“O duvarlar arkasında çok sayıda acı ve hukuksuzluk yaşanıyor”
Hakkında verilen 7 yıl 6 ay hapis cezasını tamamlayıp tahliye edilen HDP’li eski vekil Gülser Yıldırım, “O duvarlar arkasında çok sayıda acı ve hukuksuzluklar yaşanıyor” sözleri ile cezaevlerinde yaşananlar ihlallere dikkat çekti.

MEDİNE MAMEDOĞLU
Mêrdin - Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mardin eski Milletvekili Gülser Yıldırım, 4 Kasım 2016’da HDP’li milletvekilleri ile birlikte dokunulmazlığı kaldırıldıktan sonra tutuklanmış, Mardin 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hakkında "Örgüt üyeliği" iddiasıyla 7 yıl 6 ay hapis cezası verilmişti. Gülser Yıldırım, cezasının tamamlanması üzerine bulunduğu Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi'nden tahliye oldu. İnfazını tamamlamasına rağmen 4 aydır cezaevinde tutulan ve iki gün önce tahliye edilen Gülser Yıldırım, cezaevinde yaşanan sorunları ve hasta tutuklu Aysel Tuğluk’un durumunu ajansımızla paylaştı.
“Yüreğimin yarısını o duvarlar arkasında bıraktım”
Aysel Tuğluk ve diğer hasta tutukluların yerinin cezaevi olmadığına dikkat çeken Gülser Yıldırım, cezaevlerinde tecrit koşullarının hâkim olduğunu söyledi. Dört duvar arkasında kalan arkadaşları için “Yüreğimin yarısını o duvarlar arkasında bıraktım” sözlerini kullanan Gülser Yıldırım, tahliyesinin kendisine özgürlük hissiyatı vermediğini, diğer tutuklular bırakıldığında bu özgürlüğün yerini bulacağını ifade etti. Gülser Yıldırım tahliyesini, “İnsan arkadaşları tutuklu olduğu zaman ben özgürüm diyemiyor” cümlesiyle özetledi.
“Cezaevlerinde tecrit koşulları hüküm sürüyor”
4 Kasım 2016 tarihinde çok sayıda HDP’li vekil ile birlikte tutuklanan Gülser Yıldırım, o süreçte yeni inşa edilen F Tipi cezaevi kapılarının ilk olarak kadınlara açıldığını söyledi. Gülser Yıldırım, konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “F Tipi’nin kapıları ilk olarak kadınlara açıldı. Cezaevinde 3 kadın arkadaş birlikte kalıyorduk. Cezaevi koşullarından bahsetmek gerekirse tam olarak tecrit uygulamaları yürütülüyordu. O cezaevinde şuanda birçok seçilmiş kadın siyasetçi bulunuyor. Hasta tutuklular bir yana cezaevinde anneleriyle birlikte kalan çocuklar bir yana. Cezaevlerinde hem kadınlar hem hasta tutuklular hem de çocuklar çok ciddi mağduriyetler yaşıyor. Tutuklular üzerinde hukuksuz bir süreç işletiliyor.”
“Cezaevi koşulları Aysel Tuğluk’un hastalığını ağırlaştırıyor”
Aynı cezaevinde kaldığı hasta tutuklu Aysel Tuğluk’a dair konuşan Gülser Yıldırım, cezaevinde Figen Yükdeğ ve Aysel Tuğluk’un aynı koğuşta kaldığını aktardı. Cezaevi koşullarının Aysel Tuğluk’un hastalığını daha çok ağırlaştırdığını dile getiren Gülser Yıldırım, “Aysel Tuğluk’tan bahsettiğimde yüreğim gerçekten bunu kaldıramıyor. Heval Aysel’in yeri o cezaevleri ve tecrit şartları değil. Heval Aysel’in üzerinde çok keyfi bir muamele uygulanıyor. Hastalığını bütün doktorlarda tespit etti. Demans hastalığının bir tedavisi yok sadece moral ve iyi şartlar gerekiyor. Doğayı görmesi ve moral içinde yaşaması gerekiyor ama cezaevi koşulları nedeniyle hastalığı daha da ağırlaşıyor. Buradan vicdan sahibi herkese sesleniyorum; Aysel Tuğluk’un tahliye edilmesi için çok ciddi bir çalışmanın yürütülmesi gerekiyor. Arkadaşımızdan bahsettiğimde kelimeler boğazımda kalıyor. Gerçekten de Aysel arkadaşımızın yeri orası değil. Aysel arkadaşımızın bırakılıp evinde daha sağlıklı bir şekilde tedavi edilmesi gerekiyor” sözlerine dikkat çekti.
“Hasta tutukluların yeri cezaevleri değil”
Hasta tutukluların bir an önce tahliye edilmesi gerektiği çağrısında bulunan Gülser Yıldırım, “Cezaevinde birçok tutuklu arkadaşımız hasta ya da çok ağır şartlar altında yaşıyorlar. Çok fazla hasta siyasi tutuklu var cezaevlerinde. Hasta tutuklular için kampanyalar başlatıldığını da duyuyorduk. Umut ediyorum ki bu kampanyalar önce hasta tutukluların ardından ise bütün siyasi tutukluların özgürlüğü ile sonuçlanır” şeklinde konuştu.
“Efrin’li bir anne ve 3 yaşındaki çocuğu da cezaevindeydi”
Cezaevinde aynı odada Efrin’den gelen bir anne ve 3 yaşındaki çocuğunun kaldığını anlatan Gülser Yıldırım, “O aileden hem anne hem de baba tutukluydu. O çocuk 13 aylıkken girdiği cezaevinde yakında dört yaşına girecek. O çocuğun dört duvar arasında değil dışarıda özgür bir şekilde yaşaması gerekiyor. Hiçbir vicdanın bunu kabul etmemesi gerekiyor. Cezaevinde anneleriyle birlikte kalan bütün çocukların yeri dışarısıdır. Çocukların oynayacağı alanlar parklardır cezaevleri değil” sözlerini kullandı.
“Özgürlük ve barış için mücadelemiz devam edecek”
Demokratik siyaset yaptıkları için tutuklandıklarını ve halen birçok siyasetçinin cezaevlerinde olduğunu kaydeden Gülser Yıldırım, bütün siyasi tutukluların özgürlüklerine kavuşması için mücadele etmeye devam edeceklerini vurguladı. Güler Yıldırım konuşmasına şu sözlerle son verdi: “Bu acılara şahit olduktan sonra insan tahliyesine de sevinemiyor. O duvarlar arkasında çok sayıda acı ve hukuksuz olaylar yaşanıyor. Umut ediyorum ki en kısa zamanda bu sorunlar da bu tecrit koşulları da düzelir ve bütün tutuklu arkadaşlarımız tahliye edilirler. O zaman bizler mutlu oluruz. Cezaevi kapıları hasta tutuklular başta olmak üzere bütün siyasi tutuklulara açılsın. Onların özgürlükleri için elimizden geleni yapacağız. Mücadelemiz her daim devam edecek”