‘Pexşan Azizi’nin direnişinde Şirin Elemhuli’nin ayak izleri var’

İran’da Pexşan Azizi ve Şerife Mohammadi’ye verilen idam cezalarına tepki gösteren Gazeteci Rûhêyv Botan, “Pexşan Azizi’nin mektubunu okuduğunuzda İran rejimine boyun eğmeyen Şirin Elemhuli’nin ayak izlerini görebilirsiniz” dedi.

HEVRÎN CENGAVER

Haber Merkezi – İran’da Gazeteci Pexşan Ezîzî ve aktivist Şerife Mohammadi’ye idam cezası verilirken, Doğu Kürdistan Özgür Kadınlar Topluluğu (KJAR) Üyesi Werişe Muradî, Nasim Gholami Simiari ve daha birçok kadın tutsak da idam cezasıyla karşı karşıya bulunuyor. Kadın hak savunucularına idam cezası verilmesini kınayan Gazeteci Rûhêyv Botan, “Özgürlükçü ve mücadeleci kadınlar bulundukları her yerde saldırıya maruz kalıyor. Özgürlükçülük, otoriterliğe ve yeni bir hayat kurmaya alternatif olduğundan, otoriter yönetimler ve sistemler bu düşünceden korktukları için kadınlara yönelik saldırılarını da giderek yoğunlaştırıyorlar” diye belirtti.

‘Pexşan Azizi’nin kaleme aldığı mektup örnek alınmalı’

Evin Cezaevi’nde kadın tutsakların direnişine dikkat çeken Rûhêyv Botan, “Topluma güç ve moral veriyorlar. Kadınlar güçleniyor ve cezaevlerinde bile olsalar taleplerini ifade etmekten geri durmuyor ve haklarını savunuyorlar. Pexşan Azizi’nin kaleme aldığı mektup örnek alınacak bir mektup. Karşılaştığı işkencelere rağmen dik duruşunu ortaya koyuyor. Mektubunu okuduğunuzda İran rejimine boyun eğmeyen, idamdan korkmayan ve hakikat yolunda yürüyen kadınlardan biri olan Şirin Elemhuli’nin ayak izlerini görebilirsiniz. Evin Cezaevi’ndeki kadın tutsaklar özgürlük aşkıyla her türlü işkenceye karşı direnişini sürdürüyor. Bu özgürlük aşkıyla daha çok direnir ve asla boyun eğmezler” sözlerine dikkat çekti. 

‘Kadın gazeteciler olarak görevimiz daha da zorlaşacak’

Sözlerinde Werişe Muradî’nin mektubuna da değinen Rûhêyv Botan, “Hakkında açılan dava kapsamında görülen duruşmaya katılmayarak Pexşan Azizi ve Şerife Mohammadi’ye verilen idam cezalarına tepki gösterdi. Bu radikal tavırla kadınların birliğini ortaya koydu. Evin Cezaevi'nde tüm bu işkencelerin ortasında açığa çıkan kadın iradesi, hiç şüphesiz onların özgürlüğünü ve korkusuz olduklarını gösteriyor. Bu durumda kadın gazeteciler olarak görevimiz daha da zorlaşacak. Kadınların bir daha idam edilmemesi için sendikamızla, çalışmamızla, faaliyetimizle bu kadınların sesi olmalıyız” ifadelerinde bulundu.

‘Gazeteciler hakikatin sesi olmalı’

İran ve Doğu Kürdistan’daki baskılar kadınlar şahsında tüm topluma yönelik olduğunun altını çizen Rûhêyv Botan, “Önceki gün haberlerde cezaevlerinde 33 kişinin idam edildiğini öğrendik. Bu nedenle özgür gazeteciler olarak kadınlara yönelik haksızlıkları ve ahlak dışı kararları kabul etmemeliyiz. Öte yandan gazeteciler olarak da çok yönlü saldırılara maruz kalıyoruz. Bakur Kürdistan'da gazeteciler günlük olarak gözetim altında, Başur Kürdistan’da gazeteciler katlediliyor ve 6 ayı aşkındır alıkonulan Özgür Basın Birliği (YRA) üyesi ROJNEWS Editörü Silêman Ehmed’ten henüz haber alınamıyor. Rojhilat ve Rojava’da da gazeteciler saldırıya uğruyor. Biz gazeteciler gerçekleri ortaya çıkarmak için sessiz kalmamalı ve hakikatin sesi olmalıyız” diyerek sözlerini noktaladı.