Peyas Belediyesi ‘şiddetsiz bir yaşam için’ üretim ve dayanışma ağlarını güçlendiriyor

Amed’deki Peyas Belediyesi, “şiddetsiz bir yaşam için” üretim ve dayanışma ağlarını güçlendiriyor. Kadın Politikaları Müdürlüğü Koordinatörü Günay Yakut, yerel yönetimlerin örgütlenme ve dayanışmayı sağlayacak en güçlü mekanizma olduğunu söyledi.

ARJÎN DİLEK ÖNCEL

Amed- Türkiye’de yıllardır sürdürülen kayyım politikaları, Kürt halkının demokratik iradesini hedef alırken, yerel yönetimlerin toplumsal yaşam üzerindeki rolünü de derinden etkiledi. 2016 yılında başlayan kayyımlar, ilk Kürt belediyelerine uygulansa da daha sonra CHP’li belediyelerde bu irade gaspından nasibini aldı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) tarafından alınan ancak 2016 ve 2019 yılında atanan kayyımlar tarafından yönetilen Amed’in nüfusu (2024 yılı nüfusu 440.886'dır) en yoğun olan ilçesi Peyas’ta (Kayapınar) 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerde, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) oyların yüzde 68.85’ini alarak yeniden yönetime geçti.

DEM Parti’ye geçen belediye ilk olarak işlevsizleştirilen birimleri aktifleştirdi. Aktif hale getirilen birimlerden biri de Kadın Politikaları Müdürlüğü oldu. Kadınlar için ekonomik, sosyal, hukuksal ve psikolojik bir destek alanı olan Kadın Politikaları Müdürlüğü, aynı zamanda kent dinamikleriyle birlikte şiddete karşı da çözüm yolları arıyor, şiddet sonrası kadınlara destek sunuyor.

Peyas Belediyesi Kadın Politikaları Müdürlüğü Koordinatörü Günay Yakut Demir, belediyenin çalışmaları ve şiddete karşı başlatılan kampanyaların etkilerini ajansımıza anlattı.

Yerel seçimlerin hemen ardından en hızlı şekilde toparlanan ve çalışmalarına başlayan birimlerin kadın birimleri olduğuna dikkat çeken Günay Yakut, Peyas Belediyesi Kadın Politikaları Müdürlüğü’nün hızlıca aktifleştirildiğini belirtti.

Kadın Politikaları Müdürlüğü’nün üç başlık altında çalışmalarını sürdüğünü ifade eden Günay Yakut, bu başlıkları şu şekilde sıraladı: “Bunlardan biri ‘kadına yönelik şiddetle mücadele’, bir diğeri ‘kadın ekonomisini güçlendirme’, son olarak da ‘eğitim, araştırma ve sosyal projeler geliştirme.’”

‘Bir yılda belediyeye 116 kadın fiziksel şiddet şikayetiyle başvurdu’

Belediye bünyesinde açılan Kadın Yaşam Merkezleri’nin örgütlenme, dayanışma, yaşadıklarını deneyimleme alanlarının yanı sıra, aynı zamanda bir hafıza alanına dönüştüğünü ifade eden Günay Yakut, merkezin çalışmalarına dair şunları söyledi: “Kadın Yaşam Merkezleri, daha çok kadına yönelik şiddete dair çalışmalar yürütüyor. Kadınlar bu merkezlerde hukuksal, psikolojik, bireysel danışmanlık hizmetleri alabiliyor. Peyas Belediyesi olarak bu bir yıllık süreç içerisinde 116 kadından başvuru aldık. Kadınların birçoğu ev içinde maruz kaldığı şiddetten ötürü bizlere başvurdu. Bu şiddet genelde fiziksel şiddet oldu. Genellikle fiziksel şiddet şikâyeti ile gelen kadınları dinlediğimizde psikolojik şiddetin, ekonomik şiddetin de çok yoğun yaşadığını gördük. Yine Kadın Yaşam Merkezleri, kadınların meslek edinebileceği bazen de sadece vakit geçirmek istediği ya da sportif faaliyetlere katıldığı alanlar. Atölyeler bitince kadınlar farklı kurslara tekrar katılmak istiyor. Çünkü buralarda yüklerinden kurtuluyorlar. Paylaşıyorlar, üretim yapıyorlar. Bu nedenle bu merkezler bizim için çok önemli.”

‘Şiddetsiz bir yaşam için…’

Kadınların şiddetsiz bir yaşam kurması için kentteki diğer kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde olduklarını söyleyen Günay Yakut, “Sadece belediyenin imkanlarıyla bu sorunu çözmüyoruz, aynı zamanda kent dinamiklerini de harekete geçiyoruz. Hem belediyeler kendi arasında iş birliği yapıyor hem de kentteki iş insanları kurum ve kuruluşlar, sivil toplum örgütleri kadının şiddetsiz bir yaşam yolculuğunda ona destek oluyor. Bu süreçte boşanma sürecinde olan ve çocuklarıyla birlikte şiddetsiz bir yaşam kurmak isteyen kadınlara iş olanakları yaratıldı. Farklı farklı alanlarda iş insanlarıyla yaptığımız protokoller kapsamında kadınlara iş imkânı sunuldu” dedi.

