin sembolü.

BM Taliban'a ciddi bir şekilde karşı çıkamaz aksine, UNAMA ve BM, Amerika Birleşik Devletleri veya sözde uluslararası toplum ile İslam Emirliği yöneticileri arasında bir köprü görevi görüyor. Taliban rejiminin iradesi ve politikası doğrultusunda gayri resmi olarak Taliban rejiminin gücünü teyit ediyor. Geçtiğimiz üç yıl boyunca "UNAMA"nın kapsamlı desteği olmadan Taliban kendi hakimiyetini sağlamlaştırmayı başaramadı. Tam tersine BM’nin görevi Taliban'ın kanlı geçmişini ve bugününü aklamaktır.

*RAWA’nın kadınların haklarının ve kimliklerinin Taliban ve BM tarafından ihlal edilmesiyle ilgili mesajı nedir?

RAWA, kız kardeşlerine her zaman farkındalıktan, birlik ve örgütlenmeden başka silahının olmadığını söyleyerek emperyalist kökten dincilerin, her türlü faşizmin ve diğer anti-düşmanlığın prangalarını kırmak için mücadele ettiğimizi haykırmıştır. Taliban'ın savunucuları ve destekçileri teşhir edilmeli ve devrimci saflardan reddedilmeli. Emperyalizmden kurtuluşun tek yolu örgütlenmektir, özgür, demokratik ve laik bir kadın mücadelesinin bayrağının kaldırılmasıdır. Kadın mücadelesiyle toplumların ayağa kaldırılmasıdır. Bu ayaklanmanın etnik, dinsel, siyasi ve dilsel farklılıklara bakılmaksızın kadın ve erkek savaşçıların birlik ve beraberliğiyle yaygınlaşması zaferimizin anahtarı olacaktır.

*Kadınların ortak mücadele konusundaki kararlılığını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ne yazık ki medya, ağırlıklı olarak yozlaşmış Karzai-Ghani rejimine bağlı. Taliban yönetimi çerçevesinde efendilerinden pay ve yetki talep eden sözde Taliban muhaliflerini ön plana çıkarıyorlar. Bu insanlar halkımızın çoğunluğunun iradesi olan özgürlük, demokrasi ve adalete ihanet etmektedir. Yağmaladıkları paralarıyla yurt dışında tam bir rahatlık ve refah içinde yaşıyorlar. Taliban'ın yeniden iktidara geldiği ilk günlerden itibaren Taliban'a karşı korkusuzca ve cesurca karşı çıkan, kırbaç ve aşağılamalara rağmen bugün bile sessiz kalmayan Afgan kadınlarıydı. Afgan kadınlar direnişle mücadele etmeye çalışıyor ve mümkün olan her şekilde eylem yaptılar. Emperyalizme ve köktenciliğe karşı kadın ve erkek birliği güçlendirilmelidir.