Pasurlu kadınlar yaylalarında maden istemiyor: Amaç halkı göç ettirmek

Pasûr’daki Hasandin Yaylası’nda yapılmak istenen maden projesine karşı düzenlenen mitinge farklı kentlerden gelerek katılan kadınlar, toprakları için mücadele kararlılıklarını vurgulayarak, projenin amacının insanları göç ettirmek olduğunu belirtti.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Amed’in Pasûr (Kulp) ilçesinde bulunan Hasandin Yaylası’nda, 6 mahalle ve onlarca mezrayı olumsuz etkileyecek maden projesine karşı 10 Ağustos’ta miting düzenlendi. İstanbul Kulplular Derneği (KULP-DER) ve Pasûr Hasandin Yaylası Koruma Platformu öncülüğünde yapılan mitinge siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda yurttaş katıldı. “Yaylamızda maden ocağı istemiyoruz” diyen yurttaşlar, Pasur(Kulp) halkına dayanışma ve birlikte mücadele çağrısı yaptı. Topraklarını terk etmeyeceklerini ve doğalarını korumak için her alanda ses yükselteceklerini belirten yurttaşlar, “Doğup büyüdüğümüz toprakları vermeyiz” sözleri ile kararlılıklarını dile getirdi.

‘Geçim kaynakları yok olursa insanlar göçe maruz kalacak’

 

Mitinge İstanbul’dan katılan Çiçek İlgen, toprakları için miting alanında olduğunu dile getirerek, “Burası yok olursa köylerde yok olur yine burada yaşama dair bir şey kalmaz. Burası bizim babalarımızın, annelerimizin toprakları. Bu zulüm ve haksızlık dışında bir şey değildir. Burada yaşayan hiç kimse bu madenleri istemiyor. Binlerce insan bu su ve arılarla geçimini sağlıyor. Bu düzen bozulursa ellerinde geçim kaynağı kalmazsa bu insanlarda kalkıp şehirlere göç etmek zorunda kalacaklar. Orada da yaşam zor ve geçinemeyecekler. Zaten devletin de istediği bu burada ki insanları göçertmek. Millet şuan da tepkilerini net bir şekilde gösteriyor. Burada sadece doğayı değil, hafızayı da yok etmek istiyorlar. Buradan ele alırsak madenler Pasur’u da diğer köyleri de yok edecek. Bizim suyumuz ve toprağımızdan ellerini çeksinler. Bu gençler son damla kanlarına kadar da direneceklerini dile getiriyor. Biz de direneceğiz” dedi.

‘Havamız ve suyumuz kirlenmesin’

Mitinge Adana’dan katılan Herdem Oruç’ta şunları dile getirdi: “Ben kendi topraklarıma sahip çıkmak için Adana’dan geldim. Kendi kültürümüzün yok edilmesini ve doğamızın bozulmasını istemiyoruz. O yüzden buradayız. Bu madene karşıyız. Doğal olan her daim doğal kalmalı. Ne suyumuz ne de havamız kirlenmesin. Burası bizim köyümüz, toprağımız ve vatanımız, yok edilmesini istemiyoruz. Kendi kültürümüze sahip çıkmak için buraya geldik. Bunun için mücadele etmeye kararlıyız.”

‘Bu maden en çok bize zarar verecek’

Yaylaları için mücadele edeceklerini belirten Fatma Oruç, “Bu yayla sadece bir köyün değil, 7 köyün yaylası. Binlerce insan buradan besleniyor, insanların geçim kaynağı burası. Maden gelirse hem suyumuz kirlenir hem de çevremiz kirlenir. Benim çocukluğum burada geçmiş ben buranın yok edilmesini istemiyorum, sadece ben değil kimse istemiyor. Satanlar ya da gelip burada maden arayanlara hiçbir şey olmayacak ama bize çok zararı olacak. Biz avukatlarımızla, gazetecilerimizle ve halkla beraber mücadele etmeye devam edeceğiz. Buradayız ve burada olmaya devam edeceğiz” diye kaydetti. 

‘Bir yeri daha madenlere kurban etmeyeceğiz’

“Biz yaylamızın yok olmasını istemiyoruz” diyen Fener Baran da sözlerini şöyle sürdürdü: “Yaylamız giderse bizlerde yok oluruz. Buradan geriye ne su kalır ne temiz hava ne de bir yeşillik. Burada ne köy kalır ne de insanlar kalır. Elimizden geleni yapacağız ve sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bugün burayı satanlar iyi bilsin ki biz burayı kimseye bırakmayacağız. Zaten ilçede korunan hiçbir şey kalmamış. Her yerde baraj ve maden var. Ama burayı bırakmayacağız. Burası için direneceğiz. Ne satanlara ne de maden şirketlerine izin vermeyeceğiz.”

‘Büyüdüğümüz toprakları vermeyeceğiz’

Büyüdüğü topraklar için direneceklerini ifade eden Dilber Tekdemir, “Burası bizim topraklarımız. Biz burada büyüdük. Biz var olduğumuz sürece burası böyle kalacak. Biz kanımızı da veririz gerekirse ölürüz ama kendi topraklarımızı vermeyeceğiz. Sonu ne olursa olsun bu topraklarımızı vermeyeceğiz. Onlara karşı ne olursa olsun direneceğiz. Yaşam alanımız burası, bu yayla bizim her şeyimiz. Burası için kim elinden ne geliyorsa yapsın. Yapmaya da devam etsin. Bugün bu kalabalık yarın ikiye katlanmalıdır. Biz kadınlar direneceğiz. Bu suyu bu toprağı kimseye bırakmayacağız” şeklinde konuştu.