Belediye bünyesindeki üretim grupları iş imkânı sunuyor

Peyas Belediyesi’nin kadınlar için iki üretim grubu oluşturduğunu ve bu üretim gruplarında ekonomik bağımsızlığını kazanmak isteyen, aynı zamanda şiddetsiz bir yaşam kurmak isteyen kadınların çalıştığını belirten Günay Yakut, üretim merkezlerinde satışların da yine kadınlar tarafından yapıldığını söyledi.

Kadın Emeği Çarşısı’ndan da söz eden Günay Yakut, “Kadın Emeği Çarşısı’nda büfeler bulunuyor ve büfelerde kadınlar emekleriyle ürettiği ürünlerin satışını yapıyor. Bu büfeleri belli süreliğine kadınlar işletiyor. O kadın güçlendikten sonra başka bir alanda iş kuruyor, sonra başka bir kadın büfeyi işletmeye başlıyor. Kadınların ekonomik olarak güçlenmesi demek şiddetin de önüne geçebilir. Kadınları güçlendirmeyi bir bütün olarak ele alıyoruz” diye belirtti.

Günay Yakut şöyle devam etti: “Kadınların tarihini, deneyimlerini ve üretimlerini görünür kılmak amacıyla Peyas Kadın Eserleri Kütüphanesi’ni kurduk. Kütüphanenin kurulmasının diğer bir amacı; kadınların tarihini ve deneyimlerini görünür kılmak, kadınların bir araya gelip bilgi paylaşımı yapabileceği bir ortam oluşturmak ve kadınların toplumsal hafızasını güçlendirmektir. Kadın yazarların eserleri, kadın tarihi ve hafızasına yönelik araştırma ve inceleme çalışmaları, kadın kurumları ve örgütlerinin broşürleri, raporlamalarının yer aldığı bir merkeze dönüştü. Kütüphane açıldığı günden bu yana özgün atölyelerin olduğu ve yoğunluklu olarak kadınların günlük deneyimlerinin ve direniş geleneklerinin tartışıldığı bir yaşam alanı haline geldi.”

Amed’de bir buçuk ayda 5 kadın katledildi

Şiddetin arttığını ve politikaların artan şiddet karşısında yetersiz kaldığını söyleyen Günay Yakut, Amed’de bir buçuk ayda 5 kadının katledildiğini, bir kadının şüpheli şekilde yaşamını yitirdiğini hatırlattı ve şöyle dedi: “2025'in ilk altı ayına baktığımızda 136 kadın katledildi. Bu kadınlardan 90’ı ev içindeki biri tarafından katledildi. Birçok kadın boşanmak istediği için katledildi. Diyarbakır'da son 1,5 ayda beş kadın katledildi. Katledilen kadınlardan üçü 25 yaş altı kadınlar. Çok genç kadınlar. Ve üç kadın da evli olduğu erkekler tarafından ve şiddetsiz bir yaşam kurmak istedikleri için katledildiler. Ve üç kadın da katledildiğinde onunla dayanışan, yanında olan diğer aile üyelerinin yanında katledildiler.”

Şiddete karşı kampanyalar

Yönetime geçtikten sonra şiddete karşı çeşitli kampanyalar da başlattıklarını söyleyen Günay Yakut, “DEM Partili belediyeler olarak geçen yıl 13 Kasım'da, ‘Sözümüz bitmedi, şiddeti birlikte durduracağız’ şiarıyla kampanya başlattık. Kentteki ya da bölgedeki bütün kadınlara ulaşmak, kadınların başvurabileceği alanlar açmak, birlikte mücadele etmek ve bu toplumsal sorunun önüne geçmek istedik. Bu kampanyanın 8’inci ayını geride bıraktık ve 8’inci ayın sonunda kampanyayı şöyle bir boyutta kazandırdık; DEM Partili tüm belediyeler olarak yaz aylarıyla birlikte parklarda kadın cinayetlerine ve kadına yönelik şiddete karşı forumlar düzenlemeye başladık. Gruplar halinde parklara gidiyor, kadınlarla sohbetler ediyoruz. Kadınlara şiddete dair başvurabilecekleri merkezler hakkında bilgi veriyoruz. Bu kampanyayla birlikte şunu çok net görüyoruz; kadınlara son 10 yıldır kamusal alanda söz hakkı tanınmamış. Söz hakkı tanınan kadınlar bunu çok rahat ifade ediyor. Bu aynı zamanda güçlü hissettiren bir şey. Evet bu çalışmalar bir bütünen tabii ki kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin önüne geçilecek çalışmalar değildir. Ama bizler kadınlar olarak sözümüzü söyleyebilecek alanların var olduğunu bilmek, kadınlar olarak bir araya gelmek ve bunu birlikte deneyimlemek, tartışmak, birbirimize deneyimlerimizi paylaşmak bizi güçlendiren bir yerde de duruyor” ifadelerini kullandı.

