Haber Merkezi – Federe Kürdistan Bölgesinde kadına yönelik şiddet politikaları artarak devam ediyor. Üstelik “namus” adı altında yaşanan kadın katliamlarına “intihar” süsü veriliyor.  Devlet aklı ile yürütülen mahkemelerde failler korunurken, hukukçu ve politikacı Peyman Ezedîn, kaleme aldığı bir yazı ile yaşananları anlatıyor. Kadın katliam dava dosyalarının çok ağır ilerlediğini, şahitlerin dinlenmediğini, faillerin serbest bırakıldığını belirten Peyman Ezedîn, Süleymaniye’de bundan bir kaç gün öncesinde babaları tarafından katledilen Hêlin ve Aware’nin dava dosyasına dikkat çekerek, fail babanın serbest bırakılma kararını hatırlattı.

“Caydırıcı cezalar verilmeli”

Konuyla ilgili kadın akitvistlerin ve kadın örgütlerinin de verilen kararlar nedeniyle yaptıkları eylemleri hatırlatan Peyman Ezedîn, “Kadın katliamlarına karşı nasıl mücadele edelim?” diye de soruyor.  Kadın katliamlarını ve kadına yönelik şiddeti önlemek için yürütülen kampanyaya değinen Peyman Ezedîn, “Her şeyden önce kadına yönelik katliamlar durdurulmalı. Kadın katliamlarının tarihi eskilere dayanıyor”  diyerek, sadece faillerin cezalandırılması ile yetinilmemesi gerektiğini, bu beklentinin dar bir beklenti olduğunu aktarıyor. Meselesinin şahsi değil toplumsal bir mesele olduğunu vurgulayan Peyman Ezedîn, faillere de caydırıcı cezaların verilmesi gerektiğini söylüyor.

“Tüm dinamikler duyarlı olmalı”

“Reklamlar, şarkılar, klipler, filmler dosdoğru kadını küçümseyen görseller değişmeli, düzeltilmeli. Ayrıca kadının toplumdaki rolüne dosdoğru değinilmeli” diyen Peyman Ezedîn, ayrıca eğitim sisteminde yer alan öğretmenlerden idarecilere kadar toplumsal cinsiyet eğitimlerinin önemine vurgu yapıyor. Peyman Ezedîn, kadına yönelik şiddet ve kadın katliamlarının önünün alınması için sadece hukukun değil toplumun tüm dinamiklerinin aktif ve duyarlı olması gerektiğine dikkat çekiyor. Peyman Ezidîn, “Çözüm nedir?” sorununa çözümün ortak aranması gerektiğinin altını çiziyor.