‘Parklardaki forumların ardından 10 kadın belediyeye başvurdu’

Günay Yakut, “Parklarda yürüttüğümüz çalışma bizim için bir çıktı olacak. Çünkü biz sadece dört parkta şu ana kadar çalışma yürüttük ve bu çalışmamız Eylül ayı sonuna kadar devam edecek. Dört parkta yürüttüğümüz çalışmada 800'e yakın kadınla buluştuk. Bu buluşmalardan sonra ortalama 10 kadın belediyeye şiddet şikâyeti ile başvurdu. Buluşmalardan hemen ertesi günü gelen başvurular var. Kadınlar üzerinde toplumsal baskılar var, aile içinde baskılar var, yaşanan şiddetin aile içinde kalması gerektiğine dair toplumsal normlar var ve bir mekanizmaya başvurduğunda ‘önce git bunu aile içinde çöz’ diyen birçok mekanizma var. Bu nedenle kadınlar şiddete maruz kaldığında bir kuruma başvurma sürecini işletemiyor. Bizler yeni dönemde hem yaptığımız kadın buluşmaları hem yaptığımız ev ziyaretleri hem de yaptığımız park buluşmaları sonucunda bir rapor açıklayacağız. Yani bu çalışmada kadınlar bize yeni dönemde nasıl bir çalışma yürütmemiz gerektiğini de gösteriyor aslında. Çünkü bizler bir çalışma yürütürken kadınlarla birlikte buna karar veriyoruz” şeklinde konuştu.

Şiddete karşı yerel yönetimlerin rolü

Günay Yakut, konuşmasını yerel yönetimlerin kadınların yaşamlarındaki rolüne dikkat çekerek şöyle sürdürdü: “Yerel yönetimler, kadının varlığı için mücadele ettiğimiz, emeğine sahip çıktığımız, kadınları güçlendiren mekanizmaları geliştirdiğimiz alanlardır. Çünkü biz yerelden örgütlemenin, birlikte dayanışmanın önemli olduğunu uzun yıllar deneyimleyerek gördük. Tabi yerel yönetimler 8 yıllık süreçte yokken de kadın örgütleri ve kadın hareketi kendini her zaman örgütledi. Her zaman mücadele mekanizmaları oluşturdu. Belediyeler bunların bir çıktısı, özellikle kadın politikaları bunların bir çıktısı. 2014 yılında eşbaşkanlık sistemi ile birlikte kadın müdürlükleri oluşmaya başladığında kadın iradesinin görünür olması ve bununla birlikte kadın alanına söz hakkının tanınması, kadına söz hakkının tanınması, kadın alanların genişlemesi bu kazanımlardan biridir ve mücadele mekanizmalarımızın bir sonucudur. Aynı zamanda az önce bahsettiğimiz kadın dayanışma merkezleri de bu mekanizmaların ve mücadelenin bir sonucudur.”

‘Üretim gruplarımızı arttırmaya dönük hedeflerimiz var’

Kadınları ev içine hapseden politikaların aksine, kadını kamusal alanlara taşıyan bir politika izlediklerini vurgulayan Günay Yakut, “Kadınlarla bir araya gelip, toplumsal cinsiyet, cins sevgisi, yasal haklarımız hakkında atölyeler yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz. Üretim gruplarımızı arttırmaya dönük hedeflerimiz var. Bunlardan biri de Peyas Belediyesi'nin bir tıbbi aromatik bahçesi var. Biz kadınların şifacı yönünü de bilen bir hafızadan geliyoruz. Annelerimizin, ninelerimizin bize aktardığı bir hafıza var. Bu tıbbi aromatik bahçede kadınların bir araya gelip o bitkilerden üretim yapabileceği bir alan da oluşturuyoruz. Bunu sadece merkezdeki kadınlar için değil, köydeki ve şehirdeki kadınları bir araya getirerek o hafızayı birlikte açığa çıkarmak üzerine üretim grupları kurmayı hedefliyoruz” dedi.

‘Birlikte mücadele etmek ve birlikte örgütlenmek için…’

Yerel yönetimlerin kentleri kadınların özgürce yaşayacağı mekanlar haline getirmek gibi bir iddiasının olduğunu, bu iddia ile çalışmalarını sürdürdüğünü ifade eden Günay Yakut, “Kadın Politikaları Müdürlükleri olarak, kentteki ya da bölgedeki bütün kadınlarla bir araya gelmek, birlikte dayanışmak, birlikte mücadele etmek gibi bir amacımız var. Maruz kaldığımız şiddete karşı birlikte mücadele etmenin gücüne ve öz savunmasına inanıyoruz. Bu nedenle komşumuz, kendimiz, bir akrabamız, bir tanıdığımız, şiddete maruz kaldığında ulaşabileceğimiz adreslerin olduğunu bilelim. Desteğe ihtiyacı olan kadınların hepsini kadın dayanışma merkezlerimize davet ediyoruz. Birlikte dayanışmak, birlikte mücadele etmek ve birlikte örgütlenmek için” diyerek konuşmasını tamamladı.